Paydaşlara karşı el atmanın önlenmesi davası açılabilmesi için gerekli iki şart vardır.
- Taşınmaz, paydaşlar arasında fiili kullanıma göre bölünmesi halinde kendi tarafına müdahale eden paydaşa karşı açılabilir.
- Eğer taşınmaz, paydaşlar arasında fiili olarak bölünmemişse, bu durumda davayı açan paydaşın taşınmazda hiç bir yer kullanamaması gereklidir.
Aksi halde açılacak dava reddedilecektir.
Yargıtay 14.Hukuk Dairesi 2010/ 2415 E., 2010 / 3156 K. ve 23.03.2010 Tarihli Kararı
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.11.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, maliki olduğu 6084 parsel sayılı taşınmazdaki 386/41807 payını davalıya sattığını, davalının satın aldığı yerden daha fazla yer kullanarak kendisine ait yerlere tecavüz ettiğini belirterek elatmanın önlenmesi ve kal istemiştir.
Mahkemece davalının payına isabet eden miktarı aşarak tecavüz ettiği 141,51 metrekare yere müdahalenin menine ve bu kısma yapılan muhdesatın kal’ine karar verilmiş, davalı hükmü temyize getirmiştir.
Paylı ya da elbirliği mülkiyetine konu taşınmazlarda, yaralanma hakkı engellenen paydaşın kullanımını engelleyen diğer paydaşlara karşı el atmanın önlenmesi davası açma hakkı vardır.
Davanın dinlenebilmesi için, paydaşın taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir miktar yer olmamalıdır.
Ayrıca, tüm paydaşlar arasında yapılmış özel parselasyon veya harici bir paylaşım sözleşmesinin bulunması buna göre de fiili kullanım durumunun oluşması halinde de kayıtta paylı, ancak fiilen bağımsız bu oluşumun resmi nitelik kazanana kadar korunması gereklidir. Bu, “ahde vefa” kuralının yanında T.M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir.
Açıklanan nedenlerle, paydaşlar arasındaki el atmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planına göre fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı saptanmalı, varsa uyuşmazlık benimsenen fiili kullanım durumuna göre çözümlenmelidir. Yoksa davacının payına karşılık yer kullanıp kullanmadığı araştırılarak sonuca gidilmelidir.
Somut olayda;
Dava konusu 6084 parsel sayılı taşınmazda davacının 4370/44928 payının, davalının da 386/41807 payının olduğu anlaşılmaktadır. Dosya içeriğinden davacının taşınmazda herhangi bir yer kullanıp kullanmadığı tam olarak anlaşılamamaktadır. Bu durumda yukarıda yapılan genel açıklamalar doğrultusunda gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekir iken eksik inceleme hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 23.03.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
TAG; paydaşlara karşı el atmanın önlenmesi