Çarpıp kaçan araç olayı, sorumluluktan kurtulma amacıyla yapılan ve trafik kazalarında sık yaşanan kazalardandır. Kaçan araç sürücüsünün, zarar görenin, hasardan sorumlu kişinin kim olduğunu ispatlar delilleri elde etmesini engellemek için yaptığı eylemi korumak hukuk düzenine aykırılık teşkil edecektir.
Nitekim olay yerini terk eden kişinin, mahkemece yada resmi makamlarca tespit edilmesi halinde verilen zararın tamamı trafik sigortası tarafından karşılanacak ve trafik sigortası sırf olay yerini terk ettiği için tüm zararı kendisinden tazmin edebilecektir. Bu sebeple çarpıp kaçan araç sürücü, gerçekten geçerli bir sebebi yoksa olay yerine geri dönmesi yada en yakın emniyete olayı ikrar etmek için gitmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan çarpıp kaçan araç plakasının, ne kamera kayıtları ile ne tanıklarla ne de kaçarken çekilmiş fotoğraf ile ispatlanamaması halinde ne yapılması gerekmektedir.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, sadece maddi hasarlı trafik kazası dahi olsa, olay yerinden kaçan araç sürücüsü olması halinde her halde emniyete haber verilmesi ve olay yerini terk etmeksizin ilgili emniyet personelini beklemek gereklidir. Polis yada jandarma geldikten sonra olay kendilerine anlatılmalı ve verdiğiniz beyan ile çarpıp kaçan araç plakasının, beyana göre bile olsa kaza tespit tutanağına kaydettirmeniz gereklidir.
Nitekim Yargıtay, kararlarında, yapılan çarpıp kaçma eylemi korumamış, oluşturduğu içtihatlarla bir takım delillerin sunumuyla beraber ispat yükünün çarpıp kaçan sürücü ve işleteninde olacağını içtihatlarıyla vurgulamıştır.
İçtihatlarında, eğer zarar gören kişi, çarpıp kaçma eylemi sonrasında olay yerinden ayrılmamış ve olay yerine resmi görevlileri çağırarak olayı tutanak altına aldırmışsa, meydana gelen kaza eyleminde verdiği çaba ile haklı olduğunu ortaya koyan zarar gören kişiyi korumuştur.
Gerçekten de bakıldığında zarar gören kişi, zarara sebebiyet veren aracın, kaçma eylemi sonrasında ispatlaması oldukça güçtür. Ancak zarara sebebiyet veren kişi o tarihte orada olmadığını daha rahat ve kolayca ispatlayabilecektir.
NİTEKİM AŞAĞIDAKİ KARARDA YARGITAY, DAVALININ, KAZA YERİNDE HİÇ BULUNMADIĞI VE ARACA ZARAR VERMEDİĞİ SAVUNMASI KARŞISINDA DAVACI SİGORTACI, OLAY YERİNDE TRAFİK ZABITALARI TARAFINDAN TUTULMUŞ TRAFİK TESPİT TUTANAĞI VARSA VE TUTANAKTA, SİGORTALISININ BEYANINA GÖRE DE OLSA ZARARA SEBEBİYET VEREN ARACIN DAVALININ İŞLETENİ OLDUĞU ARAÇ OLDUĞU TESPİT EDİLMİŞSE, İDDİASINI İSPAT ETMİŞ OLACAKTIR. ARTIK DAVALI ZARAR VERENİN AKSİ YÖNDE DELİLERLE SAVUNMASINI İSPAT ETMESİ GEREKİR.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/4534 E., 2014/4751 K. 31.03.2014 T. Kararında;
“Davalılar vekili gerek müvekkillerinin gerekse dava konusu otomobilin mezkur tarihte herhangi bir kazaya karışmadığını, aracın kaza tarihinden çok önce ve kaza tarihinde zaten arızalı olduğunu ve gerekli onarım için bakımda bulunduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davalıların miras yoluyla malik oldukları aracın dava konusu olaya karıştığı kanıtlandığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak emniyet görevlileri tarafından tutulan 15.09.2007 günlü kaza tespit tutanağında sürücülerin kendi beyanlarına göre davacıya kasko sigortalı araç sürücüsü B. D.’in sevk ve idaresindeki araca davalıların murisi adına kayıtlı olan aracın arkadan çarpıp kaçtığı,… maddi hasarlı kaza olduğu ve kazaya olay yerini terk eden davalı aracının sebebiyet verdiği belirtilmiştir.
Dosyada mevcut, kazanın hemen akabinde trafik polislerince tutulan kaza tespit tutanağında davacıya kasko sigortalı araca arkadan çarpıp kaçan ve kazaya sebebiyet veren aracın davalıların murisi adına kayıtlı olan araç olduğu belirlenmiş, tutanağı düzenleyen tutanak mümzileri dinlenmiştir. Resmi makamlarca düzenlenen kaza tespit tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerdendir. Davacı tanıklarının olaydan uzun bir süre sonra verdikleri ve yaklaşık olarak 1 yıldan fazla süre davalı aracının sanayide bakım ve onarımda kaldığına ilişkin beyanları kaza tespit tutanağının aksini ispatlayacak nitelikte değildir.
Bu durumda mahkemece, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan kaza tespit tutanağına göre davalıların murisi adına kayıtlı olduğu aracın kazaya karıştığının kabulüyle işin esasına girilip, yapılacak yargılama sonucunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”