Taşkın Yapının Yıkımında Aşırı Zarar Kavramı

Yıkımında aşırı zarar oluşturacak yapıların, arsa üzerinden kaldırılması Yargıtay kararları gereğince mümkün değildir. Mevzuatımızda yapının yıkımında aşırı zarar oluşturacak herhangi bir kavrama yer verilmediğinden dolayı Yargıtay Kararları ile aşırı zararın tespiti gerekecektir.

 

Yargıtay 14.Hukuk Dairesi 2002/ 8310 E., 2003 / 5747 K. ve 07.07.2003 tarihli kararında;

Dava: Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.9.1998 ve 17.2.2000 gününde verilen dilekçeler ile elatmanın önlenmesi ve kal, birleşen davada ise temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi ve kal davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine, birleşen davada ise temliken tescil davasının reddine dair verilen 30.5.2002 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Karar: Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve kal, birleşen dava ise Medeni Kanunun 651.maddesine ( 4721 sayılı Medeni Kanunun 725 md. ) dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Davacı, maliki bulunduğu 48 parsel sayılı taşınmaza bina yaparak elatan davalılar N, K ve S’nun elatmalarının önlenmesini ve yapıların kalini istemiştir.

Birleşen davada, davacı S, paydaşı bulunduğu 48 parselde inşa ettiği binanın davalı M’ye ait 49 parsele taşan kısmının tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

Mahkemece, davacının davalı K aleyhindeki davasının husumet yönünden reddine, davalı N aleyhindeki elatmanın önlenmesi davasının kabulüne, kal davasının reddine, davalı S aleyhindeki elatmanın önlenmesi ve kal davasının kabulüne, birleşen davada davacı S ‘nun davalı M aleyhindeki temliken tescil davasının reddine karar verilmiştir.

Hükmü davacı ( K.davalı ) M vekili, davalı N vekili ve davalı ( k.davacı ) S vekili temyiz etmiştir.

Yapılan yargılamaya, dosya kapsamına, toplanan delillere göre; davalı N vekilinin ve davalı ( k.davacı ) S vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi, davacı ( k.davalı ) M vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

Davacıya ait 48 parsel sayılı taşınmazda krokide B harfi ile gösterilen binayı kadastrosu yapılmış parselde inşa eden ve ondan satın alan davalı N’nun iyi niyetli olmadığı sabittir ve bu husus mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda elatmanın önlenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak mahkemece, davacının kalini istediği binayı muhik bir bedel ödeyerek temellük etmek istemediğini beyan etmesi nedeniyle kal talebinin reddine karar verilmiş, gerekçede kal isteği reddedildiğinden yapının yıktırılmasında aşırı bir zarar olup olmayacağı hususunun araştırılmadığı da yazılmıştır. Kal isteminin reddi için binanın ( yapının ) değerinin açıkça arsanın kıymetinden fazla olması ve kalin aşırı zarar doğurması gerekmektedir. Açık farktan maksatı iki değer arasında ilk bakışta herkesin hemen gözüne çarpacak bir dengesizliğin bulunması, başka bir anlatımla, değerler arasında aşırı bir orantısızlık olduğu kanaatinin uyanması demektir. Oysa, davalı N’ye ait B harfli binanın bilirkişi raporuna göre 100 metrekaresinin 2.sınıf basit tek konut niteliğinde olduğu, 27 metrekarelik kısmının ise çok basit bina olduğu, toplam bina değerinin 1.954.043.280 Tl. olup, kapladığı arsanın da 920.750.000 Tl. değerinde bulunduğu, bu durumda yukarıda açıklandığı gibi yapının değerinin arsadan çok fazla olmadığı yani iki değer arasında açık fark bulunmadığı görülmekle birlikte, davacı vekilinin beyanı, binanın değeri itibariyle yıkımın aşırı zarar doğurmasının sözkonusu olmayacağı ve binanın belirtilen niteliği itibariyle korunmaya değer bir yapı özelliğinde de bulunmadığı dosya kapsamı ile anlaşılmıştır. O halde açıklanan bu nedenlerle, davacının bu binaya yönelik yıkım isteminin de kabulüne karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Davalı N vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

2- DAVALI ( K.davacı ) S vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine,

3- Davacı M vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 7.7.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.

Canlı Destek
Whatsap Destek
Nasıl Yardımcı Olabiliriz?