İÇİNDEKİLER
ARABULUCULUK NEDİR
En kısa tanımıyla arabuluculuk nedir sorusunun cevabı; tarafların, bir veya daha fazla arabulucunun yardımı ile bir anlaşmaya varmak için ihtilaflı meseleler üzerinde görüşme yaptıkları bir uyuşmazlık çözüm sürecini ifade eder[1]. Geniş tanımı ile arabuluculuk nedir sorusunun cevabı; yasal düzenlemelerin yada tarafların verdiği yetki ile tarafları bir araya getiren tarafsız üçüncü kişi vasıtasıyla tarafların, tarafsız bir ortamda aralarındaki uyuşmazlığı müzakere edebildiği, müzakereler sırasında tarafların kendilerini ifade edebilmelerinin kolaylaştırıldığı, tarafların kendi menfaatlerini yapılan görüşmeler sırasında tespit edebildiği, müzakerelerin devamı ve nihai uyuşmazlığın çözümü hususlarında karar verme yetkisinin taraflara ait olduğu uyuşmazlık çözüm yöntemidir.
Uyuşmazlığın tarafı olan kişiler çoğunlukla uyuşmazlık ortaya çıktıktan sonra birbiri ile sınırlı sayıda ve yöntemle iletişime geçerler. Ancak kurulan iletişimde taraflar, daha çok kimin haklı kimin haksız olduğu hususlarında tartışırlar. Diğer bir ifade ile taraflar, kendi haklı olduğu hususlara odaklanarak fikirlerini karşı tarafa kabul ettirmeye çalışırlar. Kimsenin müdahil olmadığı söz konusu müzakereler sonucunda taraflar, her iletişim sonucunda karşı tarafa daha mesafeli ve ön yargılı olarak müzakereleri sonlandırır ve nihayetinde artık iletişim kuramaz hale gelirler. İletimin bittiği yerde taraflar, artık üçüncü bir otoritenin müdahalesi ile beraber haklıyı bulma çabasına girerler ki bu otorite günümüzde çoğunlukla mahkemeler tarafından sağlanmaktadır.
Günümüzde mahkemede görülen davalar, harç ve giderler bakımından oldukça pahalı olmasının yanında yargının yükü de göz önüne alındığında oldukça uzun sürmektedir. Nitekim taraflar, dava sonunda verilen kararlardan da her zaman memnun kalmayabilmektedir. Bunun sonucunda taraflar, gerek dava aşamasında, gerekse dava bittikten sonra birbirleri ile iletişimini koparmış olarak hayatlarına devam etmektedir. İşte bu aşamada Arabuluculuk nedir sorusunun cevabı aranarak alternatif bir uyuşmazlık çözüm yönteminin benimsenmesinin hem taraflar hem de devlet için daha yararları olacağı düşünülmüştür.
Yukarıda da bahsedildiği gibi taraflar arasında, üçüncü bir otoritenin olmadığı ve taraflar arasındaki iletişimin tamamen taraflar tarafından sağlandığı görüşmeler, doktrinde kabul edildiği üzere diğer bir alternatif uyuşmazlık çözüm yolu olan müzakere olarak adlandırılabilecektir. Her zaman müzakere yöntemi ile uyuşmazlıklar çözülemediği için ise ülkemizde, 6325 sayılı “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu” kabul edilerek “Arabuluculuk Çözüm Yöntemi” uygulanmaya başlanmıştır.
ARABULUCULUK KANUNUNDA ARABULUCULUK NEDİR SORUSUNUN CAVABI
6325 sayılı kanunda Arabuluculuk Nedir sorusunun cevabı şu şekilde tanımlanmıştır; “Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemini” ifade eder.
Yukarıda yer alan arabuluculuk nedir sorusunun cevabını veren kanun maddesine göre Arabulucu görüşmelerin yapılabilmesi için masa etrafında, en az iki tarafın olması, ortada tarafların arasında uyuşmazlığın söz konusu olması ve tarafların uyuşmazlığının çözümünde yardım olabilecek ve tarafların aralarındaki iletişimin devamını sağlayan tarafsız ve gerekli eğitimleri almış bir Arabulucunun bulunması gereklidir.
ARABULUCULUK GÖNÜLLÜ BİR SÜREÇTİR
Arabuluculuğun temel ilkelerinden olan “Gönüllülük” ilkesi gereğince arabuluculuk sürecine ve toplantılara katılıp katılmamak hususunda tüm inisiyatif taraflardadır. Arabulucu hiçbir şekilde tarafları toplantıya katılmaya zorlayamaz. Arabulucunun tek yapabileceği tarafları toplantıya davet etmektedir. Davet sonrasında toplantıya taraflardan birinin yada tamamının katılmaması halinde tarafların, aralarındaki uyuşmazlığı arabuluculuk yöntemi ile çözmek istemediği şeklinde yorumlanmalıdır. Gönüllülük ilkesinin bir istisnası dava şartı arabuluculuk kapsamında kanunumuzda benimsenmiş ve ihtiyari arabuluculuğun aksine dava şartı arabuluculukta arabuluculuk yoluna başvurmak ve ilk toplantıya katılmak zorunlu tutulmuştur.
DAVA ŞARTI ARABULUCULUK NEDİR
Taraflar arabulucuya dava açılmadan önce yada dava aşamasında başvurabilirler ancak dava şartı arabuluculukta uyuşmazlığın çözülmesini isteyen taraf arabuluculuk yoluna başvurmak zorundadır. Dava açılmadan önce zorunlu olarak dava şartı arabuluculuğa başvurulması gereken haller şunlardır.
- Bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.(7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m. 3/1)
- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
- Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (6502 sayılı kanun m. 73/a)
Uyuşmazlığın çözümünü isteyen taraf, yukarıda yer alan uyuşmazlıklar için dava şartı arabuluculuğu başvurduktan sonra dava açabilmesi için dava açan taraf, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. (6325 s.k. m. 18/A/2)
ARABULUCULUKTA MENFAAT KAVRAMI
Arabulucu, yapılan müzakerelerde tarafların kendi menfaatinin ne olduğunu ortaya çıkarmaya çalışacak ve tarafların kendi menfaatlerinin farkına varmasını sağlayacaktır. Taraflardan birinin tamamen müzakereye kapalı olması halinde dahi arabulucu, soracağı açık uçlu sorular ile tarafın, “acaba buradan anlaşma ile ayrılmam benim için daha yararlı olur mu?” sorusunu kendisine sordurmasını sağlayarak daha menfaatine olan hususu tespitini sağlayacaktır.
[1] Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Konusunda Rec (2002) 10 Sayılı Tavsiye Kararı. Ayrıca bk. Hukuki ve Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuğun Belirli Yönlerine İlişkin 21 Mayıs 2008 Tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Yönergesi (2008/52/EC) madde 3/a.