Arabuluculuğun olumlu yönleri aşağıda kısa başlıklarla ele alınmıştır.
İÇİNDEKİLER
ARABULUCULUĞUN OLUMLU YÖNLERİ
Menfaat ve İhtiyaç Odaklı Karşılıklı Kabul Edilmiş Bir Çözüm
Uyuşmazlığın tarafı olan kişiler çoğunlukla uyuşmazlık ortaya çıktıktan sonra birbiri ile sınırlı sayıda ve yöntemle iletişime geçerler. Ancak kurulan iletişimde taraflar, daha çok kimin haklı kimin haksız olduğu hususlarında tartışırlar. Diğer bir ifade ile taraflar, kendi haklı olduğu hususlara odaklanarak fikirlerini karşı tarafa kabul ettirmeye çalışırlar. Kimsenin müdahil olmadığı söz konusu müzakereler sonucunda taraflar, her iletişim sonucunda karşı tarafa daha mesafeli ve ön yargılı olarak müzakereleri sonlandırır ve nihayetinde artık iletişim kuramaz hale gelirler. İletimin bittiği yerde taraflar, artık üçüncü bir otoritenin müdahalesi ile beraber haklıyı bulma çabasına girerler ki bu otorite günümüzde çoğunlukla mahkemeler tarafından sağlanmaktadır.
Günümüzde mahkemede görülen davalar, harç ve giderler bakımından oldukça pahalı olmasının yanında yargının yükü de göz önüne alındığında oldukça uzun sürmektedir. Nitekim taraflar, dava sonunda verilen kararlardan da her zaman memnun kalmayabilmektedir. Bunun sonucunda taraflar, gerek dava aşamasında, gerekse dava bittikten sonra birbirleri ile iletişimini koparmış olarak hayatlarına devam etmektedir.
Ancak arabuluculuk sürecinde Arabulucu, yapılan müzakerelerde tarafların kendi menfaatinin ne olduğunu ortaya çıkarmaya çalışacak ve tarafların kendi menfaatlerinin farkına varmasını sağlayacaktır. Taraflardan birinin tamamen müzakereye kapalı olması halinde dahi arabulucu, soracağı açık uçlu sorular ile tarafın, “acaba buradan anlaşma ile ayrılmam benim için daha yararlı olur mu?” sorusunu kendisine sordurmasını sağlayarak daha menfaatine olan hususu tespitini sağlayacaktır.
Menfaat ve ihtiyaç odaklı yaklaşım, aşağıda açıklandığı gibi masraftan ve zamandan tasarruf sağlayacağı için taraflara uyuşmazlığın getireceği stresi de azaltmaktadır. Arabuluculuk sonunda yapılan anlaşmaların, gönüllü olarak yerine getirilme ve taraflar arasındaki dostane ve sürekli ilişkileri koruma olasılığı daha yüksektir [Hukuki ve Ticari Uyuşmazlıklarda Arabuluculuğun Belirli Yönlerine İlişkin 21 Mayıs 2008 Tarihli Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Yönergesi (2008/52/EC)].
Zamandan Tasarruf
Bilindiği üzere günümüzde dava açılması halinde önce cevap dilekçesi ve yargılama usulüne göre cevaba cevap dilekçeleri verilmektedir. Söz konusu dilekçeler verildikten sonra mahkemeler duruşma günü vermektedir. Duruşma günü geldiğinde ise öncelikle ön inceleme duruşmasında ilk itirazları inceleyerek eksik hususlar giderilmekte varsa tanıklar daha sonraki duruşmada dinlenmektedir. Konusuna göre ise bir yada birden fazla bilirkişi incelemesi yapılmaktadır. Mahkeme karar verdikten sonra dahi istinaf ve temyiz yollarına başvuru yapılarak mahkeme kararının denetimi sağlanmaktadır. Davanın açılmasından itibaren dosyanın kesinleşinceye kadar anılan bu süreç, en iyi ihtimal ile 2 sene sürmektedir. Yeri geldiğinde ise 10-15 yıla kadar uzayabilmektedir. Dava sürecinde taraflar yıpranmalarının yanında alacakları da enflasyon karşısında erimektedir.
Ancak arabuluculuğun olumlu yönleri nden biri de bu uzun uzadıya zamana yayılan dava sürecine gerek kalmadan tarafların arasındaki uyuşmazlığı arabulucu vasıtasıyla en erken 1 saatte, en fazla 1 ayda çözebilmesidir. Anlaşma halinde alacağına yada hakkına en kısa zamanda kavuşan taraf, hem yıpranmamış hem de alacağına hemen kavuştuğundan parası enflasyon karşısında erimemiş olacaktır.
Masraftan Tasarruf
Dava sürecinin yıllara yayılması nedeniyle taraflar, kendi avukatına, davayı kısmen kaybetmesi halinde karşı avukata, mahkemeye, bilirkişilere oldukça yüksek para ödemektedirler. Sayılan bu harç, gider ve ücretler üst üste koyulduğunda arabuluculuk sürecine göre oldukça masraflıdır. Bu sebeple 1 saat yada 1 ay içinde çözülebilecek uyuşmazlığınız için anlaşma halinde arabulucuya vereceğiniz cüzi ücret ile dostane olarak aranızdaki uyuşmazlığı çözebilirsiniz.
Kontrolün Taraflarda Olması
Dava aşamasında taraflar delillerini dosyaya sunduktan sonra karar verme ve süreci yönetme yetkisi hakimlerdedir. Kontrolünüz altında olmayan süreçten yıpranarak biran için davadan vazgeçmek isteseniz bile karşı taraf ödeyeceğiniz masraflar, devlete ödeyeceğiniz harçlar ve dava aşamasında yaptığınız masrafları düşündüğünüzde bu fikrinizi gerçekleştiremezseniz.
Ancak arabuluculuğun olumlu yönleri nden biri de arabuluculuk sürecinde kontrolün tamamen taraflarda olmasıdır. Taraflardan biri yada tümü arabuluculuk sürecinin devam ettirmeme kararı alırsa süreç sona erecektir. Yine taraflar arabulucunun yardımı ile kendi menfaatlerini tespit ederek uygun bir anlaşma zemini oluşturabilecektir. Anlaşma yapılması halinde arabulucunun tuttuğu tutanak mahkeme kararı yerine geçecek ve taraflar ödemeyi yada yapmayı taahhüt ettiği edimi yerine getirmekten kaçınamayacaktır. Bu şekliyle yapılan görüşmelerde taahhüt edilen edimler garanti altına alınmış olacaktır.
Gizlilik
Dava aşamasında verilen beyanların tamamı yargılamanın aleniliği ilkesi gereğince halka açıktır. Bu sebeple taraflar aleyhine ileri sürülen incitici, gerçek dışı ifadeler herkes tarafından elde edilebilir. Yine dava aşamasında tarafların ağzından çıkan her husus delil niteliğinde olduğundan mahkemece göz önüne alınır ve beyan eden taraf aleyhine kullanılabilir.
Ancak bu çerçevede arabuluculuğun olumlu yönleri nden biri de arabuluculuk sürecinde kullanılan belgelerin ve ifadelerin tamamının “Gizlilik İlkesi” kapsamında gizli kalacak olmasıdır. Diğer bir ifade ile arabuluculuk sürecinde aleyhinize bile olsa kullanacağınız herhangi bir cümle yada incelemeye sunacağınız herhangi bir belge, toplantıya katılanlar dışındaki kişilere söylenemez ve hatta mahkemede kullanılamaz. Aksi durumda hapis cezası söz konusu olacaktır. Tabi ki taraflar ortak irade ile gizliliği kaldırabilirler.
Dava Yükünün Azaltılması
Günümüzde küçük-büyük demeden tüm uyuşmazlıklar mahkemelere taşınmakta ve doğal olarak yargının iş yükü her geçen gün daha fazla artmaktadır. Ancak tarafların mahkemeye başvurmadan önce arabulucu vasıtasıyla anlaşmazlıklarını çözmek istemesi ve anlaşmazlığın arabuluculuk sürecinde çözüme kavuşması halinde yargının iş yükü azalacaktır. Bu şekliyle hakimlerin yükü azalacak ve davalar daha hızlı ve doğru kararlar ile sonuçlanabilecektir.
Arb. Seyyid Hasan ÖZTÜRK