Paydaşlara Ait Yapıların Yıkımı

Paydaşlara ait yapıların yıkımı mahkeme yoluyla istenebilir. Kali (yıkımı) istenecek yapılar, murisin sağlığında mirasçılardan biri tarafından inşaa edilebileceği gibi murisin vefatından sona da inşaa edilebilir.

Murisin ölümünden sonra paydaşlar tarafından yapılan ve paydaşlara ait yapıların yıkımı mümkün olabilir. Ancak bu çok sıkı koşullara bağlanmıştır.

Diğer taraftan murise ait olmayan ve murisin sağlığında mirasçılar tarafından yapılan yapılar, murisin ölümü halinde arsa üzerinde diğer mirasçıların yerlerini işgal edebilir. Bu durumda payı işgal edilen paydaş, diğer paydaşlara ait yapıların yıkımı için dava açabilir. Ancak murisin sağlığındaki rıza ile yapılan ve paydaşlara ait yapıların yıkımı mümkün olmayacağından dava reddedilecektir.

 

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/5633 E. 2020/6234 K.

MAHKEMESI:Asliye Hukuk Mahkemesi

DAVA TÜRÜ: Müdahalenin Önlenmesi, Yıkım

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Davacı vekili, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazlarda vekil edeninin murisinin hissesi olduğunu, davalının muris sağ iken taşınmazlara üzüm bağı, ağaç diktiğini ve su kuyusu açtığını, murisin ölümü ile kullanmaya devam ettiğini belirterek, taşınmazlara yapılan müdahalenin önlenmesi ile yapılan kuyunun, dikilen üzüm bağı ve ağaçların kalini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın kabulüyle dava konusu 373 ada 70 ve 99 parsel sayılı taşınmazlara 11.05.2015 tarihli fen bilirkişisinin raporu ve ekli krokide A-B-C-D harfleriyle gösterilen toplam 3.064,64 m2lik alana davalının da paydaş olduğu gözetilerek davacının miras payı oranında davalı tarafından yapılan müdahalenin menine, üzerindeki meyve ağaçları, üzüm bağları ve 2 adet kuyunun kaline karar verilmiştir.

Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, müdahalenin önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.

  1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama

tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir İsabetsizlik bulunmadığına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

  1. Davalının kal yönünden temyiz itirazlarının incelemesine gelince;

Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, taraf ve tanık beyanlarına göre, davalının taşınmazları murisin sağlığında rızasıyla üzüm bağı, ağaç diktiği ve su kuyusu açtığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, kal talebi murisin sağlığında rızası olduğundan yerinde olmadığından bu talep yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Davalının temyiz itirazları yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428 .maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, HUMK’un 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karsı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, pesin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Tag; Paydaşlara ait yapıların yıkımı

Canlı Destek
Whatsap Destek
Nasıl Yardımcı Olabiliriz?