Giresun Miras Avukatı

Giresun miras avukatı olarak, Söz Hukuk & Arabuluculuk & Danışmanlık, Giresun ’da avukatlık hizmeti sunduğu uzmanlık alanlarından birisi de miras avukatlığıdır.

Deneyimli avukatları ile miras davalarında müvekkillerine birçok kazanımlar elde ettirmiştir. Miras davalarının esasını etkileyen vasiyetname, sözleşmeler menkul ve taşınmaz kayıtlarını, fiili durumları ve diğer delilleri sistematik ve etkin olarak arazi davalarında kullanan Giresun miras avukatı kadrosu ile önemli başarılar elde etmiştir.

Bu makalemizde, miras avukatları olarak baktığımız; ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davasını, mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) davasını, mirasta saklı pay (tenkis) davasını, mirasın reddi davasını, mirasın hükmen reddi davasını, mirasta mal paylaşımı davasını ve miras terekesinin tespiti davasını kısaca açıklayacağız.

Ayrıca miras avukatı olarak; miras taksim sözleşmelerinin hazırlanması, vasiyetname düzenlenmesi, mirasçılık belgesinin alınması, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hazırlanması, mirastan feragat sözleşmesinin hazırlanması hususlarına değineceğiz.

Miras Avukatı Olarak Baktığımız Davalar;

  • Ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası,
  • Mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) davası,
  • Mirasta saklı pay (tenkis) davası,
  • Mirasın reddi davası,
  • Mirasın hükmen reddi davası,
  • Mirasta mal paylaşımı davası,
  • Miras terekesinin tespiti davası,
  • Mirasta denkleştirme (mirasta iade) davası
  • Mirasın reddi kararının iptali davası,
  • Mirastan feragat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti davası,
  • Vasiyetnamenin iptali davası,
  • Miras taksim sözleşmesinin iptali davası
  • Miras ortaklığına (terekeye) temsilci atanması davası,
  • Miras sebebi ile istihkak davası,
  • Elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davası,

Miras avukatları olarak en çok karşılaşılan, takip ettiğimiz ve uzman olduğumuz davalar arasındadır.

Miras Avukatı Olarak Danışmanlık Verdiğimiz Hizmetler

  • Miras taksim sözleşmelerinin hazırlanması
  • Vasiyetname düzenlenmesi,
  • Mirasçılık belgesinin alınması,
  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hazırlanması,

Miras avukatı olarak müvekkillerimize usulüne uygun olarak belgelerin düzenlenmesi için danışmanlık ve takip hizmeti sunmaktayız.

Yasal ve Atanmış Mirasçı Kimdir?

Mirasçı kimdir? sorusu, miras hukukunun temelini oluşturan ve uyuşmazlıkların çözümünde temel olarak tespiti zorunlu olan kavramlardandır. Miras avukatı olarak mirasçıların kimler olduğunu tespit ederek davaların bu kişilere yönlendirilmesi gerekmektedir.

a ) Yasal Mirasçı

Miras bırakanın kan hısımları, eşi, evlatlığı ve evlatlığının altsoyu yasal mirasçılar arasındadır. Buna göre kan hısımları, hukukumuzda birinci, ikici ve üçüncü dereceden mirasçılar olarak üçe ayrılmaktadır. Her bir derecede mirasçı kalmaz ise miras bir sonraki derecedeki mirasçılara geçecektir. Miras bırakanın altsoyu birinci derece, anne-baba ve altsoyu ikinci derece ve büyük anne – büyük baba ve altsoyu ise üçüncü derece mirasçılardandır.

b ) Atanmış (İradi) Mirasçı  

Miras bırakanın yukarıda sayılanlar dışında üçüncü bir kişiyi de kendisine mirasçı olarak ataması mümkündür. Bu durumda miras bırakan, tek taraflı düzenleyeceği vasiyetname ile yada miras sözleşmesi ile üçüncü bir gerçek yada tüzel kişiyi kendisine mirasçı olarak atayabilir.

Mirasçı kimdir sorusunun cevabını verdikten sonra miras davalarından en sık görünenlere kısaca aşağıda değineceğiz.

Ortaklığın Giderilmesi Davaları

Miras bırakanın terekesinde bulunan taşınır ve taşınmaz mallar, miras bırakanın ölümü ile beraber mirasçılara geçer. Mirasçılar ise mevzuat gereğince bu mallar üzerinde elbirliğiyle mülkiyet sahibi olurlar.

Elbirliğiyle yada paylı mülkiyete konu hisseli taşınır yada taşınmazın, mirasçılardan bir yada birkaçı tarafından herhangi bir sebep göstermesine gerek olmaksızın aşınır yada taşınmaz malın mümkünse paylar oranında paylaşılmasını yada icra vasıtasıyla satılmasını istemesi ortaklığın giderilmesinin konusudur.

Bu dava, dava açmamış olan mirasçılara karşı açılır. Açılan davada mahkeme, taşınmazın paylar oranında bölünüp bölünemeyeceğini ve taşınmazın üzerindeki muhdesatlarla beraber değerini inceler. Eğer arazi üzerindeki muhdesatlar sadece bir yada birkaç hisse sahibi tarafından inşa edilmişse, bu durumda tarafların kabul etmemesi üzerine muhdesatın aidiyeti davasının açılması gereklidir.

Hem dava mirasçıların hem de taşınmazın satılmasını istemeyen davalı mirasçıların bu davalarda uzman Giresun miras avukatı ile davalarını yürütmeleri elzemdir.

Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davaları

Muris muvazaası diğer bir ifade ile miras bırakanın mirastan mal kaçırması, miras bırakan konumunda olacak kimsenin, bir yada birden fazla mirasçısını, miras olarak kalacak mallardan yoksun bırakmak amacıyla yaptığı karşılıksız kazandırmaları satış veya diğer bir sözleşme ile üçüncü bir kişiye devretmiş olarak göstermesidir.

Diğer bir ifade ile miras bırakanın, ölümünden önce sahip olduğu malları, mirasçılarından kaçırmak amacıyla diğer bir mirasçı yada üçüncü bir kişiye karşılıksız olarak devretmesidir. Bu halde saklı paya sahip olan mirasçılar, açacakları tenkis (saklı pay) davası ile miras bırakandan kalan malları talep edemeyecektir.

Açılan davalarda Yargıtay, mahkemece temel olarak ekonomik anlamda bazı hususların incelenerek yapılan işlemin gerçek olup olmadığını yani muvazaalı olup olmadığının incelenmesini ister. Bunlar;

  • Temlik tarihinde miras bırakanın ekonomik durumunun iyi olup olmadığı,
  • Miras bırakanın malı satma ihtiyacının olup olmadığı,
  • Mal devrinde gösterilen rakam ile satış tarihindeki malın değeri arasında fahiş bir fark olup olmadığı,
  • Malı devralanın böyle bir ekonomik gücünün olup olmadığıdır.

Sadece bunlarla sınırı olmaksızın malın kime devredildiği ve taraflar arasındaki ilişki de muvazaanın olup olmadığını belirlemek için büyük öneme sahiptir.

Mirasta Saklı Pay (Tenkis) Davaları

Yukarıda yer alan muris muvazaası davası ile saklı pay davası iç içe geçmiş davalardandır. Mirasçılar, Giresun miras avukatı aracılığıyla açtığı davalarda öncelikle muris muvazaası nedeniyle kötü niyetli devredilmiş malların terekeye iadesini, bunun mümkün olmaması halinde saklı payın ihlal edilmiş olması nedeniyle payın devrini talep ederler. Ancak burada saklı pay davasının açılabilmesi için mirasçının saklı payının ihlal edilmiş olması gerekmektedir.

TMK 565. Maddesinde düzenlenmiş olan Tenkis (saklı pay) hususu;

Aşağıdaki karşılıksız kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tâbidir:

-  Mirasbırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlararası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi,

- Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar,

- Mirasbırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,

- Mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar.

Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır.

Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir.

Yukarıda yer alan durumların söz konusu olması halinde saklı payı ihlal edilmiş olan mirasçılar, Giresun miras avukatı aracılığıyla tenkis davası açabilecektir.

Mirasın Reddi Davaları

Miras bırakanın ölümü ile mümkün olan mirasın reddi, diğer bir ifadeyle reddi miras; miras bırakanın ölümü ile mirasçı olan yasal ve atanmış mirasçıların, miras bırakanın tüm mallarını ve borçlarını kül halinde reddetmesidir.

Reddi miras hakkında sadece yasal ve atanmış mirasçılar sahiptir. Miras bırakanın ölümü anında miras bırakanın malvarlığı kendiliğinden mirasçılara geçeceğinden dolayı mirasçılar, başkaca bir işlem yapmasına gerek kalmaksızın mirasa hak kazanacaktır. Ancak mirasın istenmemesi halinde reddi miras hakkı kullanılabilir.

MK m.609’a göre Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.

TMK 612 uyarınca mirasın reddi hakkı sadece en yakın mirasçılar için geçerlidir. Çocukların mirası reddetmesi halinde torunun mirası reddetme hakkı yoktur.

Giresun miras avukat ile mirasın reddinin, miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren üç aylık süre içinde yapılması gerekir.

Mirasın Hükmen Reddi Davaları

Mirasın hükmen reddi davası, mirasın reddinden farklı olmak üzere herhangi bir süreye tabi olmaksızın yapılabilir. Ancak burada mirasçılar, mirasa konu mallar üzerinden tasarruf ederlerse bu durumda artık mirasın hükmen reddini talep edemezler.

Uygulamada genellikle miras bırakanın borcu sebebiyle mirasçıya icra takibi yada dava açılması durumunda bu yola başvurulur. Bu halde mirasçılar, Giresun miras avukatı aracılığıyla Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, alacaklılar davalı gösterilmek suretiyle mirasın hükmen reddi davası açabilirler.

Mahkemece, miras bırakanın aktif ve pasifleri tespit edilip alınacak bilirkişi raporu ile mirasın borca batık olup olmadığı tespit edilecektir. Bu yönüyle ileri sürülecek delil ve iddialar önemli olduğundan dolayı bu davanın Giresun miras avukatı aracılığıyla açılması elzemdir.

Mirasta Mal Paylaşımı Davaları

Mirasbırakanın terekeye dahil mallarının mirasçılar tarafından nasıl paylaşılacağı hususu çoğu zaman sıkıntılı bir durumdur. Bu sebeple TMK 642 maddesi uyarınca mevzuatımızda birden fazla paylaşım yolu öngörülüştür. Buna göre;

Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir.

Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hâkim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır.

Paylaşmanın derhâl yapılması, paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa; sulh hâkimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir.

Uygulamada mirasın paylaşılması davası ile izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) davası birbiri ile karıştırılmaktadır. Aralarındaki en önemli fark ise izale-i şüyu,  hem paylı mülkiyet hem de elbirliğiyle mülkiyet için istenebilecek iken mirasın paylaşılması davasında elbirliğiyle mülkiyetin sona erdirilmesi talep edilmektedir. Diğer taraftan mirasın paylaşılması davasında terekenin tamamı tespit edilebilecek ve tamamı yönünden paylaşmaya hükmedilebilecektir.

Tek bir mirasçı tarafından Giresun miras avukatı ile açılabilecek olan mirasın paylaşılması davasında mirasçı, terekenin tümünün paylaştırılmasını talep edebileceği gibi belirli malların da paylaştırılmasını talep edebilir. Miras bırakanın bankada bulunan parasının tek başına paylaşımı bu dava ile talep edilmesi mümkündür.

Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Dönüştürülmesi

Miras bırakanın ölümü ile beraber mirasçılar mallar üzerinde el birliği ile mülkiyete sahip olurlar. Bu yönüyle her bir mirasçının payı tam olarak belli olmadığından dolayı mirasçılar kendi payları üzerinde serbestçe tasarruf edemezler. Bu sebeple mirasçılardan bir yada birkaçı, tasarruf edebilecekleri paylarını elde etmek için elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesini talep edebilirler.

Uygulamada genellikle Giresun miras avukatı ile bankadaki paraların en hızlı şekilde paylaşılması amacıyla bu dava açılır.  Yukarıda da belirtildiği üzere bankadaki paranın çekilebilmesi için bütün mirasçıların rızası gerekmektedir. Bunun mümkün olmaması halinde bankadaki para üzerindeki mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi, dava yolu ile bankadaki paranın bölüştürülmesi halinde bankaya gittiğinizde payınıza düşen parayı alabileceksiniz.

Vasiyetnamenin Düzenlenmesi

Vasiyetname, miras bırakacak olanın hayatta iken, ölümü halinde mirasının kime hangi oranda kalacağını düzenleyen ölüme bağlı tasarruf türüdür. Buna göre mirasbırakan tarafından vasiyetnamenin düzenlenmesi halinde miras bırakanının ölümü artık vasiyetname geçerlilik kazanacaktır. Vasiyetnamenin üç türlü düzenlenebilmesi mümkündür. Bunlar;

  • Resmi Vasiyetname
  • El Yazılı Vasiyetname
  • Sözlü Vasiyetname

a ) Resmî Vasiyetname:

Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Mirasbırakan, arzularını resmî memura bildirir. Bunun üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir. Vasiyetname, mirasbırakan tarafından okunup imzalanır. Vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder. Tanıklar, bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar. Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir.

Okuma Bilmeyen Kişi Vasiyetname Yapabilir Mi?

Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder. Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.

Vasiyetnamede Kimler Tanık Olamaz?

Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar.

Vasiyetnamede Tanıklara ve Tanıkların Akrabalarına Mal Bırakılabilir Mi?

Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.

Resmî vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlüdür.

b ) El Yazılı Vasiyetname;

El yazılı vasiyetnamede, vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilmesi zorunludur. Ayrıca bilgisayarda yazılı vasiyetname geçersizdir. Bu sebeple mirasbırakanın, başından sonuna kadar el yazısıyla vasiyetnameyi yazması ve imzalaması gerekmektedir.

El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere notere veya sulh hâkimine bırakılabilir.

c ) Sözlü Vasiyetname;

Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.

Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler.

Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okuryazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.

Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan ederler.

Önemle belirtmek gerekir ki, mirasçılar tarafından vasiyetnamenin iptali mümkündür. Bu durumda mirasçılar, Giresun miras avukatı aracılığıyla açacakları vasiyetnamenin iptali davasında mevzuatta yer alan belirli koşulların oluştuğunu ileri sürerek davayı kazanabilirler.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi

Sözleşmenin kendi adında da anlaşılacağı üzere kişinin, üçüncü bir kişi ile kendisini bakması ve kişisel ihtiyaçlarını gidermesi için karşılıklı olarak imzalanan sözleşmedir.

TBK’nın 611.maddesinde şöyle verilmiştir: “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.”

Yani bir taraf, karşı tarafı gereğince bakıp gözetmeyi üstlenmiş iken diğer taraf malvarlığının belirli bir kısmını diğer tarafa geçirmeyi edim olarak yüklenmiştir. Bu durumda malvarlığının devri, sağlararası işlemle yapılabileceği gibi, ölüme bağlı tasarrufla da yapılabilir. Eğer edim sağlararası bir işlem ile yerine getirilmiş ise artık sözleşme miras hukuku açısından nitelikli ölünceye kadar bakma sözleşmesidir. Bu durumda sözleşmeye miras sözleşmesi hükümleri uygulanacaktır.

Bu sözleşme sözlü olarak yapılsa bile, tanıkla ispat edilmesi koşulu ile muris muvazaası davası reddedilecektir.

Giresun Miras Avukatı Ne İş Yapar?

Giresun miras avukatı, kişi henüz sağ iken gerekli düzenlemelerin yapılarak ileride çıkacak uyuşmazlıkların önüne geçmek için danışmanlık ve eğer kişi ölmüşse yapılan mal paylaşımındaki hukuki uyuşmazlıkların çözümlenmesinde mirasçılara ve üçüncü kişilere yardımcı olacaktır.

Yukarıda kısaca değinilen hususlar dışında mirasbırakan yada mirasçılar arasında bir çok uyuşmazlık çıkabilecektir. Bu Giresun miras avukatı ile uyuşmazlığın temeli saptanmalı ve en uygun ve ucuz çözüm yolu seçilerek dava açılmalıdır.

Tecrübeli miras avukatı ile davanın en hızlı şekilde yürütülmesi ve uzun süren süreçlerden sakınılması mümkündür. Deneyimli miras avukatı, açılan davalar ve çözülen uyuşmazlıklar ile tecrübe kazanır. Dolayısıyla hak kayıplarının yaşanmaması adına Giresun miras avukatı ile dava açılması ve gerekli desteğin alınması bu yönüyle önemlidir.

Giresun Miras Avukatı ile Dava Masrafları

Giresun miras avukatı ile dava açılması halinde miras avukatı tarafından dava masrafları öncesinde tarafınıza bildirilir. Bildirilen masrafların miras avukatına ödenmesi halinde miras avukatı gerekli araştırmalarını yapmış ise hemen miras davasını açabilecektir.

Her davanın niteliği farklı olduğundan dolayı alınması gereken harç da farklı olacaktır. Bu sebeple dava açmadan önce harç ve dava masraflarının ne kadar olacağı hususunda Giresun mirası avukatına danışılması daha uygun olacaktır.

Giresun Miras Avukatı Ücreti

Miras avukatı ücretleri, değişkenlik göstermekle beraber yayımlanmış olan asgari ücret tarifesinden aşağı bir ücret olamayacaktır. Ayrıca her davanın da niteliği farklı olduğundan dolayı miras avukatı ücreti her davanın kapsamında göre değişecektir.

Giresun Miras Avukatı Arama

Giresun miras avukatı, Giresun barosuna kayıtlı avukatlardan miras hukuku ile ilgilenen avukatlar arasından seçilebilir.

Giresun Miras Avukatı Hangi Mahkemede Dava Açar

Davanın niteliğine göre Giresun miras avukatı tarafından, sulh hukuk mahkemesi yada asliye hukuk mahkemesinde dava açılabilecektir.

Gümüşhane Miras Avukatı

Gümüşhane miras avukatı olarak, Söz Hukuk & Arabuluculuk & Danışmanlık, Gümüşhane ’de avukatlık hizmeti sunduğu uzmanlık alanlarından birisi de miras avukatlığıdır.

Deneyimli avukatları ile miras davalarında müvekkillerine birçok kazanımlar elde ettirmiştir. Miras davalarının esasını etkileyen vasiyetname, sözleşmeler menkul ve taşınmaz kayıtlarını, fiili durumları ve diğer delilleri sistematik ve etkin olarak arazi davalarında kullanan Gümüşhane miras avukatı kadrosu ile önemli başarılar elde etmiştir.

Bu makalemizde, miras avukatları olarak baktığımız; ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davasını, mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) davasını, mirasta saklı pay (tenkis) davasını, mirasın reddi davasını, mirasın hükmen reddi davasını, mirasta mal paylaşımı davasını ve miras terekesinin tespiti davasını kısaca açıklayacağız.

Ayrıca miras avukatı olarak; miras taksim sözleşmelerinin hazırlanması, vasiyetname düzenlenmesi, mirasçılık belgesinin alınması, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hazırlanması, mirastan feragat sözleşmesinin hazırlanması hususlarına değineceğiz.

Miras Avukatı Olarak Baktığımız Davalar;

  • Ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası,
  • Mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) davası,
  • Mirasta saklı pay (tenkis) davası,
  • Mirasın reddi davası,
  • Mirasın hükmen reddi davası,
  • Mirasta mal paylaşımı davası,
  • Miras terekesinin tespiti davası,
  • Mirasta denkleştirme (mirasta iade) davası
  • Mirasın reddi kararının iptali davası,
  • Mirastan feragat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti davası,
  • Vasiyetnamenin iptali davası,
  • Miras taksim sözleşmesinin iptali davası
  • Miras ortaklığına (terekeye) temsilci atanması davası,
  • Miras sebebi ile istihkak davası,
  • Elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davası,

Miras avukatları olarak en çok karşılaşılan, takip ettiğimiz ve uzman olduğumuz davalar arasındadır.

Miras Avukatı Olarak Danışmanlık Verdiğimiz Hizmetler

  • Miras taksim sözleşmelerinin hazırlanması
  • Vasiyetname düzenlenmesi,
  • Mirasçılık belgesinin alınması,
  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hazırlanması,

Miras avukatı olarak müvekkillerimize usulüne uygun olarak belgelerin düzenlenmesi için danışmanlık ve takip hizmeti sunmaktayız.

Yasal ve Atanmış Mirasçı Kimdir?

Mirasçı kimdir? sorusu, miras hukukunun temelini oluşturan ve uyuşmazlıkların çözümünde temel olarak tespiti zorunlu olan kavramlardandır. Miras avukatı olarak mirasçıların kimler olduğunu tespit ederek davaların bu kişilere yönlendirilmesi gerekmektedir.

a ) Yasal Mirasçı

Miras bırakanın kan hısımları, eşi, evlatlığı ve evlatlığının altsoyu yasal mirasçılar arasındadır. Buna göre kan hısımları, hukukumuzda birinci, ikici ve üçüncü dereceden mirasçılar olarak üçe ayrılmaktadır. Her bir derecede mirasçı kalmaz ise miras bir sonraki derecedeki mirasçılara geçecektir. Miras bırakanın altsoyu birinci derece, anne-baba ve altsoyu ikinci derece ve büyük anne – büyük baba ve altsoyu ise üçüncü derece mirasçılardandır.

b ) Atanmış (İradi) Mirasçı  

Miras bırakanın yukarıda sayılanlar dışında üçüncü bir kişiyi de kendisine mirasçı olarak ataması mümkündür. Bu durumda miras bırakan, tek taraflı düzenleyeceği vasiyetname ile yada miras sözleşmesi ile üçüncü bir gerçek yada tüzel kişiyi kendisine mirasçı olarak atayabilir.

Mirasçı kimdir sorusunun cevabını verdikten sonra miras davalarından en sık görünenlere kısaca aşağıda değineceğiz.

Ortaklığın Giderilmesi Davaları

Miras bırakanın terekesinde bulunan taşınır ve taşınmaz mallar, miras bırakanın ölümü ile beraber mirasçılara geçer. Mirasçılar ise mevzuat gereğince bu mallar üzerinde elbirliğiyle mülkiyet sahibi olurlar.

Elbirliğiyle yada paylı mülkiyete konu hisseli taşınır yada taşınmazın, mirasçılardan bir yada birkaçı tarafından herhangi bir sebep göstermesine gerek olmaksızın aşınır yada taşınmaz malın mümkünse paylar oranında paylaşılmasını yada icra vasıtasıyla satılmasını istemesi ortaklığın giderilmesinin konusudur.

Bu dava, dava açmamış olan mirasçılara karşı açılır. Açılan davada mahkeme, taşınmazın paylar oranında bölünüp bölünemeyeceğini ve taşınmazın üzerindeki muhdesatlarla beraber değerini inceler. Eğer arazi üzerindeki muhdesatlar sadece bir yada birkaç hisse sahibi tarafından inşa edilmişse, bu durumda tarafların kabul etmemesi üzerine muhdesatın aidiyeti davasının açılması gereklidir.

Hem dava mirasçıların hem de taşınmazın satılmasını istemeyen davalı mirasçıların bu davalarda uzman Gümüşhane miras avukatı ile davalarını yürütmeleri elzemdir.

Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davaları

Muris muvazaası diğer bir ifade ile miras bırakanın mirastan mal kaçırması, miras bırakan konumunda olacak kimsenin, bir yada birden fazla mirasçısını, miras olarak kalacak mallardan yoksun bırakmak amacıyla yaptığı karşılıksız kazandırmaları satış veya diğer bir sözleşme ile üçüncü bir kişiye devretmiş olarak göstermesidir.

Diğer bir ifade ile miras bırakanın, ölümünden önce sahip olduğu malları, mirasçılarından kaçırmak amacıyla diğer bir mirasçı yada üçüncü bir kişiye karşılıksız olarak devretmesidir. Bu halde saklı paya sahip olan mirasçılar, açacakları tenkis (saklı pay) davası ile miras bırakandan kalan malları talep edemeyecektir.

Açılan davalarda Yargıtay, mahkemece temel olarak ekonomik anlamda bazı hususların incelenerek yapılan işlemin gerçek olup olmadığını yani muvazaalı olup olmadığının incelenmesini ister. Bunlar;

  • Temlik tarihinde miras bırakanın ekonomik durumunun iyi olup olmadığı,
  • Miras bırakanın malı satma ihtiyacının olup olmadığı,
  • Mal devrinde gösterilen rakam ile satış tarihindeki malın değeri arasında fahiş bir fark olup olmadığı,
  • Malı devralanın böyle bir ekonomik gücünün olup olmadığıdır.

Sadece bunlarla sınırı olmaksızın malın kime devredildiği ve taraflar arasındaki ilişki de muvazaanın olup olmadığını belirlemek için büyük öneme sahiptir.

Mirasta Saklı Pay (Tenkis) Davaları

Yukarıda yer alan muris muvazaası davası ile saklı pay davası iç içe geçmiş davalardandır. Mirasçılar, Gümüşhane miras avukatı aracılığıyla açtığı davalarda öncelikle muris muvazaası nedeniyle kötü niyetli devredilmiş malların terekeye iadesini, bunun mümkün olmaması halinde saklı payın ihlal edilmiş olması nedeniyle payın devrini talep ederler. Ancak burada saklı pay davasının açılabilmesi için mirasçının saklı payının ihlal edilmiş olması gerekmektedir.

TMK 565. Maddesinde düzenlenmiş olan Tenkis (saklı pay) hususu;

Aşağıdaki karşılıksız kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tâbidir:

-  Mirasbırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlararası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi,

- Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar,

- Mirasbırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,

- Mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar.

Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır.

Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir.

Yukarıda yer alan durumların söz konusu olması halinde saklı payı ihlal edilmiş olan mirasçılar, Gümüşhane miras avukatı aracılığıyla tenkis davası açabilecektir.

Mirasın Reddi Davaları

Miras bırakanın ölümü ile mümkün olan mirasın reddi, diğer bir ifadeyle reddi miras; miras bırakanın ölümü ile mirasçı olan yasal ve atanmış mirasçıların, miras bırakanın tüm mallarını ve borçlarını kül halinde reddetmesidir.

Reddi miras hakkında sadece yasal ve atanmış mirasçılar sahiptir. Miras bırakanın ölümü anında miras bırakanın malvarlığı kendiliğinden mirasçılara geçeceğinden dolayı mirasçılar, başkaca bir işlem yapmasına gerek kalmaksızın mirasa hak kazanacaktır. Ancak mirasın istenmemesi halinde reddi miras hakkı kullanılabilir.

MK m.609’a göre Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.

TMK 612 uyarınca mirasın reddi hakkı sadece en yakın mirasçılar için geçerlidir. Çocukların mirası reddetmesi halinde torunun mirası reddetme hakkı yoktur.

Gümüşhane miras avukat ile mirasın reddinin, miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren üç aylık süre içinde yapılması gerekir.

Mirasın Hükmen Reddi Davaları

Mirasın hükmen reddi davası, mirasın reddinden farklı olmak üzere herhangi bir süreye tabi olmaksızın yapılabilir. Ancak burada mirasçılar, mirasa konu mallar üzerinden tasarruf ederlerse bu durumda artık mirasın hükmen reddini talep edemezler.

Uygulamada genellikle miras bırakanın borcu sebebiyle mirasçıya icra takibi yada dava açılması durumunda bu yola başvurulur. Bu halde mirasçılar, Gümüşhane miras avukatı aracılığıyla Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, alacaklılar davalı gösterilmek suretiyle mirasın hükmen reddi davası açabilirler.

Mahkemece, miras bırakanın aktif ve pasifleri tespit edilip alınacak bilirkişi raporu ile mirasın borca batık olup olmadığı tespit edilecektir. Bu yönüyle ileri sürülecek delil ve iddialar önemli olduğundan dolayı bu davanın Gümüşhane miras avukatı aracılığıyla açılması elzemdir.

Mirasta Mal Paylaşımı Davaları

Mirasbırakanın terekeye dahil mallarının mirasçılar tarafından nasıl paylaşılacağı hususu çoğu zaman sıkıntılı bir durumdur. Bu sebeple TMK 642 maddesi uyarınca mevzuatımızda birden fazla paylaşım yolu öngörülüştür. Buna göre;

Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir.

Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hâkim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır.

Paylaşmanın derhâl yapılması, paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa; sulh hâkimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir.

Uygulamada mirasın paylaşılması davası ile izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) davası birbiri ile karıştırılmaktadır. Aralarındaki en önemli fark ise izale-i şüyu,  hem paylı mülkiyet hem de elbirliğiyle mülkiyet için istenebilecek iken mirasın paylaşılması davasında elbirliğiyle mülkiyetin sona erdirilmesi talep edilmektedir. Diğer taraftan mirasın paylaşılması davasında terekenin tamamı tespit edilebilecek ve tamamı yönünden paylaşmaya hükmedilebilecektir.

Tek bir mirasçı tarafından Gümüşhane miras avukatı ile açılabilecek olan mirasın paylaşılması davasında mirasçı, terekenin tümünün paylaştırılmasını talep edebileceği gibi belirli malların da paylaştırılmasını talep edebilir. Miras bırakanın bankada bulunan parasının tek başına paylaşımı bu dava ile talep edilmesi mümkündür.

Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Dönüştürülmesi

Miras bırakanın ölümü ile beraber mirasçılar mallar üzerinde el birliği ile mülkiyete sahip olurlar. Bu yönüyle her bir mirasçının payı tam olarak belli olmadığından dolayı mirasçılar kendi payları üzerinde serbestçe tasarruf edemezler. Bu sebeple mirasçılardan bir yada birkaçı, tasarruf edebilecekleri paylarını elde etmek için elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesini talep edebilirler.

Uygulamada genellikle Gümüşhane miras avukatı ile bankadaki paraların en hızlı şekilde paylaşılması amacıyla bu dava açılır.  Yukarıda da belirtildiği üzere bankadaki paranın çekilebilmesi için bütün mirasçıların rızası gerekmektedir. Bunun mümkün olmaması halinde bankadaki para üzerindeki mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi, dava yolu ile bankadaki paranın bölüştürülmesi halinde bankaya gittiğinizde payınıza düşen parayı alabileceksiniz.

Vasiyetnamenin Düzenlenmesi

Vasiyetname, miras bırakacak olanın hayatta iken, ölümü halinde mirasının kime hangi oranda kalacağını düzenleyen ölüme bağlı tasarruf türüdür. Buna göre mirasbırakan tarafından vasiyetnamenin düzenlenmesi halinde miras bırakanının ölümü artık vasiyetname geçerlilik kazanacaktır. Vasiyetnamenin üç türlü düzenlenebilmesi mümkündür. Bunlar;

  • Resmi Vasiyetname
  • El Yazılı Vasiyetname
  • Sözlü Vasiyetname

a ) Resmî Vasiyetname:

Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Mirasbırakan, arzularını resmî memura bildirir. Bunun üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir. Vasiyetname, mirasbırakan tarafından okunup imzalanır. Vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder. Tanıklar, bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar. Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir.

Okuma Bilmeyen Kişi Vasiyetname Yapabilir Mi?

Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder. Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.

Vasiyetnamede Kimler Tanık Olamaz?

Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar.

Vasiyetnamede Tanıklara ve Tanıkların Akrabalarına Mal Bırakılabilir Mi?

Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.

Resmî vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlüdür.

b ) El Yazılı Vasiyetname;

El yazılı vasiyetnamede, vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilmesi zorunludur. Ayrıca bilgisayarda yazılı vasiyetname geçersizdir. Bu sebeple mirasbırakanın, başından sonuna kadar el yazısıyla vasiyetnameyi yazması ve imzalaması gerekmektedir.

El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere notere veya sulh hâkimine bırakılabilir.

c ) Sözlü Vasiyetname;

Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.

Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler.

Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okuryazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.

Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan ederler.

Önemle belirtmek gerekir ki, mirasçılar tarafından vasiyetnamenin iptali mümkündür. Bu durumda mirasçılar, Gümüşhane miras avukatı aracılığıyla açacakları vasiyetnamenin iptali davasında mevzuatta yer alan belirli koşulların oluştuğunu ileri sürerek davayı kazanabilirler.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi

Sözleşmenin kendi adında da anlaşılacağı üzere kişinin, üçüncü bir kişi ile kendisini bakması ve kişisel ihtiyaçlarını gidermesi için karşılıklı olarak imzalanan sözleşmedir.

TBK’nın 611.maddesinde şöyle verilmiştir: “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.”

Yani bir taraf, karşı tarafı gereğince bakıp gözetmeyi üstlenmiş iken diğer taraf malvarlığının belirli bir kısmını diğer tarafa geçirmeyi edim olarak yüklenmiştir. Bu durumda malvarlığının devri, sağlararası işlemle yapılabileceği gibi, ölüme bağlı tasarrufla da yapılabilir. Eğer edim sağlararası bir işlem ile yerine getirilmiş ise artık sözleşme miras hukuku açısından nitelikli ölünceye kadar bakma sözleşmesidir. Bu durumda sözleşmeye miras sözleşmesi hükümleri uygulanacaktır.

Bu sözleşme sözlü olarak yapılsa bile, tanıkla ispat edilmesi koşulu ile muris muvazaası davası reddedilecektir.

Gümüşhane Miras Avukatı Ne İş Yapar?

Gümüşhane miras avukatı, kişi henüz sağ iken gerekli düzenlemelerin yapılarak ileride çıkacak uyuşmazlıkların önüne geçmek için danışmanlık ve eğer kişi ölmüşse yapılan mal paylaşımındaki hukuki uyuşmazlıkların çözümlenmesinde mirasçılara ve üçüncü kişilere yardımcı olacaktır.

Yukarıda kısaca değinilen hususlar dışında mirasbırakan yada mirasçılar arasında bir çok uyuşmazlık çıkabilecektir. Bu Gümüşhane miras avukatı ile uyuşmazlığın temeli saptanmalı ve en uygun ve ucuz çözüm yolu seçilerek dava açılmalıdır.

Tecrübeli miras avukatı ile davanın en hızlı şekilde yürütülmesi ve uzun süren süreçlerden sakınılması mümkündür. Deneyimli miras avukatı, açılan davalar ve çözülen uyuşmazlıklar ile tecrübe kazanır. Dolayısıyla hak kayıplarının yaşanmaması adına Gümüşhane miras avukatı ile dava açılması ve gerekli desteğin alınması bu yönüyle önemlidir.

Gümüşhane Miras Avukatı ile Dava Masrafları

Gümüşhane miras avukatı ile dava açılması halinde miras avukatı tarafından dava masrafları öncesinde tarafınıza bildirilir. Bildirilen masrafların miras avukatına ödenmesi halinde miras avukatı gerekli araştırmalarını yapmış ise hemen miras davasını açabilecektir.

Her davanın niteliği farklı olduğundan dolayı alınması gereken harç da farklı olacaktır. Bu sebeple dava açmadan önce harç ve dava masraflarının ne kadar olacağı hususunda Gümüşhane mirası avukatına danışılması daha uygun olacaktır.

Gümüşhane Miras Avukatı Ücreti

Miras avukatı ücretleri, değişkenlik göstermekle beraber yayımlanmış olan asgari ücret tarifesinden aşağı bir ücret olamayacaktır. Ayrıca her davanın da niteliği farklı olduğundan dolayı miras avukatı ücreti her davanın kapsamında göre değişecektir.

Gümüşhane Miras Avukatı Arama

Gümüşhane miras avukatı, Gümüşhane barosuna kayıtlı avukatlardan miras hukuku ile ilgilenen avukatlar arasından seçilebilir.

Gümüşhane Miras Avukatı Hangi Mahkemede Dava Açar

Davanın niteliğine göre Gümüşhane miras avukatı tarafından, sulh hukuk mahkemesi yada asliye hukuk mahkemesinde dava açılabilecektir.

Rize Miras Avukatı

Rize miras avukatı olarak, Söz Hukuk & Arabuluculuk & Danışmanlık, Rize ’de avukatlık hizmeti sunduğu uzmanlık alanlarından birisi de miras avukatlığıdır.

Deneyimli avukatları ile miras davalarında müvekkillerine birçok kazanımlar elde ettirmiştir. Miras davalarının esasını etkileyen vasiyetname, sözleşmeler menkul ve taşınmaz kayıtlarını, fiili durumları ve diğer delilleri sistematik ve etkin olarak arazi davalarında kullanan Rize miras avukatı kadrosu ile önemli başarılar elde etmiştir.

Bu makalemizde, miras avukatları olarak baktığımız; ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davasını, mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) davasını, mirasta saklı pay (tenkis) davasını, mirasın reddi davasını, mirasın hükmen reddi davasını, mirasta mal paylaşımı davasını ve miras terekesinin tespiti davasını kısaca açıklayacağız.

Ayrıca miras avukatı olarak; miras taksim sözleşmelerinin hazırlanması, vasiyetname düzenlenmesi, mirasçılık belgesinin alınması, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hazırlanması, mirastan feragat sözleşmesinin hazırlanması hususlarına değineceğiz.

Miras Avukatı Olarak Baktığımız Davalar;

  • Ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası,
  • Mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) davası,
  • Mirasta saklı pay (tenkis) davası,
  • Mirasın reddi davası,
  • Mirasın hükmen reddi davası,
  • Mirasta mal paylaşımı davası,
  • Miras terekesinin tespiti davası,
  • Mirasta denkleştirme (mirasta iade) davası
  • Mirasın reddi kararının iptali davası,
  • Mirastan feragat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti davası,
  • Vasiyetnamenin iptali davası,
  • Miras taksim sözleşmesinin iptali davası
  • Miras ortaklığına (terekeye) temsilci atanması davası,
  • Miras sebebi ile istihkak davası,
  • Elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davası,

Miras avukatları olarak en çok karşılaşılan, takip ettiğimiz ve uzman olduğumuz davalar arasındadır.

Miras Avukatı Olarak Danışmanlık Verdiğimiz Hizmetler

  • Miras taksim sözleşmelerinin hazırlanması
  • Vasiyetname düzenlenmesi,
  • Mirasçılık belgesinin alınması,
  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hazırlanması,

Miras avukatı olarak müvekkillerimize usulüne uygun olarak belgelerin düzenlenmesi için danışmanlık ve takip hizmeti sunmaktayız.

Yasal ve Atanmış Mirasçı Kimdir?

Mirasçı kimdir? sorusu, miras hukukunun temelini oluşturan ve uyuşmazlıkların çözümünde temel olarak tespiti zorunlu olan kavramlardandır. Miras avukatı olarak mirasçıların kimler olduğunu tespit ederek davaların bu kişilere yönlendirilmesi gerekmektedir.

a ) Yasal Mirasçı

Miras bırakanın kan hısımları, eşi, evlatlığı ve evlatlığının altsoyu yasal mirasçılar arasındadır. Buna göre kan hısımları, hukukumuzda birinci, ikici ve üçüncü dereceden mirasçılar olarak üçe ayrılmaktadır. Her bir derecede mirasçı kalmaz ise miras bir sonraki derecedeki mirasçılara geçecektir. Miras bırakanın altsoyu birinci derece, anne-baba ve altsoyu ikinci derece ve büyük anne – büyük baba ve altsoyu ise üçüncü derece mirasçılardandır.

b ) Atanmış (İradi) Mirasçı  

Miras bırakanın yukarıda sayılanlar dışında üçüncü bir kişiyi de kendisine mirasçı olarak ataması mümkündür. Bu durumda miras bırakan, tek taraflı düzenleyeceği vasiyetname ile yada miras sözleşmesi ile üçüncü bir gerçek yada tüzel kişiyi kendisine mirasçı olarak atayabilir.

Mirasçı kimdir sorusunun cevabını verdikten sonra miras davalarından en sık görünenlere kısaca aşağıda değineceğiz.

Ortaklığın Giderilmesi Davaları

Miras bırakanın terekesinde bulunan taşınır ve taşınmaz mallar, miras bırakanın ölümü ile beraber mirasçılara geçer. Mirasçılar ise mevzuat gereğince bu mallar üzerinde elbirliğiyle mülkiyet sahibi olurlar.

Elbirliğiyle yada paylı mülkiyete konu hisseli taşınır yada taşınmazın, mirasçılardan bir yada birkaçı tarafından herhangi bir sebep göstermesine gerek olmaksızın aşınır yada taşınmaz malın mümkünse paylar oranında paylaşılmasını yada icra vasıtasıyla satılmasını istemesi ortaklığın giderilmesinin konusudur.

Bu dava, dava açmamış olan mirasçılara karşı açılır. Açılan davada mahkeme, taşınmazın paylar oranında bölünüp bölünemeyeceğini ve taşınmazın üzerindeki muhdesatlarla beraber değerini inceler. Eğer arazi üzerindeki muhdesatlar sadece bir yada birkaç hisse sahibi tarafından inşa edilmişse, bu durumda tarafların kabul etmemesi üzerine muhdesatın aidiyeti davasının açılması gereklidir.

Hem dava mirasçıların hem de taşınmazın satılmasını istemeyen davalı mirasçıların bu davalarda uzman Rize miras avukatı ile davalarını yürütmeleri elzemdir.

Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davaları

Muris muvazaası diğer bir ifade ile miras bırakanın mirastan mal kaçırması, miras bırakan konumunda olacak kimsenin, bir yada birden fazla mirasçısını, miras olarak kalacak mallardan yoksun bırakmak amacıyla yaptığı karşılıksız kazandırmaları satış veya diğer bir sözleşme ile üçüncü bir kişiye devretmiş olarak göstermesidir.

Diğer bir ifade ile miras bırakanın, ölümünden önce sahip olduğu malları, mirasçılarından kaçırmak amacıyla diğer bir mirasçı yada üçüncü bir kişiye karşılıksız olarak devretmesidir. Bu halde saklı paya sahip olan mirasçılar, açacakları tenkis (saklı pay) davası ile miras bırakandan kalan malları talep edemeyecektir.

Açılan davalarda Yargıtay, mahkemece temel olarak ekonomik anlamda bazı hususların incelenerek yapılan işlemin gerçek olup olmadığını yani muvazaalı olup olmadığının incelenmesini ister. Bunlar;

  • Temlik tarihinde miras bırakanın ekonomik durumunun iyi olup olmadığı,
  • Miras bırakanın malı satma ihtiyacının olup olmadığı,
  • Mal devrinde gösterilen rakam ile satış tarihindeki malın değeri arasında fahiş bir fark olup olmadığı,
  • Malı devralanın böyle bir ekonomik gücünün olup olmadığıdır.

Sadece bunlarla sınırı olmaksızın malın kime devredildiği ve taraflar arasındaki ilişki de muvazaanın olup olmadığını belirlemek için büyük öneme sahiptir.

Mirasta Saklı Pay (Tenkis) Davaları

Yukarıda yer alan muris muvazaası davası ile saklı pay davası iç içe geçmiş davalardandır. Mirasçılar, Rize miras avukatı aracılığıyla açtığı davalarda öncelikle muris muvazaası nedeniyle kötü niyetli devredilmiş malların terekeye iadesini, bunun mümkün olmaması halinde saklı payın ihlal edilmiş olması nedeniyle payın devrini talep ederler. Ancak burada saklı pay davasının açılabilmesi için mirasçının saklı payının ihlal edilmiş olması gerekmektedir.

TMK 565. Maddesinde düzenlenmiş olan Tenkis (saklı pay) hususu;

Aşağıdaki karşılıksız kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tâbidir:

-  Mirasbırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlararası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi,

- Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar,

- Mirasbırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,

- Mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar.

Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır.

Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir.

Yukarıda yer alan durumların söz konusu olması halinde saklı payı ihlal edilmiş olan mirasçılar, Rize miras avukatı aracılığıyla tenkis davası açabilecektir.

Mirasın Reddi Davaları

Miras bırakanın ölümü ile mümkün olan mirasın reddi, diğer bir ifadeyle reddi miras; miras bırakanın ölümü ile mirasçı olan yasal ve atanmış mirasçıların, miras bırakanın tüm mallarını ve borçlarını kül halinde reddetmesidir.

Reddi miras hakkında sadece yasal ve atanmış mirasçılar sahiptir. Miras bırakanın ölümü anında miras bırakanın malvarlığı kendiliğinden mirasçılara geçeceğinden dolayı mirasçılar, başkaca bir işlem yapmasına gerek kalmaksızın mirasa hak kazanacaktır. Ancak mirasın istenmemesi halinde reddi miras hakkı kullanılabilir.

MK m.609’a göre Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.

TMK 612 uyarınca mirasın reddi hakkı sadece en yakın mirasçılar için geçerlidir. Çocukların mirası reddetmesi halinde torunun mirası reddetme hakkı yoktur.

Rize miras avukat ile mirasın reddinin, miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren üç aylık süre içinde yapılması gerekir.

Mirasın Hükmen Reddi Davaları

Mirasın hükmen reddi davası, mirasın reddinden farklı olmak üzere herhangi bir süreye tabi olmaksızın yapılabilir. Ancak burada mirasçılar, mirasa konu mallar üzerinden tasarruf ederlerse bu durumda artık mirasın hükmen reddini talep edemezler.

Uygulamada genellikle miras bırakanın borcu sebebiyle mirasçıya icra takibi yada dava açılması durumunda bu yola başvurulur. Bu halde mirasçılar, Rize miras avukatı aracılığıyla Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, alacaklılar davalı gösterilmek suretiyle mirasın hükmen reddi davası açabilirler.

Mahkemece, miras bırakanın aktif ve pasifleri tespit edilip alınacak bilirkişi raporu ile mirasın borca batık olup olmadığı tespit edilecektir. Bu yönüyle ileri sürülecek delil ve iddialar önemli olduğundan dolayı bu davanın Rize miras avukatı aracılığıyla açılması elzemdir.

Mirasta Mal Paylaşımı Davaları

Mirasbırakanın terekeye dahil mallarının mirasçılar tarafından nasıl paylaşılacağı hususu çoğu zaman sıkıntılı bir durumdur. Bu sebeple TMK 642 maddesi uyarınca mevzuatımızda birden fazla paylaşım yolu öngörülüştür. Buna göre;

Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir.

Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hâkim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır.

Paylaşmanın derhâl yapılması, paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa; sulh hâkimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir.

Uygulamada mirasın paylaşılması davası ile izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) davası birbiri ile karıştırılmaktadır. Aralarındaki en önemli fark ise izale-i şüyu,  hem paylı mülkiyet hem de elbirliğiyle mülkiyet için istenebilecek iken mirasın paylaşılması davasında elbirliğiyle mülkiyetin sona erdirilmesi talep edilmektedir. Diğer taraftan mirasın paylaşılması davasında terekenin tamamı tespit edilebilecek ve tamamı yönünden paylaşmaya hükmedilebilecektir.

Tek bir mirasçı tarafından Rize miras avukatı ile açılabilecek olan mirasın paylaşılması davasında mirasçı, terekenin tümünün paylaştırılmasını talep edebileceği gibi belirli malların da paylaştırılmasını talep edebilir. Miras bırakanın bankada bulunan parasının tek başına paylaşımı bu dava ile talep edilmesi mümkündür.

Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Dönüştürülmesi

Miras bırakanın ölümü ile beraber mirasçılar mallar üzerinde el birliği ile mülkiyete sahip olurlar. Bu yönüyle her bir mirasçının payı tam olarak belli olmadığından dolayı mirasçılar kendi payları üzerinde serbestçe tasarruf edemezler. Bu sebeple mirasçılardan bir yada birkaçı, tasarruf edebilecekleri paylarını elde etmek için elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesini talep edebilirler.

Uygulamada genellikle Rize miras avukatı ile bankadaki paraların en hızlı şekilde paylaşılması amacıyla bu dava açılır.  Yukarıda da belirtildiği üzere bankadaki paranın çekilebilmesi için bütün mirasçıların rızası gerekmektedir. Bunun mümkün olmaması halinde bankadaki para üzerindeki mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi, dava yolu ile bankadaki paranın bölüştürülmesi halinde bankaya gittiğinizde payınıza düşen parayı alabileceksiniz.

Vasiyetnamenin Düzenlenmesi

Vasiyetname, miras bırakacak olanın hayatta iken, ölümü halinde mirasının kime hangi oranda kalacağını düzenleyen ölüme bağlı tasarruf türüdür. Buna göre mirasbırakan tarafından vasiyetnamenin düzenlenmesi halinde miras bırakanının ölümü artık vasiyetname geçerlilik kazanacaktır. Vasiyetnamenin üç türlü düzenlenebilmesi mümkündür. Bunlar;

  • Resmi Vasiyetname
  • El Yazılı Vasiyetname
  • Sözlü Vasiyetname

a ) Resmî Vasiyetname:

Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Mirasbırakan, arzularını resmî memura bildirir. Bunun üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir. Vasiyetname, mirasbırakan tarafından okunup imzalanır. Vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder. Tanıklar, bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar. Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir.

Okuma Bilmeyen Kişi Vasiyetname Yapabilir Mi?

Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder. Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.

Vasiyetnamede Kimler Tanık Olamaz?

Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar.

Vasiyetnamede Tanıklara ve Tanıkların Akrabalarına Mal Bırakılabilir Mi?

Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.

Resmî vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlüdür.

b ) El Yazılı Vasiyetname;

El yazılı vasiyetnamede, vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilmesi zorunludur. Ayrıca bilgisayarda yazılı vasiyetname geçersizdir. Bu sebeple mirasbırakanın, başından sonuna kadar el yazısıyla vasiyetnameyi yazması ve imzalaması gerekmektedir.

El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere notere veya sulh hâkimine bırakılabilir.

c ) Sözlü Vasiyetname;

Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.

Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler.

Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okuryazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.

Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan ederler.

Önemle belirtmek gerekir ki, mirasçılar tarafından vasiyetnamenin iptali mümkündür. Bu durumda mirasçılar, Rize miras avukatı aracılığıyla açacakları vasiyetnamenin iptali davasında mevzuatta yer alan belirli koşulların oluştuğunu ileri sürerek davayı kazanabilirler.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi

Sözleşmenin kendi adında da anlaşılacağı üzere kişinin, üçüncü bir kişi ile kendisini bakması ve kişisel ihtiyaçlarını gidermesi için karşılıklı olarak imzalanan sözleşmedir.

TBK’nın 611.maddesinde şöyle verilmiştir: “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.”

Yani bir taraf, karşı tarafı gereğince bakıp gözetmeyi üstlenmiş iken diğer taraf malvarlığının belirli bir kısmını diğer tarafa geçirmeyi edim olarak yüklenmiştir. Bu durumda malvarlığının devri, sağlararası işlemle yapılabileceği gibi, ölüme bağlı tasarrufla da yapılabilir. Eğer edim sağlararası bir işlem ile yerine getirilmiş ise artık sözleşme miras hukuku açısından nitelikli ölünceye kadar bakma sözleşmesidir. Bu durumda sözleşmeye miras sözleşmesi hükümleri uygulanacaktır.

Bu sözleşme sözlü olarak yapılsa bile, tanıkla ispat edilmesi koşulu ile muris muvazaası davası reddedilecektir.

Rize Miras Avukatı Ne İş Yapar?

Rize miras avukatı, kişi henüz sağ iken gerekli düzenlemelerin yapılarak ileride çıkacak uyuşmazlıkların önüne geçmek için danışmanlık ve eğer kişi ölmüşse yapılan mal paylaşımındaki hukuki uyuşmazlıkların çözümlenmesinde mirasçılara ve üçüncü kişilere yardımcı olacaktır.

Yukarıda kısaca değinilen hususlar dışında mirasbırakan yada mirasçılar arasında bir çok uyuşmazlık çıkabilecektir. Bu Rize miras avukatı ile uyuşmazlığın temeli saptanmalı ve en uygun ve ucuz çözüm yolu seçilerek dava açılmalıdır.

Tecrübeli miras avukatı ile davanın en hızlı şekilde yürütülmesi ve uzun süren süreçlerden sakınılması mümkündür. Deneyimli miras avukatı, açılan davalar ve çözülen uyuşmazlıklar ile tecrübe kazanır. Dolayısıyla hak kayıplarının yaşanmaması adına Rize miras avukatı ile dava açılması ve gerekli desteğin alınması bu yönüyle önemlidir.

Rize Miras Avukatı ile Dava Masrafları

Rize miras avukatı ile dava açılması halinde miras avukatı tarafından dava masrafları öncesinde tarafınıza bildirilir. Bildirilen masrafların miras avukatına ödenmesi halinde miras avukatı gerekli araştırmalarını yapmış ise hemen miras davasını açabilecektir.

Her davanın niteliği farklı olduğundan dolayı alınması gereken harç da farklı olacaktır. Bu sebeple dava açmadan önce harç ve dava masraflarının ne kadar olacağı hususunda Rize mirası avukatına danışılması daha uygun olacaktır.

Rize Miras Avukatı Ücreti

Miras avukatı ücretleri, değişkenlik göstermekle beraber yayımlanmış olan asgari ücret tarifesinden aşağı bir ücret olamayacaktır. Ayrıca her davanın da niteliği farklı olduğundan dolayı miras avukatı ücreti her davanın kapsamında göre değişecektir.

Rize Miras Avukatı Arama

Rize miras avukatı, Rize barosuna kayıtlı avukatlardan miras hukuku ile ilgilenen avukatlar arasından seçilebilir.

Rize Miras Avukatı Hangi Mahkemede Dava Açar

Davanın niteliğine göre Rize miras avukatı tarafından, sulh hukuk mahkemesi yada asliye hukuk mahkemesinde dava açılabilecektir.

Trabzon Miras Avukatı

Trabzon miras avukatı olarak, Söz Hukuk & Arabuluculuk & Danışmanlık, Trabzon’da avukatlık hizmeti sunduğu uzmanlık alanlarından birisi de miras avukatlığıdır.

Deneyimli avukatları ile miras davalarında müvekkillerine birçok kazanımlar elde ettirmiştir. Miras davalarının esasını etkileyen vasiyetname, sözleşmeler menkul ve taşınmaz kayıtlarını, fiili durumları ve diğer delilleri sistematik ve etkin olarak arazi davalarında kullanan Trabzon miras avukatı kadrosu ile önemli başarılar elde etmiştir.

Bu makalemizde, miras avukatları olarak baktığımız; ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davasını, mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) davasını, mirasta saklı pay (tenkis) davasını, mirasın reddi davasını, mirasın hükmen reddi davasını, mirasta mal paylaşımı davasını ve miras terekesinin tespiti davasını kısaca açıklayacağız.

Ayrıca miras avukatı olarak; miras taksim sözleşmelerinin hazırlanması, vasiyetname düzenlenmesi, mirasçılık belgesinin alınması, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hazırlanması, mirastan feragat sözleşmesinin hazırlanması hususlarına değineceğiz.

Miras Avukatı Olarak Baktığımız Davalar;

  • Ortaklığın giderilmesi (izale-i şuyu) davası,
  • Mirastan mal kaçırma (muris muvazaası) davası,
  • Mirasta saklı pay (tenkis) davası,
  • Mirasın reddi davası,
  • Mirasın hükmen reddi davası,
  • Mirasta mal paylaşımı davası,
  • Miras terekesinin tespiti davası,
  • Mirasta denkleştirme (mirasta iade) davası
  • Mirasın reddi kararının iptali davası,
  • Mirastan feragat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti davası,
  • Vasiyetnamenin iptali davası,
  • Miras taksim sözleşmesinin iptali davası
  • Miras ortaklığına (terekeye) temsilci atanması davası,
  • Miras sebebi ile istihkak davası,
  • Elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davası,

Miras avukatları olarak en çok karşılaşılan, takip ettiğimiz ve uzman olduğumuz davalar arasındadır.

Miras Avukatı Olarak Danışmanlık Verdiğimiz Hizmetler

  • Miras taksim sözleşmelerinin hazırlanması
  • Vasiyetname düzenlenmesi,
  • Mirasçılık belgesinin alınması,
  • Ölünceye kadar bakma sözleşmesinin hazırlanması,

Miras avukatı olarak müvekkillerimize usulüne uygun olarak belgelerin düzenlenmesi için danışmanlık ve takip hizmeti sunmaktayız.

Yasal ve Atanmış Mirasçı Kimdir?

Mirasçı kimdir? sorusu, miras hukukunun temelini oluşturan ve uyuşmazlıkların çözümünde temel olarak tespiti zorunlu olan kavramlardandır. Miras avukatı olarak mirasçıların kimler olduğunu tespit ederek davaların bu kişilere yönlendirilmesi gerekmektedir.

a ) Yasal Mirasçı

Miras bırakanın kan hısımları, eşi, evlatlığı ve evlatlığının altsoyu yasal mirasçılar arasındadır. Buna göre kan hısımları, hukukumuzda birinci, ikici ve üçüncü dereceden mirasçılar olarak üçe ayrılmaktadır. Her bir derecede mirasçı kalmaz ise miras bir sonraki derecedeki mirasçılara geçecektir. Miras bırakanın altsoyu birinci derece, anne-baba ve altsoyu ikinci derece ve büyük anne – büyük baba ve altsoyu ise üçüncü derece mirasçılardandır.

b ) Atanmış (İradi) Mirasçı  

Miras bırakanın yukarıda sayılanlar dışında üçüncü bir kişiyi de kendisine mirasçı olarak ataması mümkündür. Bu durumda miras bırakan, tek taraflı düzenleyeceği vasiyetname ile yada miras sözleşmesi ile üçüncü bir gerçek yada tüzel kişiyi kendisine mirasçı olarak atayabilir.

Mirasçı kimdir sorusunun cevabını verdikten sonra miras davalarından en sık görünenlere kısaca aşağıda değineceğiz.

Ortaklığın Giderilmesi Davaları

Miras bırakanın terekesinde bulunan taşınır ve taşınmaz mallar, miras bırakanın ölümü ile beraber mirasçılara geçer. Mirasçılar ise mevzuat gereğince bu mallar üzerinde elbirliğiyle mülkiyet sahibi olurlar.

Elbirliğiyle yada paylı mülkiyete konu hisseli taşınır yada taşınmazın, mirasçılardan bir yada birkaçı tarafından herhangi bir sebep göstermesine gerek olmaksızın aşınır yada taşınmaz malın mümkünse paylar oranında paylaşılmasını yada icra vasıtasıyla satılmasını istemesi ortaklığın giderilmesinin konusudur.

Bu dava, dava açmamış olan mirasçılara karşı açılır. Açılan davada mahkeme, taşınmazın paylar oranında bölünüp bölünemeyeceğini ve taşınmazın üzerindeki muhdesatlarla beraber değerini inceler. Eğer arazi üzerindeki muhdesatlar sadece bir yada birkaç hisse sahibi tarafından inşa edilmişse, bu durumda tarafların kabul etmemesi üzerine muhdesatın aidiyeti davasının açılması gereklidir.

Hem dava mirasçıların hem de taşınmazın satılmasını istemeyen davalı mirasçıların bu davalarda uzman Trabzon miras avukatı ile davalarını yürütmeleri elzemdir.

Mirastan Mal Kaçırma (Muris Muvazaası) Davaları

Muris muvazaası diğer bir ifade ile miras bırakanın mirastan mal kaçırması, miras bırakan konumunda olacak kimsenin, bir yada birden fazla mirasçısını, miras olarak kalacak mallardan yoksun bırakmak amacıyla yaptığı karşılıksız kazandırmaları satış veya diğer bir sözleşme ile üçüncü bir kişiye devretmiş olarak göstermesidir.

Diğer bir ifade ile miras bırakanın, ölümünden önce sahip olduğu malları, mirasçılarından kaçırmak amacıyla diğer bir mirasçı yada üçüncü bir kişiye karşılıksız olarak devretmesidir. Bu halde saklı paya sahip olan mirasçılar, açacakları tenkis (saklı pay) davası ile miras bırakandan kalan malları talep edemeyecektir.

Açılan davalarda Yargıtay, mahkemece temel olarak ekonomik anlamda bazı hususların incelenerek yapılan işlemin gerçek olup olmadığını yani muvazaalı olup olmadığının incelenmesini ister. Bunlar;

  • Temlik tarihinde miras bırakanın ekonomik durumunun iyi olup olmadığı,
  • Miras bırakanın malı satma ihtiyacının olup olmadığı,
  • Mal devrinde gösterilen rakam ile satış tarihindeki malın değeri arasında fahiş bir fark olup olmadığı,
  • Malı devralanın böyle bir ekonomik gücünün olup olmadığıdır.

Sadece bunlarla sınırı olmaksızın malın kime devredildiği ve taraflar arasındaki ilişki de muvazaanın olup olmadığını belirlemek için büyük öneme sahiptir.

Mirasta Saklı Pay (Tenkis) Davaları

Yukarıda yer alan muris muvazaası davası ile saklı pay davası iç içe geçmiş davalardandır. Mirasçılar, Trabzon miras avukatı aracılığıyla açtığı davalarda öncelikle muris muvazaası nedeniyle kötü niyetli devredilmiş malların terekeye iadesini, bunun mümkün olmaması halinde saklı payın ihlal edilmiş olması nedeniyle payın devrini talep ederler. Ancak burada saklı pay davasının açılabilmesi için mirasçının saklı payının ihlal edilmiş olması gerekmektedir.

TMK 565. Maddesinde düzenlenmiş olan Tenkis (saklı pay) hususu;

Aşağıdaki karşılıksız kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tâbidir:

-  Mirasbırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlararası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi,

- Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar,

- Mirasbırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde âdet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,

- Mirasbırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar.

Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır.

Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir.

Yukarıda yer alan durumların söz konusu olması halinde saklı payı ihlal edilmiş olan mirasçılar, Trabzon miras avukatı aracılığıyla tenkis davası açabilecektir.

Mirasın Reddi Davaları

Miras bırakanın ölümü ile mümkün olan mirasın reddi, diğer bir ifadeyle reddi miras; miras bırakanın ölümü ile mirasçı olan yasal ve atanmış mirasçıların, miras bırakanın tüm mallarını ve borçlarını kül halinde reddetmesidir.

Reddi miras hakkında sadece yasal ve atanmış mirasçılar sahiptir. Miras bırakanın ölümü anında miras bırakanın malvarlığı kendiliğinden mirasçılara geçeceğinden dolayı mirasçılar, başkaca bir işlem yapmasına gerek kalmaksızın mirasa hak kazanacaktır. Ancak mirasın istenmemesi halinde reddi miras hakkı kullanılabilir.

MK m.609’a göre Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.

TMK 612 uyarınca mirasın reddi hakkı sadece en yakın mirasçılar için geçerlidir. Çocukların mirası reddetmesi halinde torunun mirası reddetme hakkı yoktur.

Trabzon miras avukat ile mirasın reddinin, miras bırakanın ölümünden veya mirasçının mirasçı olduğunu öğrenmesinden itibaren üç aylık süre içinde yapılması gerekir.

Mirasın Hükmen Reddi Davaları

Mirasın hükmen reddi davası, mirasın reddinden farklı olmak üzere herhangi bir süreye tabi olmaksızın yapılabilir. Ancak burada mirasçılar, mirasa konu mallar üzerinden tasarruf ederlerse bu durumda artık mirasın hükmen reddini talep edemezler.

Uygulamada genellikle miras bırakanın borcu sebebiyle mirasçıya icra takibi yada dava açılması durumunda bu yola başvurulur. Bu halde mirasçılar, Trabzon miras avukatı aracılığıyla Asliye Hukuk Mahkemesi’nde, alacaklılar davalı gösterilmek suretiyle mirasın hükmen reddi davası açabilirler.

Mahkemece, miras bırakanın aktif ve pasifleri tespit edilip alınacak bilirkişi raporu ile mirasın borca batık olup olmadığı tespit edilecektir. Bu yönüyle ileri sürülecek delil ve iddialar önemli olduğundan dolayı bu davanın Trabzon miras avukatı aracılığıyla açılması elzemdir.

Mirasta Mal Paylaşımı Davaları

Mirasbırakanın terekeye dahil mallarının mirasçılar tarafından nasıl paylaşılacağı hususu çoğu zaman sıkıntılı bir durumdur. Bu sebeple TMK 642 maddesi uyarınca mevzuatımızda birden fazla paylaşım yolu öngörülüştür. Buna göre;

Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir.

Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hâkim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır.

Paylaşmanın derhâl yapılması, paylaşım konusu malın veya terekenin değerini önemli ölçüde azaltacaksa; sulh hâkimi, mirasçılardan birinin istemi üzerine bu malın veya terekenin paylaşılmasının ertelenmesine karar verebilir.

Uygulamada mirasın paylaşılması davası ile izale-i şüyu (ortaklığın giderilmesi) davası birbiri ile karıştırılmaktadır. Aralarındaki en önemli fark ise izale-i şüyu,  hem paylı mülkiyet hem de elbirliğiyle mülkiyet için istenebilecek iken mirasın paylaşılması davasında elbirliğiyle mülkiyetin sona erdirilmesi talep edilmektedir. Diğer taraftan mirasın paylaşılması davasında terekenin tamamı tespit edilebilecek ve tamamı yönünden paylaşmaya hükmedilebilecektir.

Tek bir mirasçı tarafından Trabzon miras avukatı ile açılabilecek olan mirasın paylaşılması davasında mirasçı, terekenin tümünün paylaştırılmasını talep edebileceği gibi belirli malların da paylaştırılmasını talep edebilir. Miras bırakanın bankada bulunan parasının tek başına paylaşımı bu dava ile talep edilmesi mümkündür.

Elbirliği Mülkiyetinin Paylı Mülkiyete Dönüştürülmesi

Miras bırakanın ölümü ile beraber mirasçılar mallar üzerinde el birliği ile mülkiyete sahip olurlar. Bu yönüyle her bir mirasçının payı tam olarak belli olmadığından dolayı mirasçılar kendi payları üzerinde serbestçe tasarruf edemezler. Bu sebeple mirasçılardan bir yada birkaçı, tasarruf edebilecekleri paylarını elde etmek için elbirliğiyle mülkiyetin paylı mülkiyete çevrilmesini talep edebilirler.

Uygulamada genellikle Trabzon miras avukatı ile bankadaki paraların en hızlı şekilde paylaşılması amacıyla bu dava açılır.  Yukarıda da belirtildiği üzere bankadaki paranın çekilebilmesi için bütün mirasçıların rızası gerekmektedir. Bunun mümkün olmaması halinde bankadaki para üzerindeki mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi, dava yolu ile bankadaki paranın bölüştürülmesi halinde bankaya gittiğinizde payınıza düşen parayı alabileceksiniz.

Vasiyetnamenin Düzenlenmesi

Vasiyetname, miras bırakacak olanın hayatta iken, ölümü halinde mirasının kime hangi oranda kalacağını düzenleyen ölüme bağlı tasarruf türüdür. Buna göre mirasbırakan tarafından vasiyetnamenin düzenlenmesi halinde miras bırakanının ölümü artık vasiyetname geçerlilik kazanacaktır. Vasiyetnamenin üç türlü düzenlenebilmesi mümkündür. Bunlar;

  • Resmi Vasiyetname
  • El Yazılı Vasiyetname
  • Sözlü Vasiyetname

a ) Resmî Vasiyetname:

Resmî vasiyetname, iki tanığın katılmasıyla resmî memur tarafından düzenlenir. Resmî memur, sulh hâkimi, noter veya kanunla kendisine bu yetki verilmiş diğer bir görevli olabilir. Mirasbırakan, arzularını resmî memura bildirir. Bunun üzerine memur, vasiyetnameyi yazar veya yazdırır ve okuması için mirasbırakana verir. Vasiyetname, mirasbırakan tarafından okunup imzalanır. Vasiyetnameye tarih ve imza konulduktan hemen sonra mirasbırakan, vasiyetnameyi okuduğunu, bunun son arzularını içerdiğini memurun huzurunda iki tanığa beyan eder. Tanıklar, bu beyanın kendi önlerinde yapıldığını ve mirasbırakanı tasarrufa ehil gördüklerini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar. Vasiyetname içeriğinin tanıklara bildirilmesi zorunlu değildir.

Okuma Bilmeyen Kişi Vasiyetname Yapabilir Mi?

Mirasbırakan vasiyetnameyi bizzat okuyamaz veya imzalayamazsa, memur vasiyetnameyi iki tanığın önünde ona okur ve bunun üzerine mirasbırakan vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan eder. Bu durumda tanıklar, hem mirasbırakanın beyanının kendi önlerinde yapıldığını ve onu tasarrufa ehil gördüklerini; hem vasiyetnamenin kendi önlerinde memur tarafından mirasbırakana okunduğunu ve onun vasiyetnamenin son arzularını içerdiğini beyan ettiğini vasiyetnameye yazarak veya yazdırarak altını imzalarlar.

Vasiyetnamede Kimler Tanık Olamaz?

Fiil ehliyeti bulunmayanlar, bir ceza mahkemesi kararıyla kamu hizmetinden yasaklılar, okur yazar olmayanlar, mirasbırakanın eşi, üstsoy ve altsoy kan hısımları, kardeşleri ve bu kişilerin eşleri, resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine memur veya tanık olarak katılamazlar.

Vasiyetnamede Tanıklara ve Tanıkların Akrabalarına Mal Bırakılabilir Mi?

Resmî vasiyetnamenin düzenlenmesine katılan memura ve tanıklara, bunların üstsoy ve altsoy kan hısımlarına, kardeşlerine ve bu kişilerin eşlerine o vasiyetname ile kazandırmada bulunulamaz.

Resmî vasiyetnameyi düzenleyen memur, vasiyetnamenin aslını saklamakla yükümlüdür.

b ) El Yazılı Vasiyetname;

El yazılı vasiyetnamede, vasiyetnamenin yapıldığı yıl, ay ve gün gösterilmesi zorunludur. Ayrıca bilgisayarda yazılı vasiyetname geçersizdir. Bu sebeple mirasbırakanın, başından sonuna kadar el yazısıyla vasiyetnameyi yazması ve imzalaması gerekmektedir.

El yazılı vasiyetname, saklanmak üzere notere veya sulh hâkimine bırakılabilir.

c ) Sözlü Vasiyetname;

Mirasbırakan; yakın ölüm tehlikesi, ulaşımın kesilmesi, hastalık, savaş gibi olağanüstü durumlar yüzünden resmî veya el yazılı vasiyetname yapamıyorsa, sözlü vasiyet yoluna başvurabilir.

Bunun için mirasbırakan, son arzularını iki tanığa anlatır ve onlara bu beyanına uygun bir vasiyetname yazmaları veya yazdırmaları görevini yükler.

Resmî vasiyetname düzenlenmesinde okuryazar olma koşulu dışında, tanıklara ilişkin yasaklar, sözlü vasiyetteki tanıklar için de geçerlidir.

Mirasbırakan tarafından görevlendirilen tanıklardan biri, kendilerine beyan edilen son arzuları, yer, yıl, ay ve günü de belirterek hemen yazar, bu belgeyi imzalar ve diğer tanığa imzalatır. Yazılan belgeyi ikisi birlikte vakit geçirmeksizin bir sulh veya asliye mahkemesine verirler ve mirasbırakanı vasiyetname yapmaya ehil gördüklerini, onun son arzularını olağanüstü durum içinde kendilerine anlattığını hâkime beyan ederler.

Önemle belirtmek gerekir ki, mirasçılar tarafından vasiyetnamenin iptali mümkündür. Bu durumda mirasçılar, Trabzon miras avukatı aracılığıyla açacakları vasiyetnamenin iptali davasında mevzuatta yer alan belirli koşulların oluştuğunu ileri sürerek davayı kazanabilirler.

Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi

Sözleşmenin kendi adında da anlaşılacağı üzere kişinin, üçüncü bir kişi ile kendisini bakması ve kişisel ihtiyaçlarını gidermesi için karşılıklı olarak imzalanan sözleşmedir.

TBK’nın 611.maddesinde şöyle verilmiştir: “Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, bakım borçlusunun bakım alacaklısını ölünceye kadar bakıp gözetmeyi, bakım alacaklısının da bir malvarlığını veya bazı malvarlığı değerlerini ona devretme borcunu üstlendiği sözleşmedir.”

Yani bir taraf, karşı tarafı gereğince bakıp gözetmeyi üstlenmiş iken diğer taraf malvarlığının belirli bir kısmını diğer tarafa geçirmeyi edim olarak yüklenmiştir. Bu durumda malvarlığının devri, sağlararası işlemle yapılabileceği gibi, ölüme bağlı tasarrufla da yapılabilir. Eğer edim sağlararası bir işlem ile yerine getirilmiş ise artık sözleşme miras hukuku açısından nitelikli ölünceye kadar bakma sözleşmesidir. Bu durumda sözleşmeye miras sözleşmesi hükümleri uygulanacaktır.

Bu sözleşme sözlü olarak yapılsa bile, tanıkla ispat edilmesi koşulu ile muris muvazaası davası reddedilecektir.

Trabzon Miras Avukatı Ne İş Yapar?

Trabzon miras avukatı, kişi henüz sağ iken gerekli düzenlemelerin yapılarak ileride çıkacak uyuşmazlıkların önüne geçmek için danışmanlık ve eğer kişi ölmüşse yapılan mal paylaşımındaki hukuki uyuşmazlıkların çözümlenmesinde mirasçılara ve üçüncü kişilere yardımcı olacaktır.

Yukarıda kısaca değinilen hususlar dışında mirasbırakan yada mirasçılar arasında bir çok uyuşmazlık çıkabilecektir. Bu Trabzon miras avukatı ile uyuşmazlığın temeli saptanmalı ve en uygun ve ucuz çözüm yolu seçilerek dava açılmalıdır.

Tecrübeli miras avukatı ile davanın en hızlı şekilde yürütülmesi ve uzun süren süreçlerden sakınılması mümkündür. Deneyimli miras avukatı, açılan davalar ve çözülen uyuşmazlıklar ile tecrübe kazanır. Dolayısıyla hak kayıplarının yaşanmaması adına Trabzon miras avukatı ile dava açılması ve gerekli desteğin alınması bu yönüyle önemlidir.

Trabzon Miras Avukatı ile Dava Masrafları

Trabzon miras avukatı ile dava açılması halinde miras avukatı tarafından dava masrafları öncesinde tarafınıza bildirilir. Bildirilen masrafların miras avukatına ödenmesi halinde miras avukatı gerekli araştırmalarını yapmış ise hemen miras davasını açabilecektir.

Her davanın niteliği farklı olduğundan dolayı alınması gereken harç da farklı olacaktır. Bu sebeple dava açmadan önce harç ve dava masraflarının ne kadar olacağı hususunda Trabzon mirası avukatına danışılması daha uygun olacaktır.

Trabzon Miras Avukatı Ücreti

Miras avukatı ücretleri, değişkenlik göstermekle beraber yayımlanmış olan asgari ücret tarifesinden aşağı bir ücret olamayacaktır. Ayrıca her davanın da niteliği farklı olduğundan dolayı miras avukatı ücreti her davanın kapsamında göre değişecektir.

Trabzon Miras Avukatı Arama

Trabzon miras avukatı, Trabzon barosuna kayıtlı avukatlardan miras hukuku ile ilgilenen avukatlar arasından seçilebilir.

Trabzon Miras Avukatı Hangi Mahkemede Dava Açar

Davanın niteliğine göre Trabzon miras avukatı tarafından, sulh hukuk mahkemesi yada asliye hukuk mahkemesinde dava açılabilecektir.

Giresun İş Hukuku Avukatı

Giresun İş hukuku avukatı, işçi ile işveren arasındaki alacak davaları, işe iade davaları, iş kazasından nedeniyle tazminat davaları, işçi çalıştıran şirketlerin işçilere ait belgelerin düzenlenmesi, sigortasız çalıştırma nedeniyle hizmet tespit ve sigorta başlangıç tespiti davaları konularındaki uyuşmazlıkların çözümünde başvurulması gereken avukattır.

Giresun iş hukuku avukatı olarak faaliyet gösteren avukatlık büromuz; gerek işçilerin,

  • İşten çıkış işlemleri kapsamındaki ihtar işlemleri,
  • Arabuluculuk işlemleri,
  • Alacak, tespit ve tazminat davaları,

Gerekse işverenlerin;

  • İşçilerinin, iş sözleşmesinin ve diğer gerekli belgelerin düzenlemesi işlemleri,
  • İşçilerin usulüne uygun işten çıkış işlemleri,
  • Arabuluculuk ve dava işlemleri

Konularındaki ihtiyaçlarına göre danışmanlık, arabuluculuk ve avukatlık hizmeti sunmaktadır.

 

Giresun İş Hukuku Avukatı Dava Vekilliği Hizmetleriz

İş hukuku, sadece 4857 sayılı İş Kanunu ile sınırlı olmaksızın birçok kanun ve yönetmeliği ilgilendirmektedir. Bu kapsamında birçok detaya sahip İş Hukuku dalında Giresun iş hukuku avukatı ndan yardım alınması oldukça önemlidir.

Büromuzun, iş mahkemesi avukatı olarak baktığı davalar arasında;

  • İş Kazaları ve Meslek Hastalığı Davaları
  • Kıdem Tazminatı Alacağı Davası
  • İhbar Tazminatı Alacağı Davası
  • Fazla Mesai Alacağı Davası
  • Ulusal Bayram Genel Tatil Alacağı Davası
  • Hafta Tatili Alacağı Davası
  • İşe İade Davası
  • Hizmet Tespit Davası
  • Sigorta Başlangıç Tespiti Davası
  • Toplu İş Sözleşmelerinden Kaynaklanan Davalar

Giresun İş Hukuku Avukatı Dava Dışı Hizmetlerimiz

  • İşçinin İşten Ayrılırken Tazminata Hak Kazanarak Sözleşmesinin Feshi
  • İşçinin İşten Çıkış İşlemlerinin Usulüne Uygun Yapılması,
  • Arabuluculuk Toplantılarına Taraf Vekili Olarak Katılım Hizmetleri
  • İşçi ve İşveren Arasındaki Uyuşmazlığın Arabulucu Olarak Çözümlenmesi
  • İşçi Sözleşmelerinin Ve Diğer Evrakların Usulüne Uygun Düzenlenmesi
  • İş Sağlığı Ve Güvenliği Hususunda Danışmanlık
  • İşveren Şirket Danışmanlığı

Giresun İş hukuku Avukatı olarak büromuza gelen müvekkillerimize, uzman kadromuz ve uzun yıllara dayanan deneyimimiz ile gerekli hukuki bilgilendirmeyi yaparak Giresun iş hukuku avukatları ile gerekli hizmeti sağlamaktayız.

İşçi hakları konusunda yaptığımız akademik çalışmalara dayanarak tüm dava ve uyuşmazlık takibini uzman iş hukuku avukatlarımız tarafından sağlamaktayız. Ayrıca yine Giresun işveren avukatı olarak birçok şirkete danışmanlık hizmeti vermiş işveren avukatlarımız ile gerekli tüm desteği işverenlerimize sağlamaktayız.

Özellikle iş hukuku gibi önemli bir alanda açılan davalarda ve dava dışı işlemlerde, iş hukuku avukatı tarafından gerekli destek ve bilgilendirme sağlanmazsa işçi ve işveren önemli hak kayıplarına uğrayabilir. Bu sebeple iş hukukunda uzman avukatlar ile beraber çalışmak işçi ve işverenlere önemli avantaj sağlayacaktır.

 

İş Kazası ve Meslek Hastalığı Tazminat Davaları

Mevzuatımızda işçilerin, iş kazası ve meslek hastalığı geçirmemesi amacıyla kabul edilmiş gerekli iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. İşverenlerin mevzuatımızda kabul görmüş iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin gerekli tedbir ve eğitimi işçilerine vermemesi nedeniyle her gün yüzlerce işçi iş kazası geçirmekte ve meslek hastalığına yakalanmaktadır. İş kazası avukatı bu anlamda gerek iş kazası ve meslek hastalığı geçirmiş işçilere gerekse işverenlere gerekli hukuki desteği sağlayarak iş kazasından kaynaklı tazminat alacakları hususunda iş kazası nedeniyle açılmış davaları takip etmektedir. İş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle Giresun iş hukuku avukatı olarak baktığımız davalar arasında;

  • İş kazası veya meslek hastalığı tespit davası (sigortasız çalıştırma yada iş kazası bildiriminin yapılmaması nedeniyle)
  • İş kazasından kaynaklı tazminat davaları
  • Meslek hastalığından kaynaklı tazminat davaları
  • İş kazası olmadığının tespiti (işveren açısından)
  • Maluliyet tespit davaları
  • Maluliyet oranına itiraz davaları
  • SGK tarafından iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle işverene açılan tazminat davaları

Bulunmaktadır.

Yukarıda yer alan davaların her biri uzman Giresun iş hukuku avukatı tarafından takip edilmeli ve gerek SGK nezdinde gerekse ceza davaları nezdinde tüm işlemler titizlikle yürütülmelidir. Ayrıca İş kazası avukatı aracılığıyla, belirlenecek kusur oranları, maluliyet oranları ve diğer hususlar göz önüne alınarak iş kazası yada meslek hastalığı nedeniyle işçinin tazminat alacakları hesaplanmalı ve gerekli önlemler uzman Giresun iş hukuku avukatı tarafından alınmalıdır.

İş kazalarında cezai sorumluluk, gerek soruşturma aşamasında savcılar tarafından gerekse ceza davası aşamasında hakimler tarafından araştırılmalı ve varsa sorumluların tespit edilmelidir.

 

Kıdem Tazminatı Davası

Kıdem tazminatı işçinin her halde alabileceği bir tazminat değildir. İşçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için gerekli koşullar;

  • İşçinin, işveren nezdinde en az bir yıl süreyle çalışması,
  • İşçinin, iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmesi yada işveren tarafından işçinin sözleşmesinin haklı neden olmaksızın feshedilmesi gereklidir.

Belirtilen koşulların varlığı halinde uzman Giresun iş hukuku avukatı tarafından işçiye vekaleten kıdem tazminatı davası açılabilecektir.

Mahkeme tarafından kıdem tazminatının hesaplanmasında giydirilmiş brüt ücret esas alınır. İşçinin çalıştığı her bir yıl için eğer işçinin maaşı sabit ise son aylık giydirilmiş brüt ücret, eğer işçiye her ay farklı ücret ödeniyorsa ortalama giydirilmiş brüt ücret tutarında kıdem tazminatına hükmedilir.

 

İhbar Tazminatı Davası

Kanunda belirlenmiş ihbar süreleri mevcuttur. Gerek işveren gerekse işçi, iş sözleşmesinin feshinde haklı bir neden yoksa işçinin kıdemine göre belirlenmiş ihbar sürelerine uyarak iş sözleşmesini feshetmesi gereklidir.

İhbar süreleri içerisinde iş ilişkisi devam ettiğinden dolayı işçi ve işveren, sözleşmeden ve kanundan doğan yükümlülüklerine ihbar süresi içerisinde riayet etmelidir. Ancak taraflardan biri derhal iş sözleşmesini feshedecekse ihbar tazminatını karşı tarafa ödeyerek iş sözleşmesini feshedebilir.

Yukarıda belirtilen koşullara uyulmaması halinde Giresun işçi avukatı aracılığıyla iş sözleşmesini derhal fesheden taraf aleyhine ihbar tazminatı davası açılabilir.

 

Fazla Mesai Davası

4857 sayılı Kanunu’nun 63. Maddesinde yer alan düzenlemeye göre haftalık 45 saati aşan çalışmalar fazla çalışma olarak işçiye ödenmelidir. Burada işçinin aylık çalışması üzerinden fazla mesai hesabı yapılamaz. Buna göre haftalık 45 saati aşan her bir saat için işçiye 1,5 saatlik ücret ödenmesi gereklidir. Aksi halde işçi, fazla mesailerinin ödenmediği gerekçesiyle iş sözleşmesini feshedebilecek ve Giresun iş hukuku avukatı ile açacağı davada kıdem tazminatını da işverenden talep edebilecektir.

Fazla mesai, imzalı ücret bordroları, imzalı puantaj kayıtları, parmak izi sistemi ile giriş çıkışlarda parmak izi kayıtları, aynı işveren nezdinde çalışan bordrolu tanıklar aracılıyla ispatlanabilir.

 

Ulusal Bayram Genel Tatil Alacağı Davası

Yine işçinin, ulusal ve dini bayramlarda çalışması işveren tarafından talep edilebilir. İşçi, ulusal ve dini bayramlarda çalışmamışsa işveren tarafından işçiye bir günlük ücret ödenir. Ancak işçi, ulusal ve dini bayramlarda çalışmışsa işçiye iki günlük ücret ödenecektir.

Ulusal ve dini bayramlar hafta tatili gününe rastlamışsa işçiye 2,5 günlük ücret ödenmesi gerekecektir.

İşveren tarafından işçinin, yukarıda belirtildiği gibi ücretinin ödenmemesi halinde işçi, iş sözleşmesini feshedebilecek ve Giresun iş hukuku avukatı ile açacağı davada kıdem tazminatını da işverenden talep edebilecektir.

 

Hafta Tatili Alacağı Davası

Mevzuatımızda hafta tatili olarak Pazar günü belirlenmişse de işçi ve işverenin yapacağı anlaşmaya göre haftanın herhangi bir günü hafta tatili olarak taraflar arasında belirlenebilir. İşverenin talebi üzerine işçi tarafından hafta tatilinde çalışma yapılması mümkündür. Ancak işveren, hafta tatilinde çalışan işçiye toplamda 2.5 günlük ücret ödenecektir. Diğer taraftan işçinin hafta tatilinde çalışmaması halinde işçiye 1 günlük ücretin ödenmesi gereklidir.

İşveren tarafından işçinin, yukarıda belirtildiği gibi ücretinin ödenmemesi halinde işçi, iş sözleşmesini feshedebilecek ve Giresun iş hukuku avukatı ile açacağı davada kıdem tazminatını da işverenden talep edebilecektir.

 

İşe İade Davaları

İşveren tarafından haklı bir neden olmaksızın İşçinin iş sözleşmesinin feshedilmesi ve kanunda öngörülen bir takım şartların gerçekleşmesi halinde Giresun iş hukuku avukatı tarafından işe iade davasının açılması mümkündür. Belirtilen şartlar;

  • İşyerinde en az otuz işçinin çalışıyor olması,
  • İşçinin, işveren nezdinde en az altı ay çalışıyor olması,
  • Fesih ihbar tarihinden itibaren bir ay içerisinde arabuluculuk yoluna başvurulması,
  • Arabuluculuk dosyasının kapanmasından itibaren iki hafta içinde dava açılması,

Gereklidir.

Belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde işçi, uzman Giresun işçi avukatı aracılığıyla işverene karşı işe iade davasını açabilecektir.

Davanın işçi avukatı ile kazanılması halinde işveren, işçiyi işe başlatmaz ise mahkeme kararında hükmedilen en az 4 aylık işe başlatmama tazminatı ile 4 aylık boşta geçen süre ücretinin işçiye ödenmesi gerekecektir.

Tüm bu süreçlerin uzman işçi avukatı tarafından takip edilmesi şiddetle tavsiye edilir. Aksi takdirde açılan işe iade davasının dava hak düşürücü süre nedeniyle reddedilebileceği unutulmamalıdır. Ayrıca işveren tarafından işten çıkarılan işçiye kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi işe iade davası açılmasına engel değildir.

 

Hizmet Tespiti Davası

İşçinin, işveren tarafından tamamen yada kısmen dahi olsa sigortasız olarak çalıştırılması halinde işçi, işveren aleyhine Giresun işçi avukatı aracılığıyla hizmet tespit davası açabilir.

Ayrıca işçi, sigortalı gösterilse dahi eğer aldığı ücret, SGK kayıtlarına daha düşük yansıtılmışsa bu durumda işçinin, pirime esas kazanç tespiti davası açma hakkı vardır.

Yukarıda belirtilen davalar kamu düzeninden olduğundan dolayı mahkeme, taraflar tanık bildirmese dahi resen seçeceği tanıklar ile davanın esasını çözümleyecektir. Ayrıca davanın her aşamasında taraflarca tanık bildirilmesi de mümkündür.

Bu davalarda işveren davalı, Sosyal Güvenlik Kurumu ise müdahil olarak gösterilir. Davanın sonunda işçinin, hizmetlerinin ve/veya ücretlerinin aylara göre tespitine karar verilir. Yani dava sonunda işçiye herhangi bir para ödenmesine karar verilmez.

 

Şirketler İçin İş Hukuku Danışmanlığı

Giresun iş hukuku avukatlarımız, işveren avukatı olarak verdikleri hizmet kapsamında işverenlere;

  • İşçinin İşten Çıkış İşlemlerinin Usulüne Uygun Yapılması,
  • Arabuluculuk Toplantılarına Taraf Vekili Olarak Katılım Hizmetleri
  • İşçi ve İşveren Arasındaki Uyuşmazlığın Arabulucu Olarak Çözümlenmesi
  • İşçi Sözleşmelerinin Ve Diğer Evrakların Usulüne Uygun Düzenlenmesi
  • İş Sağlığı ve Güvenliği Hususunda Danışmanlık
  • İşveren Şirket Danışmanlığı

Hususlarında hukuki destek sağlamaktadır.

İşveren avukatı tarafından devamsızlık tutanaklarının düzenlenmesi ve işçilere yapılacak ihtar ve ihbarların noter kanalıyla gönderilmesi hususlarında da gerekli destek sağlanır. Ayrıca işverenin talebi halinde işçinin savunmasının alınması da işveren avukatı tarafından yapılabilir.

Diğer taraftan işveren tarafından alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinden hangilerinin mevzuatımız uyarınca zorunlu olduğu işveren avukatı tarafından işverene bildirilir ve işverenin gerekli önlemleri alması işveren avukatı tarafından sağlanır.

Bunlarla sınırlı olmaksızın işyerinde, Kişisel Verileri Koruma Kanunu ve ilgili mevzuatta yer alan düzenlemeler göz önüne alınarak gerekli kayıtlar ve hukuki metinler işveren avukatı tarafından hazırlanır.

 

Giresun İş Mahkemesi Avukatı

Giresun iş hukuku avukatı olarak büromuz, konusunda uzman kadrosu ve uzun yıllara dayanan tecrübesi ile Giresun iş hukuku avukatları ile hizmet sağlamaktadır. İşçi hakları avukatı cübbesi ile yukarıda ele alınan ve sayılanlarla sınırlı olmamak üzere her türlü dava ve uyuşmazlık takibi, uzman iş hukuku avukatlarımız aracılığıyla sağlandığı gibi yine işveren avukatı olarak birçok şirkete hizmet vermiş işveren avukatlarımız da işlerini en iyi şekilde yapmaktadır.

İşçi hakları avukatı olarak konusunda uzman Giresun iş hukuku avukatı ekibimiz; iş hukuku davaları ve işçi davaları konusunda; hafta tatili alacağı davası, ulusal ve dini bayram ücreti davası, kıdem tazminatı davası, ihbar tazminatı davası, fazla mesai davası, işe iade davası ve benzeri tüm davarı yürütmektedir.

Giresun iş mahkemesi avukatı olarak, işçi-işveren arasındaki alacak ve tazminat davalarına, işe iade davalarına ve iş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle açılması gereken tazminat ve tespit davalarına özgü iddia ve savunmalarımız dahilinde müdahil olmaktayız. Giresun iş mahkemesi avukatı, sayılan davalarda ileri sürülen taleplerin ispatı için her türlü delileri usulüne uygun olarak dosyaya sunar.

Bunlara ek olarak uzman kadromuzda yer alan Giresun iş hukuku avukatları ile işçi hakları kapsamında; kötüniyet tazminatı davası, mobbing davası, manevi tazminat davası açarak müvekkillerimizin, kötüniyet tazminatı, mobbing tazminatı ve manevi tazminat elde etmesini sağlamaktayız.

İş hukuku avukatı danışmanlığı kapsamında henüz işçi ile işveren arasındaki iş sözleşmesi feshedilmeden önce işçi avukatından veya işveren avukatından iş hukuku avukatlık hizmeti almak tarafların lehine olacaktır.

 

İş Mahkemeleri Davaları Ne Kadar Sürer?

İş Mahkemesi avukatı aracılığıyla dava açılması halinde Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen bir süre içerisinde davanın sonuçlanacağı dava açılış evrakında yazar. Bu süre ise maksimum 540 gündür. Ancak bu sürenin içerisine istinaf ve temyiz kanun yolu dahil değildir. Dava sonunda hükmedilecek alacak ve tazminat miktarına göre davanızın hem istinaf hem de temyize gitmesi mümkündür. Bu kapsamda 540 gün içerisinde mahkeme tarafından;

  • Cevap dilekçelerinin verilmesi
  • Delillerin toplanması
  • Tebligatların ulaşması ve müzekkere cevaplarının gelmesi
  • Tanıkların dinlenmesi
  • Gerekliyse keşiflerin yapılması
  • Bilirkişi raporlarının alınması

İle beraber dosya karara çıkacaktır. Ancak yukarıda belirtilen aşamalar her davanın mahiyetine göre değişeceğinden dolayı davaların ortalama sonuçlanma süresi 7 ile 24 ay arasında değişecektir. Bunların içine istinaf ve temyiz kanun yollarını da dahil ettiğimizde ortalama 3 yılda dosyanın kesinleşmesi mümkündür.

Giresun İş Hukuku Avukatı ile Dava Masrafları

Giresun iş hukuku avukatı ile dava açılması halinde iş avukatı tarafından dava masrafları öncesinde tarafınıza bildirilir. Bildirilen masrafların Giresun iş hukuku avukatına ödenmesi halinde iş avukatı gerekli araştırmalarını yapmış ise hemen iş davasını açabilecektir.

Her davanın niteliği farklı olduğundan dolayı alınması gereken harç da farklı olacaktır. Bu sebeple dava açmadan önce harç ve dava masraflarının ne kadar olacağı hususunda Giresun iş hukuku avukatına danışılması daha uygun olacaktır.

Giresun İş Hukuku Avukatı Ücreti

Giresun iş hukuku avukatı ücretleri, değişkenlik göstermekle beraber yayımlanmış olan asgari ücret tarifesinden aşağı bir ücret olamayacaktır. Ayrıca her davanın da niteliği farklı olduğundan dolayı iş avukatı ücreti her davanın kapsamına göre değişecektir.

Giresun İş Hukuku Avukatı Arama

Giresun iş hukuku avukatı, Giresun barosuna kayıtlı avukatlardan iş hukuku ile ilgilenen avukatlar arasından seçilebilir.

Giresun İş Hukuku Avukatı Hangi Mahkemede Dava Açar

Davanın niteliğine göre Giresun iş hukuku avukatı tarafından, iş mahkemesi yada asliye hukuk mahkemesinde dava açılabilecektir.

 

Image

Ceza Hukuku, İcra Hukuku, Ticaret Hukuku, Şirketler Hukuku, İş Hukuku, Sigorta Hukuku, Basın Hukuku, İdare Hukuku, Aile Hukuku, Gayrimenkul ve İnşaat Hukuku, Miras Hukuku ve Tüketici Hukuku başta olmak üzere, çözüm ortaklarımızla birlikte ulusal ve uluslararası tüm mecralarda vekillik sıfatını başarıyla yerine getiren saygın ve kurumsal bir hukuk bürosudur.