Taşınmazda yapılan tadilat giderleri nin faydalı ve zorunlu olanlar niteliğinde olanı işyeri ruhsatın iptal edilmesi halinde ayıplı mal kiraya verenden talep edilebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/5102 E., 2021/8511 K. K.T: 15.09.2021
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Davacı; davalıya ait taşınmazı kiraladığını, taşınmazda tadilat yaptığını, ancak belediyenin iş yeri ruhsatlarını iptal ettiğini ve başka taşınmaza taşınmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek; taşınmaza yaptıkları 68.558 TL faydalı ve zorunlu masraf bedeli ile şimdilik 1.000 TL taşınmazda meydana gelen değer artışı bedelinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı; davacı kiracının taşınmazın durumunu bilerek kiraladığını belirterek; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının tacir olduğu, ruhsat almadan tadilat yapamayacağı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacı tarafın temyizi üzerine Dairece verilen 26/01/2017 tarihli ve 2017/2259 Esas 2017/683 Karar sayılı kararla; davacı vekilinin taşınmazdaki değer artışına yönelik temyiz itirazları reddedildikten sonra, davacının faydalı ve zorunlu masraf alacağına yönelik olarak; “…Bu durumda, davalı kiraya veren taşınmazın ayıplı olduğunu bildiği halde davacıya kiraya vermekle kusurludur. Kira sözleşmesi süre dolmadan sonlanmıştır. Bu durumda, sözleşmenin kiracı tarafından haklı nedenle feshedildiğinin kabulü gerekir. Bu nedenle, davacı kiracı tarafından yapılan tadilatların zorunlu ve faydalı masraf niteliğinde olup olmadığının saptanarak, zorunlu ve faydalı masraf olduğunun belirlenmesi halinde imalat tarihi itibariyle yıpranma payı düşülmüş bedellerinin kalan kira süresi ile orantılı olarak tesbiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; bozma kararına uyulmasına karar verilerek yeniden yapılan yargılama sonucunda, dava konusu taşınmazın yıkılmış olması sebebiyle keşif yapılamadığı ve yıpranma payları hesap edilemediği, mahkemenin 2013/59 Değişik İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporuna itibar olunduğu gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 58.100 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; karar tarafların temyizi üzerine, Dairece verilen 26/09/2019 tarihli ve 2018/1865 Esas 2019/7168 Karar sayılı kararla davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, hükme esas alınan raporun da zorunlu ve faydalı masraf olduğu belirlenen tadilatların imalat tarihi itibariyle yıpranma paylarının belirlenmediği ve tadilat bedellerinin kira süresi ile orantılı olarak tespitinin yapılmadığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece; yeniden yapılan yargılama sonucunda, kira başlangıç tarihi olan 01/06/2012 tarihi ile delil tespiti tarihi olan 18/11/2013 tarihi arasında kiralananın bir sene beş buçuk ay süre ile kullanıldığı ve bu süre içerisindeki yıpranma payı oranının %10 olduğu gerekçesiyle, 52.290 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda, lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan, bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir. Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Usuli kazanılmış hak olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK.). Bu kazanılmış hak yeni bir hükümle ortadan kaldırılamaz. Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup Yargıtay tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hâkimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; Dairece verilen 26/09/2019 tarihli bozma kararında, davacı kiracı tarafından yapılan tadilatların zorunlu ve faydalı masraf olduğunun belirlenmesi halinde imalat tarihi itibariyle yıpranma payı düşülmüş bedellerinin kalan kira süresi ile orantılı olarak tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir.
Ne var ki, mahkemece bozma kararına uyulmuş ise de bozma gerekleri tam olarak yerine getirilememiş, tahliye tarihinin tespiti yapılmaksızın hatalı bir şekilde delil tespiti tarihi dikkate alınarak yıpranma payı hesaplanmış; kalan kira süresi ile orantılı olarak da herhangi bir inceleme yapılmamıştır.
Dava konusu kiralanan taşınmaza ilişkin taraflar arasında ayrıca görülmekte olan itirazın iptali davasında, Dairece verilen 02/10/2019 tarihli ve 2018/467 Esas 2019/7411 Karar sayılı karar ile kiralananın 06/04/2015 tarihinde tahliye edildiğine ilişkin tespit yapıldığına göre, mahkemece yıpranma payı hesaplanmasında ve tadilat bedellerinin kira süresi ile oranlanmasında bu tarihin esas alması gerekmektedir. Buna göre, mahkemece; uyulan bozma kararında açıklandığı şekilde bilirkişiden belirtilen hususlarda ek rapor alınarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, uyulan bozma kararının gereği yerine getirilmeden eksik inceleme neticesinde yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nın 428, maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK’nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK’nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu davalı yönünden açık, davacı yönünden kapalı olmak üzere, 15/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Tag; Taşınmazda yapılan tadilat giderleri