Kartel Faizi davaları, Rekabet Kurulu tarafından 12 banka hakkında kredilerde birlikte fiyat belirlemek amacıyla kartel oluşturduğunun tespit edildiği ve tespit sonucu verilen para cezasının Danıştay tarafından onandığı ileri sürülerek açılmıştır.
Bilindiği üzere Rekabet Kurulu’nun 13-13/198-100 sayılı ve 08.03.2013 tarihli kararı ile bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 12 teşebbüsün rekabeti ihlal ederek kredi faiz oranlarını yükselttiğinin belirlendiği, kredilere yüksek faiz uygulandığı ve bu suretle kartel faizi uygulandığı belirlenmiştir.
Rekabet Kurulu’nun yukarıda sayı ve tarihi verilen kararının iptali talebiyle açılan Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 05.12.2014 tarih, 2014/276 Esas ve 2014/1395 Karar sayılı karar ile reddedilmiştir. Temyiz ve karar düzeltme başvuruları neticesinde Danıştay 13. Dairesi’nin 21.05.2019 tarihli, 2016/4614 Esas ve 2019/1786 Karar sayılı kararı ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Danıştay bozma kararı sonrası Ankara 2. İdare Mahkemesi’nin 19.07.2019 tarihli, 2019/1105 Esas ve 2019/1461 Karar sayılı kararı ile direnme karar verilmiştir. Direnme kararına karşı temyiz kanun yoluna başvurulmuş ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2019/2391 E. – 2021/1106 K. sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi Kararının “BOZULMASINA” karar verilmiştir.
İlgili karar ile; “… soruşturmaya taraf olan 12 bankanın tek bir çerçeve anlaşma veya ortak plan dâhilinde belirli bir koordinasyon içerisinde hareket ettiğinin ortaya konulamadığı açık olan dava konusu uyuşmazlıkta, ilgili bankalar hakkında ihlâle dâhil oldukları her bir hizmet yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekirken, devam eden tek bir ihlâl yaklaşımı kapsamında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir. Bu itibarla, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.” şeklindeki gerekçe ile o tarihlerde uygulanan kredilerin hukuka uygun olduğu belirtilmiştir.
Rekabet Kurumu tarafından bu karara karşı karar düzeltme kanun yoluna başvurulmuş olup, karar düzeltme talebi reddedilmiştir.
Her ne kadar Ankara 2. İdare Mahkemesinin 2019/1108 Esas sayılı dosyasında yargılama devam ediyorsa da İdare Mahkemesi yukarıda yer alan karara uymak zorundadır.
Bu çerçevede artık kartel faizi davalarının tek tek reddedildiği, artık belirtilen mahkeme kararı sonucunun beklenmediği görülmektedir. Nitekim Yargıtay da verilen kartel faizi davaları nın reddi kararını onamaktadır. Son tarihli kartel faizi davaları nın Yargıtay kararları aşağıdadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2023/84 E., 2023/1626 K. ve 25.05.2023 tarihli kararında;
“Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının, davalı bankadan kullandığı krediye uygulanan haksız kartel faiz oranı nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 57 nci maddesinde “Her kim bu Kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise bunlar zarardan müteselsilen sorumludur. “
2. Aynı Kanun’un 58 inci maddesinde “Rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde, zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün kârlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır. Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa, hâkim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan kârların üç katı oranında tazminata hükmedebilir. ” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır.
3. Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarihli ve 13-13/198-100 sayılı kararının iptaline ilişkin Ankara 2. İdare Mahkemesince açılan davada davanın reddine karar verilmiş, karar düzeltme aşamasında Danıştay 13. Dairesinin 21.05.2019 tarihli ve 2016/4017 E., 2019/1779 K. sayılı kararı ile bozulması üzerine Ankara 2. İdare Mahkemesinin 19.07.2019 tarihli ve 2019/1108 E, 2019/1463 K. sayılı “Israr-Ret” kararı Danıştay İdari Dava Daireleri 31.05.2021 tarihli ve 2019/2656 E., 2021/1104 K. sayılı kararı ile bozulmuş ve yeniden yapılan yargılama neticesinde Ankara 2. İdare Mahkemesinin 26.04.2022 tarihli ve 2022/920 E., 2022/855 K. sayılı kararıyla idari işlemin iptaline karar verilmiştir.
3.Değerlendirme
1. Davacı; 17.01.2008 tarihinde Oyak Bank A.Ş. (… A.Ş.) den 96 ay vadeli, 1.32 faiz oranında 47.000 TL bedelli konut kredisi kullandığını, kullanılan bu kredi nedeniyle davalı bankaya toplam 34.912 TL faiz ödediğini, Rekabet Kurulu tarafından davalı bankanın da içinde olduğu 12 bankanın 08.03.2013 tarihinde konut kredilerinde birlikte fiyat belirlemek amacıyla kartel oluşturduğunun tespit edildiğini, tespit sonucu verilen para cezasının Danıştay tarafından onandığını ileri sürerek, zararının tazmini istemiştir.
2. Davacının dayanak yaptığı Rekabet Kurulu Kararının yukarıda belirtildiği üzere İdare Mahkemesince iptaline karar verildiği böylece Kurul kararının hukuka aykırı olduğunun idari yargı kararı ile tesbit edilmiş olduğu ve davacı ile yapılan kredi sözleşmesi kapsamında rekabetin ihlal edilmediği anlaşıldığı gibi davacının uğradığını ileri sürdüğü zararı ve zarar miktarını ispatlayamadığı görülmüştür.
3. Böylece, temyiz olunan kararda; hukuki ilişkinin ve bu ilişki nedeniyle ortaya çıkan uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarının doğru şekilde belirlendiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş olması usul ve kanuna uygun olup, kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,”
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2023/268 E., 2023/1761 K. 05.06.2023 tarihli kararında;
“I. DAVA
Davacılar; davalı bankadan ayrı ayrı 2009 ve 2010 yıllarında konut kredisi kullandıklarını, Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarihli kararıyla davalının da aralarında bulunduğu on iki bankanın kendi aralarında mevduat, kredi kartı ve kredi hizmetleri konusunda anlaşarak uyumlu eylemleri ile Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4 üncü maddesini ihlal ettiğinin tespit edildiğini, bu eylemler nedeniyle fazla faiz ödeyerek zarara uğradığını iddia ederek; zararın belirlenmesini, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere her bir davacı için 2.500,00 TL’nin davalıdan kredi sözleşme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsilini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından yapılan inceleme neticesinde 31.05.2021 tarihli karar ile “soruşturmaya taraf olan 12 bankanın tek bir çerçeve, anlaşma veya ortak plan dâhilinde belirli bir koordinasyon içerisinde hareket ettiğinin ortaya konulamadığı açık olan dava konusu uyuşmazlıkta, ilgili bankalar hakkında ihlâle dâhil oldukları her bir hizmet yönünden ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekirken, devam eden tek bir ihlâl yaklaşımı kapsamında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmediği ” belirtilmek sureti ile ilk derece mahkemesi kararın kaldırıldığı ve mahkemece işlemin iptaline karar verildiği, bu karar çerçevesinde kredinin kullanıldığı tarihte bankanın davaya konu kredi yönünden rekabetin ihlal edildiği sonucunu doğuran somut her hangi bir eyleminin tespit edilememesi nedeniyle davacıların rekabetin ihlal edilmesi iddiasına dayalı bir zararın varlığından söz etmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacılar vekili; adli yargı merci tarafından verilecek olan kararların idari yargıda verilmiş olan kararlar ile bağlı olmayacağının açık olduğunu, bu kapsamda müvekkili davacıya yapılan işlemde bir hukuka uygunluk olup olmadığı araştırılmaksızın yalnızca idari yargı kararına göre eksik inceleme ile işlem tesis edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, tüketicinin korunması hakkındaki kanununun ilgili maddeleri uyarınca talep ettiği bedelin ödenmesini istediğini, bu yönde emsal kararların da mevcut olduğunu, açıklanan nedenlerle Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kabule göre de ayrı ayrı değil tek vekalet ücretine hükmolunması gerektiğini belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; aynı Rekabet Kurulu kararına dayalı olarak açılan farklı tazminat davalarında Yargıtay uygulamasının davanın reddi yönünde olduğu, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre kararın yerinde bulunduğu gerekçesiyle, davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacılar vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrar ederek, kararın bozulmasını istemiştir.
3. Değerlendirme
Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile yukarıda yer verilen hukuk kuralı gereği davacının davaya dayanak gösterdiği idari işlemin iptal edilmesiyle ispatlanamayan davanın reddinin yerinde olmasına, davacıların talepleri farklı kredilere ilişkin olduğundan davalı banka lehine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin anlaşılmasına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,“
TAGS: Daha fazla bilgi için Trabzon Tüketici Avukatı na danışabilirsiniz. Kartel faizi davaları