Uzun süreli haksız işgal halinde arsa sahibi, arsasını herhangi bir hakka dayanmadan kullanan işgalciden geçmişe yönelik ecrimisil talebinde bulunmak isteyebilir. Ancak Yargıtay, uzun süreli haksız işgal halinde arsa sahibinin, arsasını kullanan kişiye herhangi bir işlem yapmayarak sessiz kalmasını “kullanılmasına muvafakat verdiği” anlamı taşıdığını ve arsa sahibi ile işgalci arasında ariyet sözleşmesi (kullanım ödüncü) kurulduğunu kabul etmektedir.
Bu durumda arsa sahibi, ancak arsanın artık kullanılmasına muvafakat vermediğini işgalciye iletmesi tarihinden itibaren ariyet sözleşmesi bozulacak ve arsa sahibi ihtar tarihinden itibaren ecrimisil talep etme hakkına sahip olacaktır. Ancak arsa sahibi bu gibi durumda herhangi bir ihtar çekmeden direk müdahalenin meni (el atmanın önlenmesi) ve ecrimisil talebiyle dava açarsa ecrisimil talebi, işgale uzun süre sessiz kalması nedeniyle taraflar arasında oluşan ariyet sözleşmesi nedeniyle reddedilecektir. Ancak tabiki muvafakat, dava açılarak geri alındığı varsayılarak müdahalenin meni talebi kabul edilecektir.
YARGITAY 1. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/5140, Karar No: 2018/1073, Karar Tarihi: 21.02.2018
Davacı, kayden paydaş olduğu 80 parsel sayılı taşınmaza, aynı yer 551 parsel maliki olan davalının sera kurmak ve kullanmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürerek el atmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesi istemiştir. Davalı, taşınmazı yıllardır bu sekli ile kullandığını, tarafların mirasbırakanları arasında kullanıma ilişkin muvafakatname imzalandığını, taraflar arasında anlaşma olduğunu ve ecrimisil istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin karar Dairece “…Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma sonucunda kayden davacının paydası olduğu taşınmaza davalının sera yapmak suretiyle müdahalede bulunduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle el atmanın önlenmesine karar verilmiş olması doğrudur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince; toplanan delillerden çekişme konusu kısımları davalının uzun yıllardır kullandığı,
anılan seraları 1994 yılında yaptığı ve davacının bu kullanıma itiraz etmediği, bu durumda, davacı tarafından uzun süre dava konusu yerlerin kullanımına ses çıkarılmadığı ve ihtarname ile davalının taşınmazları terk etmesinin istenmediği gözetildiğinde, davalının çekişme konusu taşınmazları davacının izni ile kullandığı, kötü niyetli zilyet olmadığı, hatta taraflar arasında Borçlar Kanununun 299. ve takip eden maddelerinde öngörüldüğü üzere şifahi olarak ariyet akdi yapıldığı ve aynı yasanın 304. maddesi gereğince de davacının dava açmakla muvafakatini geri aldığı, başka bir deyişle feshederek akde son verdiği kabul edilmek suretiyle ecrimisil isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ecrimisilin hüküm altına alınması da isabetsizdir…” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, mahkemece elatmanın önlenmesi talebinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.
Daha fazla bilgi almak için Trabzon taşınmaz – arazi avukatı olarak tarafımıza danışabilirsiniz.
Arb. Av. Seyyid Hasan ÖZTÜRK