Ehliyetine el konulan işçi işyerinde şoför olarak çalışıyorsa ve alkol yada uyuşturucu sebebiyle ehliyetine el konulması durumunda işveren, ehliyetine el konulan işçi ‘yi tazminatsız yada tazminat vererek işten çıkarma hususunu ele alacağız. İşçinin tazminat yada tazminat vererek işten çıkartılmasındaki ayrım el konulan ehliyetin mesai saatlerinde araç kullanırken gerçekleşip gerçekleşmediğine göre değişecektir.
Mesai Saatlerinde Araç Kullanılırken Ehliyete El Konulması Halinde
İşverenin haklı nedenle derhal feshini düzenleyen 4857 sk 25 inci maddenin “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” başlıklı 2/d maddesinde aynen;
“İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması” derhal fesih nedeni sayılmıştır.
Bu durumda işçi, eğer iş saatleri içerisinde araç kullanırken alkol yada ehliyet sebebiyle ehliyetine el konulmuşsa bu durumda işveren, yukarıda yer alan maddeye dayanarak işçinin iş sözleşmesini derhal feshedebilir. İş sözleşmesi feshedilen işçiye kıdem yada ihbar tazminatı ödenmez.
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/9986 E., 2018/6223 K. ve 28.02.2018 tarihli kararında;
“Dosyaya intikal eden bilgi ve belgeler ile yukarıda belirtilen tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının fesihten daha önceki bir tarihte alkollü araç kullanmasından ötürü sürücü belgesinin geçici olarak alınması, fesih tarihinde tanık beyanlarına göre alkollü olduğunun anlaşılması karşısında davacı işçinin iş akdi davalı işveren tarafından haklı nedenle feshedildiğinden kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.“
Ancak ehliyetine el konulan işçi , şoför olarak da çalışıyorsa bazen işçiler, bu durumu işverenden saklayarak araç kullanmaya devam ettiği uygulamada görünmektedir. Bu durumda işveren, işçisini, güvenini kötüye kullanmaktan dolayı işten çıkarma imkanı vardır.
Nitekim 4857 sk 25/2/e maddesinde aynen
“İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.”
derhal fesih sebebi olarak yer almıştır. Bu durumda işveren, durumu öğrendiği tarihe işçiyi, belirtilen maddeye dayanarak tazminatsız olarak işten çıkartabilir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2011/30691 E., 2013/24907 K. ve 02.10.2013 tarihli kararında;
“Alkollü araç kullanmak Karayolları Trafik Kanununa göre de suç olup, davacının direksiyon başında aldığı alkol oranı yasal sınırın üç mislidir. Davacı, şirketin belli koşullarla kullanması kaydıyla işin yürütümü için kendisine teslim ettiği aracı yasal sınırın üç misli fazlası alkollü olarak kullanarak işverenin güvenini kötüye kullanmıştır. Davacının eylemi, doğruluk ve bağlılığa aykırı olup işverenin haklı fesih imkanı doğmuştur. Ayrıca işverenin ilaç tanıtıcısı davacıya şoför tahsis etmek gibi zorunluluğu yoktur. Haklı fesih nedeniyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”
Mesai Dışında Araç Kullanılırken Ehliyete El Konulması Halinde
Yukarıda yer alan madde, işçinin mesai saatleri içerisinde işyerinde çalışırken alkol yada uyuşturucu alması sebebiyle derhal fesih sebebi olarak düzenlenmiştir. Ancak mesai saatleri dışında işçi, özel aracını alkol ayda uyuşturucu maddenin etkisinde kullanırken ehliyetini kaptırırsa bu durum şoför olarak çalışan işçi için derhal fesih sebebi olarak sayılmaz. Ancak işveren, işçiyi kıdem tazminatını ödeyerek işten çıkartabilir.
Nitekim 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25 inci maddesinin (III) numaralı bendinde, işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde, işverenin derhal fesih hakkının olduğu açıklanmıştır.
Bu halde işveren, ihbar süresini kullandırmaya gerek olmaksızın işçiye kıdem tazminatını ödeyerek işten çıkartabilir.
Bazı toplu iş sözleşmelerinde işçinin işyeri dışında alkol yada uyuşturucu alması işten çıkarma sebebi olarak gösterilmiştir. Ancak belirtilen toplu iş sözleşmesi hükmü kanuna aykırı olamayacağından dolayı her halde işçiye kıdem tazminatının ödenmesi zorunludur.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/23845 E., 2019/15985 K. ve 17.09.2019 tarihli kararında;
“Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden ve mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; davacının özel aracı ile yapmış olduğu kaza sonucunda alkollü araç kullanması nedeni ile ehliyetine el konulduğu ve bu nedenle TİS 79. maddesi uyarınca 6 ay süre ile ücretsiz izne çıkarıldığı, 27.03.2012 tarihinde iş başı yapması gerekirken ehliyetini ibraz edemediği ve ücretsiz izinde olduğu dönemde alkollü araç kullanmaktan dolayı bu sefer 2 yıl süre ile ehliyetine el konulduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar TİS 79. maddesinde; görev saati dışında alkol aldığı için ehliyetine ikinci defa el konulanların iş sözleşmelerinin tazminatsız olarak feshedileceği düzenlenmiş ise de, yerel mahkeme kararında da isabetli bir biçimde belirtildiği üzere TİS hükümlerinin yasa hükümlerine aykırı olamayacağı açıktır.
Ancak, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25 inci maddesinin (III) numaralı bendinde, işçiyi işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin ortaya çıkması halinde, işverenin derhal fesih hakkının olduğu açıklanmıştır.
İşçiyi çalışmaktan alıkoyan nedenler, işçinin çevresinde meydana gelmelidir
Bu nedenle, davalı işverence yapılan fesih İş Kanunu 25/III maddesine uygun olup, davacının kıdem tazminatı talebinin kabulü ile ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır.”
Daha detaylı bilgi için Trabzon İş Hukuku Avukatına danışabilirsiniz.