Paydaş olmayan üçüncü kişiye ait Muhdesat ‘ın varlığı (Evler – Yapılar – Ağaçlar) , ortaklığın giderilmesi davası için önemli değildir. Aşağıda yer alan Yargıtay kararına göre Paydaş olmayan üçüncü kişiye ait Muhdesat ‘ın varlığı söz konusu olduğunda üçüncü kişi davaya dahil edilemeyeceği gibi, satıştan da pay alamaz.
Bu durumda paydaş olmayan üçüncü kişiye ait muhdesat , hesaplamaya dahil edilerek parası paydaşlara geçer. Paydaş olmayan üçüncü kişi ise Muhdesat ‘ın ortaklığın giderilmesi davasında satılması nedeniyle paydaşlara sebepsiz zenginleşme davası açabilir. Muhdesatın değeri fazla olan bina olması da durumu değiştirmez. İlgili Yargıtay kararı için tıklayınız.
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2018/3379 E., 2019/2147 K.
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.03.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, … İlçesi, Armutlu Mahallesi, Köyü 933 ada 1, 934 ada 5, 937 ada 1 ve 935 ada 5 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim mümkün olmadığı takdirde satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nin 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Yalnızca muhdesat üzerinde bazı paydaşların hak iddia etmeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere Hukuk Muhakemeleri Kanununun 165. maddesi uyarınca uygun süre verilmelidir. Paydaş olmayıp, yalnızca muhdesat sahibi olanların sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre dava açmları ve muhdesat bedelini talep etmeleri mümkündür.
Somut olaya gelince;
Dava konusu parsellerin Uyap üzerinden güncel tapu kayıtları incelendiğinde, 933 ada 1, 937 ada 1, 935 ada 2 ve 934 ada 5 parsel sayılı taşınmazlarda paydaş olarak gözüken Mustafa Hacıhastaoğlu, yine 937 ada 1 parsel sayılı taşınmazda paydaş olarak gözüken İmdat Doğan’ın davada taraf olarak gösterilmedikleri anlaşılmıştır. Tüm kayıt maliklerinin davada yer alması gerekir. Kayıt maliklerinin hepsinin davada yer alması sağlanarak taraf teşkilinin usulüne uygun bir şekilde sağlanması gerektiği halde taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek karar verilmesi; taşınmazlarda muhdesat sahibi olan ancak paydaş olmayan 3. kişilerin davalı olarak gösterilmeleri doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, taşınmazda paydaş olmayan 3. kişi lehine muhdesat oranlaması yapılıp pay verilemeyeceğinden bilirkişiden ek rapor alınarak yeniden hesaplanacak muhdesat oranlamasına göre hüküm tesis edilmesi gerekirken mahkemece hüküm sonucunda arz muhdesat oranlaması yapılmak suretiyle 22.02.20105 tarihli bilirkişi raporuna göre taşınmazda paydaş olmayan üçüncü kişilere pay verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Tag; Başkasına ait arazi üzerinde Paydaş Olmayan Üçüncü Kişiye Ait Muhdesat (Ev – Yapı – Ağaçlar) ve ortaklığın giderilmesi davası