Araç Değer Kaybı Başvurusu ile Araç Değer Kaybı Nasıl Alınır?

Araç değer kaybı, trafik kazası sonrasında aracın kaza öncesi değeri ve sonrası değeri arasındaki farkı ifade eder. Ancak trafik kazası meydana geldiğinde araç sahipleri, sadece aracın hasarının giderilmesi için sigorta şirketlerine gerekli başvuruları yapmakta, aracı onarıldıktan ya da aracın onarım tazminatını aldıktan sonra başkaca zararlarının olup olmadığını düşünmemektedir. Bu sebeple araçların kullanıldığı dönemlerde meydana gelen bir ya da birden fazla trafik kazası sonucunda araçlar oldukça değer kaybetmektedir. Aracın satılması aşamasında ise değer kaybı miktarının ne denli fazla olduğu araç sahipleri tarafından fark edilmektedir. Ancak bu sefer de araç sahipleri, zaten üzerinden çok süre geçti artık yapacak bir şey yok deyip, değer kaybı başvurusu yapmaksızın araçlarını satmaktadır.

Bu makalemizde araç değer kaybı şartlarını ve araç değer kaybı başvurusu yapılırken dikkat edilmesi gereken hususlarını inceleyip, araç değer kaybı nasıl alınır sorusunun cevabını arayacağız. Ayrıca değer kaybı ile ilgili sıksa sorulan soruların cevaplarını vereceğiz.

Araç değer kaybı hesaplama konusu ise çok detaylı bir konu olduğundan dolayı araç değer kaybı hesaplama konusunu ayrı bir makale konusu yapacağız.

 

ARAÇ DEĞER KAYBI NEDİR?

Değer kaybı kısaca, trafik kazası sonrasında aracın kaza öncesi değeri ve sonrası değeri arasındaki farkı ifade eder. Ancak her trafik kazası sonrasında değer kaybı söz konusu olmayacağı gibi değer kaybı her araçta aynı olmayacaktır.

Bu kapsamda aracın daha önce kazalı olup olmadığı, aracın kilometresi, aracın model yılı, araç değerinin güncel miktarı, aracın hangi parçalarının hasara uğradığı ve aracın hasar miktarı değer kaybı oluşup oluşmadığı ve oluşmuşsa miktarı konusunda önemli kriterler arasındadır.

Değer Kaybı Kriterleri – Yargıtay Kararı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/4244 E., 2019/11129 K.ve 26/11/2019 T. Kararında; “değer azalması veya değer kaybının belirlenmesinde dikkate alınması gereken ölçütler aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı (aracın km’si, metal kompanentlerin yoğunluğu, korozyon dozajı ve önceye ait hasarlar nedeni ile orjinalliğin yitirilip yitirilmediği), aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları olduğu.”


HANGİ HASARLAR ARAÇ DEĞER KAYBI OLUŞMASINA NEDEN OLUR?
 

Servislerde ilave işlem yapılmadan ambalajından çıktığı şekilde monte edilen standart parçalar orijinal olduğu sürece değer kaybına neden olmaz. Örneğin, cam, far, sensor, jant, radyatör, egzoz hatta aracın beyninin değiştiği durumlarda değer kaybı olmaz.

Araçların, kaporta ve şase parçalarının tamir edilmesi ve boyanması değer kaybı yönünden önemlidir. Kaporta kısmındaki tamirler, parçaların orijinal geometrik şekillerinde bozulmalara neden olur. Malzemelerin içyapısında artık gerilimler oluşur. Malzemelerde oluşan artık gerilimler zamanla parçaların orijinal geometrik şeklinde ilave bozulmalara neden olur.

Montaj fabrikalara da parçalar kataforez hatlarında boyanır, Boyanın içine ilave katkı maddeleri konulur Konulan ilave katkı maddeleri tesisi özeldir. Aynı katkı maddeleri servis / yan sanayi şartlarında aynı sonucu vermez. Kataforez hatlarında parçalar elektrostatik ve tanka daldırma yöntemiyle boyanır. Servis / yan sanayi şartlarında nadiren elektrostatik daldırma yöntemi kullanılsa dahi parçalar üzerinde damlacıklar veya açılmalar oluşur. Bazı kısımlarda da boya kalınlığı çok incelebilir. Çünkü her tesise özel katkı maddelerini belirleyecek arge çalışmaları servis / yan sanayi şartlarında yapılamaz. Servis / yan sanayi şartlarında en iyi boyamalar elektrostatik yöntemle ve robotlarla yapılır. Elektrostatik yöntemle ve robotlarla yapılan boyamalarda Faraday kafesi etkisi nedeniyle parça üzerindeki boya kalınlıklar her yerde aynı olmaz. Sonuç olarak, orijinal parçalar dahi servis / yan sanayi şartlarında boyandıklarında değer kaybına neden olur.

Araç şasesinde, dengesinin bozulacağı nitelikte önemli eğilme olduğu durumda değer kaybı olur. Aracın bagajı orijinali ile değişmiş olsa dahi değişim anında komple arka kısmı dağılacağı için değer kaybına neden olur.

Kaporta benzeri saçılan yapılmış tamponlar hasarlandığı durumda normal kaporta parçasına benzer şekilde değerlendirilir. Ancak kaportadan ayrı malzemeden yapılmış gövdeden ayrı olan tamponlar hasarlı olmadığı sürece orijinali ile değiştirilmiş veya tamir edilmiş ve boyanmış olmaları nedeniyle değer kaybına neden olmaz.

Diğer bir ifade ile özetle; değer kaybının oluşabilmesi için aracın plastik parçaları dışındaki sac ya da metal parçalarının hasar görmesi ve bu parçaların işleme tabi tutulmuş olması gerekir. Yapılacak işlemin düzeltme, boyama veya değişim olmasının bir önemi yoktur. Yapılacak her işlem değer kaybına neden olacaktır.

Diğer taraftan aracın parçalarının orijinal parçalar ile değiştirilmesi halinde değer kaybının oluşmayacağı düşünülebilir. Ancak trafik kazası sonucunda tramer kaydında aracın hasarlı olduğu kaydının bulunması ve aracın tamir görmüş olması tek başına değer kaybı için yeterli olacağından, aracın parçalarının orijinal parçalar ile değiştirilmesi halinde dahi değer kaybı oluşacaktır.

Orijinal parça ile değişim yapılsa dahi değer kaybı oluşur. – Yargıtay Kararı

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/10460 E. , 2019/4369 K.ve 09/04/2019 T. Kararında; “Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/384 değişik iş sayılı dosyasında, Değer kaybı konusunda genel bir değerlendirme ile, araçtaki hasar gören parçaların orjinal parçalar ile değiştiklerini belirterek araçta değer kaybı meydana gelmediğini belirten bilirkişi kök ve ek raporuna dayalı olarak hüküm verilmesi doğru görülmemiştir. Zira aracın sağ ön ve arka çamurlukları, sağ ön kapısı, bagaj kapısı, ön ve arka tamponu ve çamurlukları komple boyanmış ve her ne kadar araçta değişen parçalar orjinal olsa da araçta parça değişimi yapılmış ve araç tamir görmüştür. Açıklanan nedenlerle araç değer kaybına ilişkin yeterince araştırma inceleme yapılıp sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru değildir.”


DEĞER KAYBI TEMİNAT DIŞI HALLERDEKİ DEĞİŞİKLİKLER
 

Araç değer kaybı başvurusu kusurlu aracın trafik sigortasına yapılabileceği gibi kusurlu aracın sürücüsü ve sahibinden de değer kaybı zararı tazmin edilebilir. Ancak sigorta şirketleri uzun yıllardır araç değer kaybı başvurusu kapsamındaki tazminat taleplerini sonuçsuz bırakmakta ve açılacak dava dışında araç değer kaybı zararını karşılamamaktaydı.

Bu sebeple Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları (ZMSSGŞ) nda yapılan değişiklikle beraber araç değer kaybı başvurusu kapsamında sigorta şirketlerinin, değer kaybı zararını ödemesine ilişkin düzenleme yapılmıştı. Ancak yapılan düzenlemeye ek olarak bir kısım bazı hükümler öngörülmüş ve oluşan hasar değer kaybına neden olmasına karşın, getirilen ek teminat dışı haller ile beraber bazı durumlarda değer kaybı teminat dışı bırakılmıştı. Önceki mevzuatta düzenlenmiş olan teminat dışı haller;

1) Mini onarım ile giderilebilen basit kaporta, plastik tampon/parça onarımları, cam, radyo/teyp, lastik, hava yastığı, jant, mekanik, elektrik, elektronik ve döşeme aksamı hasarları,

2) Ana iskelet ve şaside hasar olmaksızın, vidalı parçalarda yapılan onarım/değişim ile giderilebilen hasarlar,

3) Aracın kaza anındaki rayiç değerinin %25’ini aşan değer kaybı talepleri,

4) Kaza tarihi ile ihbar tarihi arasında araç üzerinde mülkiyet değişikliği olan araçlar ile ilgili talepler,

5) Çekme Belgeli ve Hurda Belgeli işlemi görmüş araçlar,,

6) Kısa süreli kiralık araçlar, taksi, dolmuş, uzun süreli (bir yıl veya daha uzun) kiralık araçlarda eksper tarafından hesaplanan değer kaybı tutarının %50’sini aşan talepler, test aracı, koleksiyon ve antika sayılan araçlardaki hasar sebebiyle yapılan değer kaybı talepleri.

7) Tekerlekli/paletli ve zırhlı toplumsal müdahale araçları, belediye otobüsleri, yol süpürme araçları, itfaiye araçlarındaki hasar sebebiyle yapılan değer kaybı talepleri.

8) Yabancı plakalı araçların Türkiye’de karıştığı kazalarda yabancı plakalı araçlar için yapılan değer kaybı talepleri.

Her ne kadar önceki düzenlemede yukarıda yer alan hususlar teminat dışı bırakılmışsa da açılan iptal davaları sonucunda,

  • Teminat Dışında Kalan Haller üst başlığının altındaki 2.3.,4. ve 6. Bentleri,

Danıştay 15. Dairesinin 27/6/2018 tarihli ve E.:2015/6111; K.:2018/6093 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve Danıştay İDDK’nın 16/3/2020 tarihli E.:2018/4432, K.:2020/742 sayılı Onama kararı ile mezkûr karar kesinleşmiştir.

Ancak karar öncesinde 20/3/2020 tarih ve 31074 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan değişiklikler ile ZMSSGŞ Ek 1’e

  • Teminat Dışında Kalan Haller üst başlığının altına 7. ve 8. Benler ve 3. fıkra eklenmiş

Ancak eklenen 3. fıkrada olan yer alan “Araçta meydana gelen maddi hasarın, aracın rayiç bedelinin %2’sinin altında kalması halinde değer kaybı tazminatı araçta meydana gelen maddi hasar tutarını aşamaz.” düzenlemesi, gerçek zarar hesabına aykırı olduğu gerekçesiyle Danıştay 8. Dairesi’nin 26/1/2021 tarihli ve E.:2020/5413 sayılı kararı ile yürütmesi durdurulmuştur.

Anayasa Mahkemesi 17/7/2020 tarihinde E.2019/40 numaralı dosyada, Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesinin kısa gerekçesi ise şu şekildedir.

“İtiraz konusu kurallarda sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan genel şartlar ile belirlenmesi öngörülmüştür. Böylece sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası sözleşmesinden doğacak borcu, idare tarafından her zaman değiştirilebilir nitelikteki kurallar olan genel şartlara göre belirlenecektir. Borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunda belirlenmediği, idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kurallar kanunilik ölçütü yönünden Anayasa’nın 13. ve 48. maddelerine aykırıdır.

Motorlu taşıt işletilmesine bağlı olarak üçüncü kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma zararı, bedensel zarar ve eşya zararı Anayasa’nın 17. ve 35. maddelerinde düzenlenen haklarının ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğindedir. Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulmuş olması, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. maddelerinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını göstermektedir.

Mali sorumluluk sigortası sözleşmesinin içeriğine ilişkin düzenleme öngören itiraz konusu kuralların, sözleşmenin taraflarının menfaatleri arasındaki dengenin dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Taraflardan birisi aleyhine ölçüsüzlük yapılabilecek şekilde yürütmeye takdir yetkisi tanınması; üçüncü kişinin yaşam hakkı, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı ile mülkiyet hakkı yönünden olduğu kadar işletenin ve sigorta şirketinin mülkiyet hakkı yönünden de pozitif yükümlülüklerle bağdaşmayabilir. Bu bağlamda anılan konunun düzenlenmesi sırasında ilgili tarafların tümünün menfaatlerinin mümkün olduğunca dengelenmesi gözetilmelidir.

Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin zarara uğraması hâlinde işletenin tazminat borcunun kapsamı 6098 sayılı Kanun’un gerçek zararın tazminini öngören kurallarına göre belirlenmektedir. Bu tazminat borcunun ödenmesini teminat altına almak amacıyla zorunlu kılınan mali sorumluluk sigortası uyarınca sigorta şirketinin borcunun kapsamı ise itiraz konusu kurallarda atıf yapılan genel şartlara göre belirlenmektedir. Bu, zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açabileceği gibi aksi durum da söz konusu olabilecektir.

Bu çerçevede 6098 sayılı Kanun’a göre zarar olarak nitelendirilmeyen hususların genel şartlarda zarar olarak nitelendirilmesi hâlinde işletenin tazminat borcunun kapsamı ile sigorta şirketinin bu borcu teminat altına alması gereken tazminat sorumluluğunun kapsamı farklılaşacaktır. Bu itibarla sigorta şirketinin, işletenin sorumlu olduğu tazminatı aşan miktarda tazminat sorumluluğu dahi söz konusu olabilecektir.

6098 sayılı Kanun’a göre zarar olarak nitelendirilen hususların genel şartlarda zarar olarak nitelendirilmemiş olması hâlinde de işletenin tazminat borcunun kapsamı ile sigorta şirketinin bu borcu teminat altına alması gereken tazminat sorumluluğunun kapsamı yine farklı olacaktır. Bu durumun ise gerçek zararın karşılanmamasına yol açacağı, dolayısıyla işleten ile zarar gören kişi aleyhine sonuç doğuracağı açıktır. İşleten sorumluluk sigortası yaptırmış olmasına rağmen sigorta şirketi tarafından ödenen tazminat ile gerçek zarara karşılık gelen tazminat arasındaki farktan zarar görene karşı sorumlu olmaya devam edecektir. Zarar görenin sigorta şirketi tarafından tazmin edilmeyen zararı ise ancak işletenin ekonomik durumunun bu zararın karşılanması için yeterli olması hâlinde tazmin edilebilecektir.”

Yer verdiğimiz kısa gerekçede belirtildiği üzere sigortacının tazminata yönelik sorumluluk sınırının ancak kanunla belirlenebileceği, Genel Şartlar ile belirlenen ölüm ve cismani zararlar ile eşyalara gelen zararlara ilişkin tazminat sınırlamalarının hak sahibinin menfaatlerini etkilediği, ayrıca sigortalı (işleten) ile sigortacının Genel Şartlardaki sınırlamalar nedeniyle sorumlu olduğu tazminat miktarını farklılaştıracağı, bu sebeple gerçek zarardan sorumlu olan sigortacı lehine yapılan Genel Şartlardaki hükümlerin uygulanamayacağı, dolayısıyla kanunla öngörülmeyen sorumluluk sınırlamaları nedeniyle ilgili hükümlerin iptali gereceği açıktır.

Anayasa Mahkemesi kararının gerekçesinde belirtildiği üzere Kanuni düzenlemesi olmaması durumunda Genel Şartlar’ da yer alan;

A) Teminat Dışı Hallerin,

B) Gerçek Zarardan Sorumlu Olan Sigortacı Lehine Öngörülmüş

– Destekten Yoksun Kalma tazminatına ilişkin sınırlayıcı düzenlemelerin,

– Sürekli ve Geçici İş Görmezlik tazminatlarına ilişkin sınırlayıcı düzenlemelerin,

– Eşyaya ilişkin (Araç Hasarı, DEĞER KAYBI vb. Tazminatlar) sınırlayıcı düzenlemelerin, 

Uygulanma imkanı kalmamıştır.

Diğer taraftan T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi ile Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararların görülmekte olan davalara da uygulanması gerekeceği açıkça vurgulanmıştır.

Anayasa Mahkemesi Kararı Görülmekte Olan Tüm Davalara Uygulanacaktır. – Yargıtay Kararı

Yargıtay 4.. Hukuk Dairesi 2021/3468 E., 2021/6538 K. Ve 11/10/2021 T. Kararında; “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 

Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir.

T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması nedeniyle davacının zararının ve zararın kapsamının 2918 sayılı KTK.nın ve 6098 sayılı TBK.nın haksız fiile ilişkin hükümlerine ve Yargıtay uygulamalarına göre belirlenmesi gerekir.”


o) Bu Genel Şartlar ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.

Yukarıda detaylıca anlatıldığı üzere ZMSSGŞ Ek-1 de geçen teminat dışı taleplerin Danıştay kararları ve Anayasa Mahkemesi kararı gereğince uygulanma imkanı kalmamışsa da 4/12/2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 31679 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle ZMSSGŞ “Teminat Dışı Haller” başlıklı düzenlemeye aşağıdaki hükümler eklenmiştir.

ö) Hasar sebebiyle trafikten çekme veya hurdaya çıkarılma işlemi görmüş araçların değer kaybı tazminatı talepleri.

Ancak değiştirilen genel şartlar ekinde değer kaybı ile ilgili herhangi bir teminat dışı hal düzenlenmemiş olması nedeniyle “O” fıkrasının, mevcut durumda değer kaybı için herhangi bir kısıtlaması söz konusu değildir.

Diğer taraftan “Ö” fıkrasında yer alan düzenleme ise hali hazırda zaten Yargıtay kararları gereğince teminat dışıdır. Bu sebeple yapılan değişiklik, uygulamanın tekrarı niteliğinde olmuştur.

 

DEĞER KAYBI ŞARTLARI NELERDİR? 

Yukarıda detaylıca anlatıldığı üzere aracın tamiratının ekonomik olması, diğer bir ifade ile pert olmaması dışında aşağıdaki araç değer kaybı şartları dahilinde araç değer kaybı başvurusu yapılması mümkündür. Araç Değer Kaybı Şartları aşağıda sayılmıştır.

  • Tek Taraflı Kaza Olmaması
  • Araç Değer Kaybın Başvurusu Yapacak Kişinin Kazada %100 Kusurlu Olmaması
  • Kazada Aracın Plastik Parçası Dışındaki Kısımlarının Hasara Uğraması
  • Kazada Hasar Gören Parçaların Daha Önce Başka Bir Kaza Nedeniyle Onarılmamış Olması

Tek Taraflı Kaza Olmaması

Araç değer kaybı başvurusu yapılabilmesi için meydana gelen kazanın tek taraklı kaza olmaması gereklidir. Tek taraflı kazadan kasıt kazanın, aracın duvara yada ağaca sürtülmesi veya çarpılması biçiminde gerçekleşmemesi gereklidir. Bunun dışında yoldaki çukura girme nedeniyle aracın altının çarpılması yada elektrik direğinin aracın üstüne düşmesi durumlarında kusurlu olan kişi ilgili kamu kuruluşu olacağından dolayı değer kaybı oluşacak ve dolayısıyla araç değer kaybı davası kusurlu idare yada kişilere açılabilecektir.

Araç Değer Kaybın Başvurusu Yapacak Kişinin Kazada %100 Kusurlu Olmaması

Araç değer kaybı başvurusu yapılabilmesi için ikinci şart meydana gelen kazada araç değer kaybı başvurusu yapacak araç sahibinin kazanın oluşumunda %100 yani tam kusurlu olmaması gerekmektedir. Eğer çift taraflı kazada, araç değer kaybı başvurusu yapacak kişinin kazada %100 kusurlu olması halinde değer kaybı meydana gelse de değer kaybı zararı kimseden talep edilemeyecektir.

Kazada Aracın Plastik Parçası Dışındaki Kısımlarının Hasara Uğraması

Araç değer kaybı başvurusu yapılabilmesi için üçüncü şart meydana gelen kazada aracın yukarıda detaylıca belirtildiği üzere plastik parçalar dışındaki kısımlarının hasara uğraması gerekmektedir. Burada bilinmesi gereken diğer bir husus araç değer kaybı başvurusu yapılabilmesi için aracın onarılmış olması gerekmez. Aracı zarar gören araç sahibi, eğer gerekli parası yoksa aracını onaramayacaktır. Bu durumda araç onarımının, araç değer kaybı başvurusu için şart olduğu durumlarda geçen süre içerisinde araç değer kaybı başvuru hakkı kaybolacağından dolayı onarımın şart olması hakkaniyet ile bağdaşmayacaktır.

Kazada Hasar Gören Parçaların Daha Önce Başka Bir Kaza Nedeniyle Onarılmamış Olması

Araç değer kaybı başvurusu yapılabilmesi için dördüncü şart, meydana gelen kazada hasar gören araç parçalarının daha önce meydana gelen kazada onarılmamış olmasıdır. İkinci kez aynı yerden kaza yapan araç sahibi zaten ilk kazada değer kaybı başvurusunu yapmış ve zararını gidermiştir. Ancak meydana gelen kaza aynı yerden yapılmış olsa bile farklı araç parçaları hasara uğramışsa tabii ki araç sahibi ilk defa hasar gören araç parçaları için araç değer kaybı başvurusu yapabilecektir.

 

ARAÇ DEĞER KAYBI BAŞVURUSU NASIL YAPILIR? 

Sigorta şirketlerine yapılacak araç değer kaybı başvurusu ; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nda yer alan evrakların, bir üst yazı ile beraber sigorta şirketine iadeli taahhütlü mektup ile yada bizzat yapılacak başvuru ile gönderilmesi suretiyle yapılabilecektir.

Yapılan bu başvuru neticesinde sigorta şirketi, 15 gün içerisinde yapılan başvuru işlemelerini tamamlamalı ve gerekli değer kaybı tazminatını başvurucuya ödemelidir. Aksi halde temerrüde düşecek olan sigorta şirketi aleyhine araç değer kaybı davası açılabilecektir.

 

ARAÇ DEĞER KAYBI NASIL ALINIR?

Araç değer kaybı nasıl alınır sorusunun cevabını tek bir yol ile açıklamak mümkün değildir. Araç sahibi kazanın meydana gelmesi ile beraber öncelikle araç değer kaybı başvurusu için sigorta şirketine iadeli taahhütlü mektup ile yada bizzat fiziken yapılacak başvuru ile gerekli evrakları iletmelidir. Yapılan bu başvurunun sonuçsuz kalması halinde araç sahibi, sigorta avukatı ile beraber Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvuru yaparak, açılacak araç değer kaybı davası ile zararını tahsil edebilir.

Eğer araç sahibi, Sigorta Tahkim Komisyonu’nda araç değer kaybı davası açmak istemez ise Arabuluculuk yoluna başvuru yaparak öncelikle yapılacak toplantı ile karşı taraftan zararını talep eder. Eğer arabuluculuk sonucunda taraflar anlaşamaz ise araç sahibi, sigorta şirketi aleyhine açacağı araç değer kaybı davası ile zararını tazmin edebilir.

 

ARAÇ DEĞER KAYBI DAVASI SIKÇA SORULAN SORULULAR 

Araç Değer Kaybını Kimden Talep Edebilirim?

Değer kaybı tazminatından, tek taraflı olmayan trafik kazalarında, kusurlu karşı aracın; trafik sigortacısından, aracın sahibinden ve aracın sürücüsünden açılacak araç değer kaybı davası ile talep edebilirsiniz.

Aracın Pert Oldu. Araç Değer Kaybı Tazminatı Talep Edebilir Miyim?

Eğer aracın onarımı ekonomik değilse sigorta şirketleri tarafından aracın sovtajı ihale ile satılıp, kalan bedel sigorta şirketi tarafından karşılanarak aracın değeri, araç malikine ödenir. Bu sebeple zararı tamamen karşılanmış olan araç malikinin, araç değer kaybı davası açma hakkı olmaz.

Sattığım Aracımın Değer Kaybını Talep Edebilir Miyim? 

Genel şartlarda yer alan düzenlemede satılan aracın değer kaybının talep edilmesi mümkün değildi. Ancak Danıştay’ın söz konusu düzenlemeyi iptal etmesi ile beraber artık satılan aracın değer kaybı, açılacak araç değer kaybı davası ile talep edilmesi mümkün hale gelmiştir.

Araç Değer Kaybı Tazminatı Başvurusunun Ne Kadar Süre İçinde Yapılması Gerekir? 

Eğer meydana gelen trafik kazası sadece maddi hasarlı trafik kazası ile kaza tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde araç değer kaybı davası ikame edilmesi gerekmektedir. Ancak meydana gelen trafik kazası hem yaralamalı hem de maddi hasarlı trafik kazası ise 8 ve 15 senelik zamanaşımı süresi içerisinde araç değer kaybı davası açılmalıdır.

Tek Taraflı Trafik Kazalarında Araç Değer Kaybı Tazminatı Talep Edebilir Miyim? 

Tek taraflı trafik kazalarında kusurlu araç, sizin aracınız olacağından dolayı sigorta şirketine karşı araç değer kaybı davası açamazsınız. Ancak aracın sürücüsü ile sahibinin farklı kişiler olması halinde aracın sürücüsüne karşı açılacak araç değer kaybı davası ile bu tazminatı talep edebilirsiniz.

Sigorta Şirketine Karşı, Araç Değer Kaybı Davası Direk Açılabilir Mi?

Gelen düzenleme ile sigorta şirketine karşı dava açmadan önce başvuru zorunluluğu getirilmiştir. Bu sebeple sigorta şirketine başvuru yapmadan araç değer kaybı davası açılamaz. Açılması halinde mahkeme, ara karar ile beraber bu eksikliğin giderilmesini sizden talep edecektir.

Onarılmamış Aracın Araç Değer Başvurusu Yapılabilir Mi? 

Araç değer kaybı başvurusu yapabilmek için aracın onarılmış olması gerekmez. Onarılmamış araç söz konusu olsa bile araç değer kaybı başvurusu yapılabilecektir.

Kiralık Araçların Araç Değer Kaybı Başvurusu Yapılabilir Mi?

Önceki mevzuatta bu konu ile ilgili birtakım kısıtlamalar söz konusuydu. Ancak mevcut durumda başvuruya engel herhangi bir düzenleme mevcut olmadığından dolayı kiralık yada ticari fark etmez her türlü aracın, araç değer kaybı başvurusu yapılabilecektir.

 

Arb. Av. Seyyid Hasan ÖZTÜRK

Canlı Destek
Whatsap Destek
Nasıl Yardımcı Olabiliriz?