Rize Gayrimenkul Avukatı - Arazi Davaları

Rize gayrimenkul ve arazi avukatı olarak, Söz Hukuk & Arabuluculuk & Danışmanlık, Rize’de avukatlık hizmeti sunduğu uzmanlık alanlarından birisi de gayrimenkul ve arazi avukatlığıdır.

On yılı aşkın deneyimli avukatları ile gayrimenkul davalarında müvekkillerine önemli kazanımlar elde ettirmiştir. Arazi davalarının esasını etkileyen tapu kayıtlarını, fiili durumları ve diğer delilleri sistematik ve etkin olarak arazi davalarında kullanan Rize gayrimenkul avukatı kadrosu ile önemli başarılar elde etmiştir.

Bu makalemizde, davalarda ileri sürülen iddia ve savunmaları, davaları etkileyen hususları kısaca size aktarmaya çalışacağız. Rize gayrimenkul avukatı olarak, tapu iptal ve tescil davaları, müdahalenin önlenmesi davaları, kamulaştırma davaları, idare tarafından kamulaştırmasız el atma davaları, ortaklığın giderilmesi davaları, kat mülkiyetinden kaynaklanan davalar, kiracının daireden tahliyesi davaları, yabancı ülke vatandaşları için taşınmaz alımı ve vatandaşlık işlemleri, tarım arazilerinde ön alım hakkının kullanılması davalarını kısaca değineceğiz. Ayrıca gayrimenkul davalarının uzman Rize gayrimenkul avukatı ile yürütülmesinin önemini aşağıda size aktaracağız.

 

RIZE GAYRIMENKUL AVUKATI OLARAK BAKTIĞIMIZ DAVALAR NELERDİR?

Müvekkillerimiz arasında davaları nedeniyle genel olarak “ Rize arazi avukatı ” , “ Rize gayrimenkul avukatı ” ve “ Rize yer davaları avukatı ” olarak bilinen Rize gayrimenkul avukatlarımız, genel olarak aşağıda sıraladığımız davalara bakmaktadırlar.

  • Miras nedeniyle tapu iptal ve tescil davası,
  • Kadastro işlemlerinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davası,
  • Taşınmaz satımı nedeniyle tapu iptal ve tescil yada ödenen paranın iadesi davaları,
  • Vekaletnamenin kötüye kullanılmasından kaynaklanan tapu iptal ve tescil davası,
  • Hastalık ve akıl zayıflığı nedeniyle tapu iptal ve tescil davası,
  • Tarım arazisinde ön alım hakkının kullanılması davası,
  • Arazi ve gayrimenkulün haksız kullanımı nedeniyle müdahalenin önlenmesi davası
  • İrtifak hakkının tesisi davaları (yol hakkı, geçit hakkı v.b.)
  • Arazi ve gayrimenkulün haksız kullanımı nedeniyle ecrimisil davası
  • Kamulaştırma davaları,
  • İdarenin kamulaştırmasız el atması davaları,
  • Ortaklığın giderilmesi davaları,
  • Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan kaynaklanan davalar,
  • Kiralanan taşınmazın tahliyesi davaları,
  • Yabancı ülke vatandaşlarının daire ve taşınmaz alım işlemleri,
  • Taşınmaz alımı nedeniyle Türk vatandaşlığı işlemleri,

Yukarıda sayılan davaların, tüm detaylarına başka makalelerimizde yer vereceğimizden dolayı bu makalemizde sadece genel hatları ile davaların, Rize gayrimenkul avukatı olarak aşağıda tanımlarına yer vereceğiz.

 

TAPU İPTAL VE TESCİL DAVALARI

Tapu iptal ve tescil davaları farklı hukuki nedenlerle ortaya çıkması mümkündür. Bunlardan Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan sözleşmelerden, Kadastro kanununda yer alan işlemlerden, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan mirasa ilişkin hak ve işlemlerden ve diğer kanunlarda tanımlanan haklardan kaynaklanması mümkündür.

Miras Nedeniyle Tapu İptal Ve Tescil Davası

Miras bırakan kişi bazı durumlarda mirasçıları olan çocuklarından, eşinden, anne ve babasından yada diğer mirasçılarından mal kaçırmak amaçlı arazi ve taşınmazlarını mirasçılarından birine yada üçüncü kişilere muvazaalı olarak devredebilir. Bu durumda hakları ihlal edilen mirasçılar yapılan gayrimenkul devrinin aldatma amacı taşıdığını ve hileli olduğunu ileri sürerek Rize gayrimenkul avukatı aracılığıyla tapu iptal ve tescil davası açabilir.

Bu durumda mahkeme, gayrimenkulü alan kişiye, gayrimenkulü alan kişinin alım gücüne, satış olarak gösterilen rakama ve diğer hususlar bakarak davayı çözümler.

Diğer taraftan yine miras bırakan, mirasçıların saklı paylarını ihlal ederek taşınmazlarını önemli bir kısmını bir veya birden fazla mirasçıya vasiyetname yada devir işlemleri ile devredebilir. Yine bu halde saklı payları ihlal edilen mirasçılar, gayrimenkulü devralan diğer mirasçılara tenkis davası açarak ihlal edilen taşınmaz payının kendisine devrini isteyebilir.

Yine mirasçılar, eğer miras bırakan kişinin düzenlediği vasiyetname geçersiz ise, Rize gayrimenkul avukatı aracılığıyla vasiyetnameyi iptal ederek tapu iptal ve tescil davası açabileceklerdir.

Kadastro İşlemlerinden Kaynaklanan Tapu İptal Ve Tescil Davası

Kadastro Kanunu gereğince kadastro tespit sonuçları askıya asılarak ilan edilmektedir. İlanda kalma süresi olan 30 gün içerisinde kadastro tespitine karşı “İtiraz davası” açılabilir.

Ancak 30 günlük süre içinde herhangi bir itiraz davası açılmazsa bu durumda kadastro işlemi sonucunda hakları ihlal edilen arazi sahipleri ancak Rize arazi avukatı aracılığıyla “Tapu iptal ve tescil davası” açabilecektir. Bu davanın açılma süresi ise tespitin kesinleşmesinden itibaren 10 senedir. Bu süre hak düşürücü süre olup 10 yıl geçtikten sonra açılan davalar mahkeme tarafından resen reddedilecektir. Ancak 10 sene geçmesine rağmen belli koşulların varlığı halinde yine de dava açılabilmesi mümkündür.

Taşınmaz Satımı Nedeniyle Tapu İptal Ve Tescil Yada Paranın İadesi Davaları

Genellikle müteahhitler ile daire alıcıları arasında yapılan ve belirli bir paranın, belli vadelerde ödenmesinden sonra müteahhit, tarafından taşınmazın, daireyi satın alan kişiye devredilmesi kararlaştırılan sözleşmeler taşınmaz satış vaadi sözleşmeleridir. Bu sözleşmeler müteahhit ile yapılabileceği gibi diğer gerçek yada tüzel kişiler arasında da yapılabilir. Mevzuatımıza göre taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri resmi şekil olarak noterde yapılması gereklidir. Ancak noterde yapılmasa bile eğer sözleşmenin gereği olarak daire yada taşınmaz satın alan kişi taahhüt ettiği paranın tamamını yada bir kısmını taşınmaz satan kişiye ödenmişse bu durumda Yargıtay,

  • Paranın tamamını ödenmesi halinde tapu iptal ve tescil davasının açılmasına,
  • Paranın bir kısmının ödenmesi halinde ise ödenen para birimi üzerinden iadesine,

Karar verilmesi gerektiğini içtihat etmiştir.

Yine bu sözleşmenin müteahhit ile gerçek kişiler arasında yapılması ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu dairelere ilişkin olması halinde müteahhidin yükümlülüklerini ne derecede yerine getirdiği de önemlidir.

Vekaletnamenin Kötüye Kullanılmasından Kaynaklanan Tapu İptal Ve Tescil Davası

Türk Medeni Kanunun 3. Maddesi “İyi Niyet” ilkesini düzenlemiştir. Buna göre işlem yapan tarafların iyi niyetli olması işlemin geçerliliği bakımından önem kazanmaktadır.

Bu kapsamda vekaletname aracılığıyla taşınmaz satın alan kişi, iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir. Yapılan bu işlem vekalet veren taşınmaz sahibini bağlayacaktır. Ancak bu durumda vekalet veren taşınmaz sahibi ile vekalet verilen kişi arasındaki haklar her halde saklıdır.

Ancak, vekalet verilen kişi ile taşınmazı satın alan üçüncü kişi, çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaz. Bu durumda Türk Medeni Kanun m.2 uyarınca taşınmaz satım işlemi, dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle geçersiz olacak ve Rize gayrimenkul avukatı aracılığıyla tapu iptal ve tescil davasının açılması mümkün olacaktır.

Hastalık Ve Akıl Zayıflığı Nedeniyle Tapu İptal Ve Tescil Davası

Taşınmaz satan kişinin, taşınmaz satım işlemi gerçekleştirilirken akıl sağlığının yerinde olması ve akıl sağlığını etkiler hastalığının bulunmaması gereklidir.

Eğer taşınmaz satımında akıl zayıflığı yada diğer sebeplerden dolayı ehliyetsizlik söz konusu ise Rize gayrimenkul avukatı ile açılacak davada mahkeme, dinletilecek tanıkları, taşınmaz satım tarihindeki tıbbi belgeleri ve diğer belgeleri göz önüne alınarak Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor ile kişinin işlem sırasındaki akıl zayıflığını araştıracaktır.

İşlem sırasındaki akıl zayıflığının davacı tarafından kanıtlanması halinde tapu iptal ve tescil davası kabul edilecektir.

Tarım Arazisinde Ön Alım Hakkının Kullanılması Davası

Türk Medeni Kanunu ilgili maddeleri uyarınca paylı mülkiyete sahip paydaşların yasal olarak önalım hakkı bulunmaktadır.

Yine bu ön alım hakkı, 2014 yılında yapılan yeni bir düzenleme genişletilmiş, tarım arazilerin konu taşınmazlarda sınırdaş olan maliklerin, sınırındaki taşınmazların satımı halinde satış sonrasında dahi kullanacakları ön alım hakkı ile satılmış olan arazileri almaları mümkün kılınmıştır.

Bu hakkın kullanılması belirli koşullara bağlandığı gibi Rize gayrimenkul avukatı aracılığıyla açılacak davalarda ön alım hakkının diğer deliller ile desteklenerek ileri sürülmesi önem arz etmektedir.

 

MÜDAHALENİN ÖNLENMESİ DAVALARI

Müdahalenin meni davası diğer bir ifade ile el atmanın önlenmesi davası farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkabilir. Bu sebepleri ana hatları ile aşağıda belirttik. Ancak Rize gayrimenkul avukatı olarak aşağıda sayılanların dışında da farklı sebeplerden dolayı el atmanın önlenmesi davası açılması mümkündür.

  • Başkasına ait arazi yada gayrimenkul üzerindeki ürünlerin toplanması,
  • Başkasına ait arazi yada gayrimenkul üzerine yapı yapılması
  • Komşu arazi yada gayrimenkul sınırını ihlal edecek şekilde kullanım olması
  • Miras kalan yada satın alınan hisseli tapu sahiplerinden birinin yada bir gayrimenkulün tamamını veya haklarını aşacak kısmını kullanması,
  • Müteahhidin veya diğer gerçek ve tüzel kişilerin anlaşmaya aykırı olarak arsa üzerindeki işlemleri,
  • İdarenin, arazinin üstüne ve altına kamulaştırma yada irtifak hakkı olmaksızın yapı yapması,
  • Kadastroya aykırı olarak komşu arsaya taşacak biçimde yapı inşa edilmesi,

Durumlarında, arsasına yada gayrimenkulüne müdahale edilen mal sahibi, Rize gayrimenkul avukatı aracılığıyla açacağı davada müdahalenin önlenmesini talep edebilir.

 

İRTİFAK HAKKININ TESİSİ DAVALARI

4721 Sayılı TMK un 747 inci maddesine göre; taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilecektir. Ancak bu hakkın tanınabilmesi belirli koşullara bağlanmıştır.

  • Yol yada geçit hakkı talep edilen arazinin yol ile bağlantısının bulunmaması gereklidir.
  • Yol yada geçit tesis edilecek yolun, taşınmazlarda kurulacak en uygun yol olması gereklidir.
  • Kurulacak geçit hakkının taşınmazlardaki yapılara ve şekil bozukluğuna sebebiyet vermemesi gereklidir.
  • Geçmişte başka bir yol varsa, mümkünse o yol üzerinden hak tesis edilmelidir.
  • Geçit hakkında konu yol, en büyük parsel üzerinden verilmelidir.

Belirtilen koşullar her davaya özgü olarak Rize gayrimenkul avukatı tarafından incelenerek davanın en sağlıklı koşullar dahilinde açılması gerekecektir.

 

ECRİMİSİL DAVASI

Taşınmaz, herhangi bir sözleşme yada hakka dayanmadan üçüncü bir kişi tarafından kullanılırsa, daire yada arazi sahibi tarafından haksız olarak taşınmazı işgal eden kişiye karşı Rize gayrimenkul avukatı aracılığıyla ecrimisil davası açılabilecektir.

Bu davanın açılabilmesi için işgal eden kişinin kötü niyetli olarak taşınmazı işgal etmesi gereklidir. Eğer işgal eden iyi niyetli ise bu davanın açılması halinde dava reddedilecektir.

 

KAMULAŞTIRMA DAVALARI

Devlet yada idare tarafından kamunun ihtiyacı sebebiyle gerçek ve tüzel kişilere ait taşınmazların kamulaştırılması mümkündür. Taşınmazın idare tarafından kamulaştırılması halinde idare, taşınmaz sahibini müzakereye çağırarak ödeme talebinde bulunur. Eğer taraflar ödenecek miktar konusunda anlaşamazlarsa idare tarafından taşınmaz sahibine kamulaştırma bedeline ilişkin kamulaştırma davası açılır.

Bu davanın takibi uzman Rize gayrimenkul avukatı tarafından takibi önemlidir. Nitekim taşınmazın, bilirkişi tarafından değerlemesinin yapılmasında bir çok kriterin göz önünde bulundurulması gereklidir. Eğer gerekli deliller ve buna bağlı incelemeler mahkeme tarafından göz önünde bulundurulmazsa gayrimenkul sahibi önemli kayıplara uğrayabilir.

 

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMASI DAVALARI

Kamulaştırmasız el atmada idare, özel mülkiyete tabi taşınmazlarda taşınmaz malikine herhangi bir bedel ödemeden taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkını eylem veya işlemleriyle sınırlamaktadır.

Buradaki sınırlama fiili olabileceği gibi hukuki de olabilmektedir. Fiili el atmaya örnek olarak idarenin, taşınmaz üzerine bir yapı yapması gösterilebilir. Hukuki el atmada ise idare, taşınmaz sahibinin arsasının, imar değişikliği ile kullanılmaz hale getirmektedir.

Bu durumda kamulaştırmasız olarak taşınmazına el atılan gayrimenkul sahibi, Rize gayrimenkul avukatı vasıtasıyla idareye karşı tazminat davası açabilir.

 

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVALARI

Elbirliğiyle yada paylı mülkiyete konu hisseli taşınmazın, pay sahiplerinden bir yada birkaçı tarafından herhangi bir sebep göstermesine gerek olmaksızın taşınmazın mümkünse paylar oranında paylaşılmasını yada icra vasıtasıyla satılmasını istemesi ortaklığın giderilmesinin konusudur.

Bu dava, dava açmamış olan hisse sahiplerine karşı açılır. Açılan davada mahkeme, taşınmazın paylar oranında bölünüp bölünemeyeceğini ve taşınmazın üzerindeki muhdesatlarla beraber değerini inceler. Eğer arazi üzerindeki muhdesatlar sadece bir yada birkaç hisse sahibi tarafından inşa edilmişse, bu durumda tarafların kabul etmemesi üzerine muhdesatın aidiyeti davasının açılması gereklidir.

Hem dava açan hisse sahiplerinin hem de taşınmazın satılmasını istemeyen davalı hisse sahiplerinin bu davalarda uzan Rize gayrimenkul avukatı ile davalarını yürütmeleri elzemdir.

 

KAT MÜLKİYETİ KANUNUNDAN KAYNAKLANAN DAVALAR

Kat maliklerinin ortak alanlarda bulunan sıkıntılardan dolayı zarara uğraması, yönetim planına malikler ve kiracılar tarafından uyulmaması, yönetim yada genel kurul tarafından usulüne uygun bir karar alınmadan bazı işlemlerin yapılması halinde zarara uğrayan yada hakkı ihlal edilen kat maliki Rize gayrimenkul avukatı aracılığıyla hakkını mahkemede arayabileceği gibi hakimin müdahalesini de talep edebilir.

Açılacak bu davalarda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi’dir.

 

TAHLİYE DAVALARI

Kiralanan bir taşınmazın kiracısının, kira bedellerini veya aidatlarını ödememesi veyahut kanundan kaynaklanan diğer özel tahliye sebeplerinin birinin gerçekleşmesi halinde kiralayan tarafından tahliye davası açılabilecektir.

Türk borçlar kanununda bir kısım özel tahliye sebepleri sayılmıştır. Bunlar;

  • Kiraya Verenin Konut Gereksinimi
  • Kiraya Verenin İşyeri Gereksinimi Sebebiyle
  • Yeni Malikin Konut Ya Da İş yeri Gereksinimi Sebebiyle
  • Kiralanan Taşınmazın İnşa ve İmarı
  • Tahliye Taahhüdü Sebebiyle
  • İki Haklı İhtar Sebebiyle
  • Kiracının yada Birlikte Yaşadığı Eşinin Oturmaya Elverişli Konutunun Varlığı Sebebiyle

Tahliye davası açılması mümkündür. Ancak bu koşulların tek başına bulunması davanın kazanılacağı anlamına gelmez. Bu sebeple uzman Rize gayrimenkul avukatı aracılığıyla olaya özgü koşulların incelenmesi ve davanın hangi sebebe dayalı açılabileceğinin karar verilmesi gerekmektedir.

 

YABANCI ÜLKE VATANDAŞLARININ DAİRE VE TAŞINMAZ ALIM İŞLEMLERİNİN TAKİBİ

Türkiye vatandaşı olmayan yabancı ülke vatandaşları, mevzuatlarımızda belirlenen sınırlamalar çerçevesinde Türkiye’de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, taşınmaz satın alabilirler. Sınırlamalara kısaca değinmek gerekirse;

  • Farklı şehirlerde de olsa, yabancı bir kişinin Türkiye’de satın alabileceği taşınmazların toplam yüzölçümü 30 hektarı geçemez.
  • Bölgedeki askeri makamlardan izin alınması,
  • Satın alınacak taşınmaz için mümkünse resmi şekilde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalanması,
  • İlgili döviz bedelinin gayrimenkul satımı öncesi bankaya satılması karşılığında, banka tarafından yabancı gerçek kişilere bir "döviz alim belgesi" verilmesi,

Gerekmektedir.

Yukarıda sayılan koşullar sadece sınırlamalara ilişkin hususlar olup ayrıca yabancının ikamet iznine sahip olup olmadığı, taşınmaz üzerinde taşınmazın kullanımını etkiler herhangi bir hususun olup olmadığının uzman Rize gayrimenkul avukatı tarafından kontrol edilerek işlem yapılması gereklidir.

Tüm bu hususlar, yabancı ülke vatandaşı tarafından avukat olarak tarafımıza verilecek vekaletname ile ivedilikle tarafımızca halledilebilecektir.

 

VATANDAŞLIK İŞLEMLERİNİN TAKİBİ

Yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye’de gayrimenkul edinmeleri için ön koşul olarak oturma iznine sahip olmaları gerekmemektedir. Ayrıca, Türkiye’de taşınmaz satın alan yabancılara 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca yenilenebilir kısa süreli oturma izni verilmektedir.

Buna göre;

18 Eylül 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan yeni düzenlemelere göre belirlenen kapsam ve tutarlar aşağıda belirtilmiş olup aşağıdaki şartlardan herhangi birini karşılayan yabancılar, T.C. Cumhurbaşkanının kararıyla Türk vatandaşlığını kazanabilmektedir.

  • En az 500.000 ABD doları veya karşılığı döviz ya da karşılığı Türk lirası tutarında sabit sermaye yatırımı gerçekleştirdiği Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca tespit edilen
  • En az 250.000 ABD doları veya karşılığı döviz ya da karşılığı Türk lirası tutarında taşınmazı tapu kayıtlarına üç yıl satılmaması şerhi koyulmak şartıyla satın aldığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tespit edilen
  • En az 50 kişilik istihdam oluşturduğu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca tespit edilen
  • En az 500.000 ABD doları veya karşılığı döviz ya da karşılığı Türk lirası tutarında mevduatı üç yıl tutma şartıyla Türkiye’de faaliyet gösteren bankalara yatırdığı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunca tespit edilen
  • En az 500.000 ABD doları veya karşılığı döviz ya da karşılığı Türk lirası tutarında devlet borçlanma araçlarını üç yıl tutmak şartıyla satın aldığı Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilen

​​Kişiler usulü işlemlerin gerçekleştirilmesi halinde kendisi, eşi ve bakmakta yükümlü oldukları kişiler vatandaşlık kazanabilecektir. Ancak bu prosedürün takibinin uzman Rize gayrimenkul avukatı ile takibi önemlidir.

Rize Gayrimenkul Avukatı ile Dava Masrafları

Rize gayrimenkul avukatı ile dava açılması halinde gayrimenkul avukatı tarafından dava masrafları öncesinde tarafınıza bildirilir. Bildirilen masrafların Rize gayrimenkul avukatına ödenmesi halinde gayrimenkul avukatı gerekli araştırmalarını yapmış ise hemen arazi davasını açabilecektir.

Her davanın niteliği farklı olduğundan dolayı alınması gereken harç da farklı olacaktır. Bu sebeple dava açmadan önce harç ve dava masraflarının ne kadar olacağı hususunda Rize gayrimenkul avukatına danışılması daha uygun olacaktır.

Rize Gayrimenkul Avukatı Ücreti

Rize gayrimenkul avukatı ücretleri, değişkenlik göstermekle beraber yayımlanmış olan asgari ücret tarifesinden aşağı bir ücret olamayacaktır. Ayrıca her davanın da niteliği farklı olduğundan dolayı arazi avukatı ücreti her davanın kapsamına göre değişecektir.

Rize Gayrimenkul Avukatı Arama

Rize gayrimenkul avukatı, Rize barosuna kayıtlı avukatlardan taşınmaz hukuku ile ilgilenen avukatlar arasından seçilebilir.

Rize Gayrimenkul Avukatı Hangi Mahkemede Dava Açar

Davanın niteliğine göre Rize gayrimenkul avukatı tarafından, sulh hukuk mahkemesi, kadastro mahkemesi yada asliye hukuk mahkemesinde dava açılabilecektir.

Rize Gayrimenkul Avukatı Ücretini Kim Öder?

Rize gayrimenkul davası avukatı ücretini hem kendi müvekkilinden hem de karşı taraftan alabilecektir. Ancak bu durum davanın kazanılma yada kaybedilme durumuna göre değişecektir. Şöyle ki;

Avukatlık kanununa göre Rize gayrimenkul davası avukatı, davayı alırken asgari ücret tarifesinin altında kalmamak kaydıyla müvekkilinden ücret almalıdır. Burada geçen müvekkil vekalet ücretini her avukat almak zorundadır. Ayrıca avukatlık kanununa göre davanın kazanılması halinde Rize gayrimenkul davası avukatı lehine mahkemece vekalet ücretine hükmedilecektir. Bu ücret de Rize gayrimenkul davası avukatı tarafından karşı taraftan tahsil edilecektir.

Yani özetle; Rize gayrimenkul davası avukatı tarafından; davanın kazanılması halinde hem müvekkilden hem de karşı taraftan, davanın kaybedilmesi halinde ise sadece müvekkilden ücret alınabilecektir.

Rize Gayrimenkul Avukatı Yüzde Kaç Alır?

Daha önce de belirttiğimiz üzere Rize gayrimenkul davası avukatı, müvekkili ile davanın başında yada sonunda çıkacak tazminat üzerinden ücret konusunda anlaşabilir.

Eğer Rize gayrimenkul avukatı ile yapılan anlaşma gereğince davanın sonunda çıkan tazminattan pay alınacağı kararlaştırılmış ise Avukatlık kanununda yüzde kaç alınacağı düzenlenmiştir. Buna göre Rize gayrimenkul avukatı, %5 ila %25 arasında ücret talep etme hakkı vardır. %25 üzerinde yapılan ücret anlaşmaları avukatlık kanununa göre geçersiz olacaktır.

Rize Gayrimenkul Avukatı İletişim

Rize avukatı olarak tarafımıza; TEL: (0462) 261 29 61 veya Eposta: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. üzerinden ulaşabilirsiniz.

Trabzon Gayrimenkul Avukatı - Arazi Davaları

Trabzon gayrimenkul ve arazi avukatı olarak, Söz Hukuk & Arabuluculuk & Danışmanlık, Trabzon’da avukatlık hizmeti sunduğu uzmanlık alanlarından birisi de gayrimenkul ve arazi avukatlığıdır.

On yılı aşkın deneyimli avukatları ile gayrimenkul davalarında müvekkillerine önemli kazanımlar elde ettirmiştir. Arazi davalarının esasını etkileyen tapu kayıtlarını, fiili durumları ve diğer delilleri sistematik ve etkin olarak arazi davalarında kullanan Trabzon gayrimenkul avukatı kadrosu ile önemli başarılar elde etmiştir.

Bu makalemizde, davalarda ileri sürülen iddia ve savunmaları, davaları etkileyen hususları kısaca size aktarmaya çalışacağız. Trabzon gayrimenkul avukatı olarak, tapu iptal ve tescil davaları, müdahalenin önlenmesi davaları, kamulaştırma davaları, idare tarafından kamulaştırmasız el atma davaları, ortaklığın giderilmesi davaları, kat mülkiyetinden kaynaklanan davalar, kiracının daireden tahliyesi davaları, yabancı ülke vatandaşları için taşınmaz alımı ve vatandaşlık işlemleri, tarım arazilerinde ön alım hakkının kullanılması davalarını kısaca değineceğiz. Ayrıca gayrimenkul davalarının uzman Trabzon gayrimenkul avukatı ile yürütülmesinin önemini aşağıda size aktaracağız.

 

TRABZON GAYRIMENKUL AVUKATI OLARAK BAKTIĞIMIZ DAVALAR NELERDİR?

Müvekkillerimiz arasında davaları nedeniyle genel olarak “ Trabzon arazi avukatı ” , “ Trabzon gayrimenkul avukatı ” ve “ Trabzon yer davaları avukatı ” olarak bilinen Trabzon gayrimenkul avukatlarımız, genel olarak aşağıda sıraladığımız davalara bakmaktadırlar.

  • Miras nedeniyle tapu iptal ve tescil davası,
  • Kadastro işlemlerinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davası,
  • Taşınmaz satımı nedeniyle tapu iptal ve tescil yada ödenen paranın iadesi davaları,
  • Vekaletnamenin kötüye kullanılmasından kaynaklanan tapu iptal ve tescil davası,
  • Hastalık ve akıl zayıflığı nedeniyle tapu iptal ve tescil davası,
  • Tarım arazisinde ön alım hakkının kullanılması davası,
  • Arazi ve gayrimenkulün haksız kullanımı nedeniyle müdahalenin önlenmesi davası
  • İrtifak hakkının tesisi davaları (yol hakkı, geçit hakkı v.b.)
  • Arazi ve gayrimenkulün haksız kullanımı nedeniyle ecrimisil davası
  • Kamulaştırma davaları,
  • İdarenin kamulaştırmasız el atması davaları,
  • Ortaklığın giderilmesi davaları,
  • Kat Mülkiyeti Kanunu’ndan kaynaklanan davalar,
  • Kiralanan taşınmazın tahliyesi davaları,
  • Yabancı ülke vatandaşlarının daire ve taşınmaz alım işlemleri,
  • Taşınmaz alımı nedeniyle Türk vatandaşlığı işlemleri,

Yukarıda sayılan davaların, tüm detaylarına başka makalelerimizde yer vereceğimizden dolayı bu makalemizde sadece genel hatları ile davaların, Trabzon gayrimenkul avukatı olarak aşağıda tanımlarına yer vereceğiz.

 

TAPU İPTAL VE TESCİL DAVALARI

Tapu iptal ve tescil davaları farklı hukuki nedenlerle ortaya çıkması mümkündür. Bunlardan Türk Borçlar Kanunu’nda yer alan sözleşmelerden, Kadastro kanununda yer alan işlemlerden, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan mirasa ilişkin hak ve işlemlerden ve diğer kanunlarda tanımlanan haklardan kaynaklanması mümkündür.

Miras Nedeniyle Tapu İptal Ve Tescil Davası

Miras bırakan kişi bazı durumlarda mirasçıları olan çocuklarından, eşinden, anne ve babasından yada diğer mirasçılarından mal kaçırmak amaçlı arazi ve taşınmazlarını mirasçılarından birine yada üçüncü kişilere muvazaalı olarak devredebilir. Bu durumda hakları ihlal edilen mirasçılar yapılan gayrimenkul devrinin aldatma amacı taşıdığını ve hileli olduğunu ileri sürerek Trabzon gayrimenkul avukatı aracılığıyla tapu iptal ve tescil davası açabilir.

Bu durumda mahkeme, gayrimenkulü alan kişiye, gayrimenkulü alan kişinin alım gücüne, satış olarak gösterilen rakama ve diğer hususlar bakarak davayı çözümler.

Diğer taraftan yine miras bırakan, mirasçıların saklı paylarını ihlal ederek taşınmazlarını önemli bir kısmını bir veya birden fazla mirasçıya vasiyetname yada devir işlemleri ile devredebilir. Yine bu halde saklı payları ihlal edilen mirasçılar, gayrimenkulü devralan diğer mirasçılara tenkis davası açarak ihlal edilen taşınmaz payının kendisine devrini isteyebilir.

Yine mirasçılar, eğer miras bırakan kişinin düzenlediği vasiyetname geçersiz ise, Trabzon gayrimenkul avukatı aracılığıyla vasiyetnameyi iptal ederek tapu iptal ve tescil davası açabileceklerdir.

Kadastro İşlemlerinden Kaynaklanan Tapu İptal Ve Tescil Davası

Kadastro Kanunu gereğince kadastro tespit sonuçları askıya asılarak ilan edilmektedir. İlanda kalma süresi olan 30 gün içerisinde kadastro tespitine karşı “İtiraz davası” açılabilir.

Ancak 30 günlük süre içinde herhangi bir itiraz davası açılmazsa bu durumda kadastro işlemi sonucunda hakları ihlal edilen arazi sahipleri ancak Trabzon arazi avukatı aracılığıyla “Tapu iptal ve tescil davası” açabilecektir. Bu davanın açılma süresi ise tespitin kesinleşmesinden itibaren 10 senedir. Bu süre hak düşürücü süre olup 10 yıl geçtikten sonra açılan davalar mahkeme tarafından resen reddedilecektir. Ancak 10 sene geçmesine rağmen belli koşulların varlığı halinde yine de dava açılabilmesi mümkündür.

Taşınmaz Satımı Nedeniyle Tapu İptal Ve Tescil Yada Paranın İadesi Davaları

Genellikle müteahhitler ile daire alıcıları arasında yapılan ve belirli bir paranın, belli vadelerde ödenmesinden sonra müteahhit, tarafından taşınmazın, daireyi satın alan kişiye devredilmesi kararlaştırılan sözleşmeler taşınmaz satış vaadi sözleşmeleridir. Bu sözleşmeler müteahhit ile yapılabileceği gibi diğer gerçek yada tüzel kişiler arasında da yapılabilir. Mevzuatımıza göre taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri resmi şekil olarak noterde yapılması gereklidir. Ancak noterde yapılmasa bile eğer sözleşmenin gereği olarak daire yada taşınmaz satın alan kişi taahhüt ettiği paranın tamamını yada bir kısmını taşınmaz satan kişiye ödenmişse bu durumda Yargıtay,

  • Paranın tamamını ödenmesi halinde tapu iptal ve tescil davasının açılmasına,
  • Paranın bir kısmının ödenmesi halinde ise ödenen para birimi üzerinden iadesine,

Karar verilmesi gerektiğini içtihat etmiştir.

Yine bu sözleşmenin müteahhit ile gerçek kişiler arasında yapılması ve kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu dairelere ilişkin olması halinde müteahhidin yükümlülüklerini ne derecede yerine getirdiği de önemlidir.

Vekaletnamenin Kötüye Kullanılmasından Kaynaklanan Tapu İptal Ve Tescil Davası

Türk Medeni Kanunun 3. Maddesi “İyi Niyet” ilkesini düzenlemiştir. Buna göre işlem yapan tarafların iyi niyetli olması işlemin geçerliliği bakımından önem kazanmaktadır.

Bu kapsamda vekaletname aracılığıyla taşınmaz satın alan kişi, iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir. Yapılan bu işlem vekalet veren taşınmaz sahibini bağlayacaktır. Ancak bu durumda vekalet veren taşınmaz sahibi ile vekalet verilen kişi arasındaki haklar her halde saklıdır.

Ancak, vekalet verilen kişi ile taşınmazı satın alan üçüncü kişi, çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaz. Bu durumda Türk Medeni Kanun m.2 uyarınca taşınmaz satım işlemi, dürüstlük kuralına aykırılık nedeniyle geçersiz olacak ve Trabzon gayrimenkul avukatı aracılığıyla tapu iptal ve tescil davasının açılması mümkün olacaktır.

Hastalık Ve Akıl Zayıflığı Nedeniyle Tapu İptal Ve Tescil Davası

Taşınmaz satan kişinin, taşınmaz satım işlemi gerçekleştirilirken akıl sağlığının yerinde olması ve akıl sağlığını etkiler hastalığının bulunmaması gereklidir.

Eğer taşınmaz satımında akıl zayıflığı yada diğer sebeplerden dolayı ehliyetsizlik söz konusu ise Trabzon gayrimenkul avukatı ile açılacak davada mahkeme, dinletilecek tanıkları, taşınmaz satım tarihindeki tıbbi belgeleri ve diğer belgeleri göz önüne alınarak Adli Tıp Kurumundan alınacak rapor ile kişinin işlem sırasındaki akıl zayıflığını araştıracaktır.

İşlem sırasındaki akıl zayıflığının davacı tarafından kanıtlanması halinde tapu iptal ve tescil davası kabul edilecektir.

Tarım Arazisinde Ön Alım Hakkının Kullanılması Davası

Türk Medeni Kanunu ilgili maddeleri uyarınca paylı mülkiyete sahip paydaşların yasal olarak önalım hakkı bulunmaktadır.

Yine bu ön alım hakkı, 2014 yılında yapılan yeni bir düzenleme genişletilmiş, tarım arazilerin konu taşınmazlarda sınırdaş olan maliklerin, sınırındaki taşınmazların satımı halinde satış sonrasında dahi kullanacakları ön alım hakkı ile satılmış olan arazileri almaları mümkün kılınmıştır.

Bu hakkın kullanılması belirli koşullara bağlandığı gibi Trabzon gayrimenkul avukatı aracılığıyla açılacak davalarda ön alım hakkının diğer deliller ile desteklenerek ileri sürülmesi önem arz etmektedir.

 

MÜDAHALENİN ÖNLENMESİ DAVALARI

Müdahalenin meni davası diğer bir ifade ile el atmanın önlenmesi davası farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkabilir. Bu sebepleri ana hatları ile aşağıda belirttik. Ancak Trabzon gayrimenkul avukatı olarak aşağıda sayılanların dışında da farklı sebeplerden dolayı el atmanın önlenmesi davası açılması mümkündür.

  • Başkasına ait arazi yada gayrimenkul üzerindeki ürünlerin toplanması,
  • Başkasına ait arazi yada gayrimenkul üzerine yapı yapılması
  • Komşu arazi yada gayrimenkul sınırını ihlal edecek şekilde kullanım olması
  • Hisseli tapuda hissedara ait yapının yıkılması,
  • Miras kalan yada satın alınan hisseli tapu sahiplerinden birinin yada bir gayrimenkulün tamamını veya haklarını aşacak kısmını kullanması,
  • Müteahhidin veya diğer gerçek ve tüzel kişilerin anlaşmaya aykırı olarak arsa üzerindeki işlemleri,
  • İdarenin, arazinin üstüne ve altına kamulaştırma yada irtifak hakkı olmaksızın yapı yapması,
  • Kadastroya aykırı olarak komşu arsaya taşacak biçimde yapı inşa edilmesi,

Durumlarında, arsasına yada gayrimenkulüne müdahale edilen mal sahibi, Trabzon gayrimenkul avukatı aracılığıyla açacağı davada müdahalenin önlenmesini talep edebilir.

 

İRTİFAK HAKKININ TESİSİ DAVALARI

4721 Sayılı TMK un 747 inci maddesine göre; taşınmazından genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan malik, tam bir bedel karşılığında bir geçit hakkı tanınmasını komşularından isteyebilecektir. Ancak bu hakkın tanınabilmesi belirli koşullara bağlanmıştır.

  • Yol yada geçit hakkı talep edilen arazinin yol ile bağlantısının bulunmaması gereklidir.
  • Yol yada geçit tesis edilecek yolun, taşınmazlarda kurulacak en uygun yol olması gereklidir.
  • Kurulacak geçit hakkının taşınmazlardaki yapılara ve şekil bozukluğuna sebebiyet vermemesi gereklidir.
  • Geçmişte başka bir yol varsa, mümkünse o yol üzerinden hak tesis edilmelidir.
  • Geçit hakkında konu yol, en büyük parsel üzerinden verilmelidir.

Belirtilen koşullar her davaya özgü olarak Trabzon gayrimenkul avukatı tarafından incelenerek davanın en sağlıklı koşullar dahilinde açılması gerekecektir.

 

ECRİMİSİL DAVASI

Taşınmaz, herhangi bir sözleşme yada hakka dayanmadan üçüncü bir kişi tarafından kullanılırsa, daire yada arazi sahibi tarafından haksız olarak taşınmazı işgal eden kişiye karşı Trabzon gayrimenkul avukatı aracılığıyla ecrimisil davası açılabilecektir.

Bu davanın açılabilmesi için işgal eden kişinin kötü niyetli olarak taşınmazı işgal etmesi gereklidir. Eğer işgal eden iyi niyetli ise bu davanın açılması halinde dava reddedilecektir.

 

KAMULAŞTIRMA DAVALARI

Devlet yada idare tarafından kamunun ihtiyacı sebebiyle gerçek ve tüzel kişilere ait taşınmazların kamulaştırılması mümkündür. Taşınmazın idare tarafından kamulaştırılması halinde idare, taşınmaz sahibini müzakereye çağırarak ödeme talebinde bulunur. Eğer taraflar ödenecek miktar konusunda anlaşamazlarsa idare tarafından taşınmaz sahibine kamulaştırma bedeline ilişkin kamulaştırma davası açılır.

Bu davanın takibi uzman Trabzon gayrimenkul avukatı tarafından takibi önemlidir. Nitekim taşınmazın, bilirkişi tarafından değerlemesinin yapılmasında bir çok kriterin göz önünde bulundurulması gereklidir. Eğer gerekli deliller ve buna bağlı incelemeler mahkeme tarafından göz önünde bulundurulmazsa gayrimenkul sahibi önemli kayıplara uğrayabilir.

 

KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMASI DAVALARI

Kamulaştırmasız el atmada idare, özel mülkiyete tabi taşınmazlarda taşınmaz malikine herhangi bir bedel ödemeden taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkını eylem veya işlemleriyle sınırlamaktadır.

Buradaki sınırlama fiili olabileceği gibi hukuki de olabilmektedir. Fiili el atmaya örnek olarak idarenin, taşınmaz üzerine bir yapı yapması gösterilebilir. Hukuki el atmada ise idare, taşınmaz sahibinin arsasının, imar değişikliği ile kullanılmaz hale getirmektedir.

Bu durumda kamulaştırmasız olarak taşınmazına el atılan gayrimenkul sahibi, Trabzon gayrimenkul avukatı vasıtasıyla idareye karşı tazminat davası açabilir.

 

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVALARI

Elbirliğiyle yada paylı mülkiyete konu hisseli taşınmazın, pay sahiplerinden bir yada birkaçı tarafından herhangi bir sebep göstermesine gerek olmaksızın taşınmazın mümkünse paylar oranında paylaşılmasını yada icra vasıtasıyla satılmasını istemesi ortaklığın giderilmesinin konusudur.

Bu dava, dava açmamış olan hisse sahiplerine karşı açılır. Açılan davada mahkeme, taşınmazın paylar oranında bölünüp bölünemeyeceğini ve taşınmazın üzerindeki muhdesatlarla beraber değerini inceler. Eğer arazi üzerindeki muhdesatlar sadece bir yada birkaç hisse sahibi tarafından inşa edilmişse, bu durumda tarafların kabul etmemesi üzerine muhdesatın aidiyeti davasının açılması gereklidir.

Hem dava açan hisse sahiplerinin hem de taşınmazın satılmasını istemeyen davalı hisse sahiplerinin bu davalarda uzan Trabzon gayrimenkul avukatı ile davalarını yürütmeleri elzemdir.

 

KAT MÜLKİYETİ KANUNUNDAN KAYNAKLANAN DAVALAR

Kat maliklerinin ortak alanlarda bulunan sıkıntılardan dolayı zarara uğraması, yönetim planına malikler ve kiracılar tarafından uyulmaması, yönetim yada genel kurul tarafından usulüne uygun bir karar alınmadan bazı işlemlerin yapılması halinde zarara uğrayan yada hakkı ihlal edilen kat maliki Trabzon gayrimenkul avukatı aracılığıyla hakkını mahkemede arayabileceği gibi hakimin müdahalesini de talep edebilir.

Açılacak bu davalarda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi’dir.

 

TAHLİYE DAVALARI

Kiralanan bir taşınmazın kiracısının, kira bedellerini veya aidatlarını ödememesi veyahut kanundan kaynaklanan diğer özel tahliye sebeplerinin birinin gerçekleşmesi halinde kiralayan tarafından tahliye davası açılabilecektir.

Türk borçlar kanununda bir kısım özel tahliye sebepleri sayılmıştır. Bunlar;

  • Kiraya Verenin Konut Gereksinimi
  • Kiraya Verenin İşyeri Gereksinimi Sebebiyle
  • Yeni Malikin Konut Ya Da İş yeri Gereksinimi Sebebiyle
  • Kiralanan Taşınmazın İnşa ve İmarı
  • Tahliye Taahhüdü Sebebiyle
  • İki Haklı İhtar Sebebiyle
  • Kiracının yada Birlikte Yaşadığı Eşinin Oturmaya Elverişli Konutunun Varlığı Sebebiyle

Tahliye davası açılması mümkündür. Ancak bu koşulların tek başına bulunması davanın kazanılacağı anlamına gelmez. Bu sebeple uzman Trabzon gayrimenkul avukatı aracılığıyla olaya özgü koşulların incelenmesi ve davanın hangi sebebe dayalı açılabileceğinin karar verilmesi gerekmektedir.

 

YABANCI ÜLKE VATANDAŞLARININ DAİRE VE TAŞINMAZ ALIM İŞLEMLERİNİN TAKİBİ

Türkiye vatandaşı olmayan yabancı ülke vatandaşları, mevzuatlarımızda belirlenen sınırlamalar çerçevesinde Türkiye’de işyeri veya mesken olarak kullanmak üzere, taşınmaz satın alabilirler. Sınırlamalara kısaca değinmek gerekirse;

  • Farklı şehirlerde de olsa, yabancı bir kişinin Türkiye’de satın alabileceği taşınmazların toplam yüzölçümü 30 hektarı geçemez.
  • Bölgedeki askeri makamlardan izin alınması,
  • Satın alınacak taşınmaz için mümkünse resmi şekilde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzalanması,
  • İlgili döviz bedelinin gayrimenkul satımı öncesi bankaya satılması karşılığında, banka tarafından yabancı gerçek kişilere bir "döviz alim belgesi" verilmesi,

Gerekmektedir.

Yukarıda sayılan koşullar sadece sınırlamalara ilişkin hususlar olup ayrıca yabancının ikamet iznine sahip olup olmadığı, taşınmaz üzerinde taşınmazın kullanımını etkiler herhangi bir hususun olup olmadığının uzman Trabzon gayrimenkul avukatı tarafından kontrol edilerek işlem yapılması gereklidir.

Tüm bu hususlar, yabancı ülke vatandaşı tarafından avukat olarak tarafımıza verilecek vekaletname ile ivedilikle tarafımızca halledilebilecektir.

 

VATANDAŞLIK İŞLEMLERİNİN TAKİBİ

Yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye’de gayrimenkul edinmeleri için ön koşul olarak oturma iznine sahip olmaları gerekmemektedir. Ayrıca, Türkiye’de taşınmaz satın alan yabancılara 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca yenilenebilir kısa süreli oturma izni verilmektedir.

Buna göre;

18 Eylül 2018 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan yeni düzenlemelere göre belirlenen kapsam ve tutarlar aşağıda belirtilmiş olup aşağıdaki şartlardan herhangi birini karşılayan yabancılar, T.C. Cumhurbaşkanının kararıyla Türk vatandaşlığını kazanabilmektedir.

  • En az 500.000 ABD doları veya karşılığı döviz ya da karşılığı Türk lirası tutarında sabit sermaye yatırımı gerçekleştirdiği Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca tespit edilen
  • En az 250.000 ABD doları veya karşılığı döviz ya da karşılığı Türk lirası tutarında taşınmazı tapu kayıtlarına üç yıl satılmaması şerhi koyulmak şartıyla satın aldığı Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca tespit edilen
  • En az 50 kişilik istihdam oluşturduğu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca tespit edilen
  • En az 500.000 ABD doları veya karşılığı döviz ya da karşılığı Türk lirası tutarında mevduatı üç yıl tutma şartıyla Türkiye’de faaliyet gösteren bankalara yatırdığı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunca tespit edilen
  • En az 500.000 ABD doları veya karşılığı döviz ya da karşılığı Türk lirası tutarında devlet borçlanma araçlarını üç yıl tutmak şartıyla satın aldığı Hazine ve Maliye Bakanlığınca tespit edilen

​​Kişiler usulü işlemlerin gerçekleştirilmesi halinde kendisi, eşi ve bakmakta yükümlü oldukları kişiler vatandaşlık kazanabilecektir. Ancak bu prosedürün takibinin uzman Trabzon gayrimenkul avukatı ile takibi önemlidir.

Trabzon Gayrimenkul Avukatı ile Dava Masrafları

Trabzon gayrimenkul avukatı ile dava açılması halinde gayrimenkul avukatı tarafından dava masrafları öncesinde tarafınıza bildirilir. Bildirilen masrafların Trabzon gayrimenkul avukatına ödenmesi halinde gayrimenkul avukatı gerekli araştırmalarını yapmış ise hemen arazi davasını açabilecektir.

Her davanın niteliği farklı olduğundan dolayı alınması gereken harç da farklı olacaktır. Bu sebeple dava açmadan önce harç ve dava masraflarının ne kadar olacağı hususunda Trabzon gayrimenkul avukatına danışılması daha uygun olacaktır.

Trabzon Gayrimenkul Avukatı Ücreti

Trabzon gayrimenkul avukatı ücretleri, değişkenlik göstermekle beraber yayımlanmış olan asgari ücret tarifesinden aşağı bir ücret olamayacaktır. Ayrıca her davanın da niteliği farklı olduğundan dolayı arazi avukatı ücreti her davanın kapsamına göre değişecektir.

Trabzon Gayrimenkul Avukatı Arama

Trabzon gayrimenkul avukatı, Trabzon barosuna kayıtlı avukatlardan taşınmaz hukuku ile ilgilenen avukatlar arasından seçilebilir.

Trabzon Gayrimenkul Avukatı Hangi Mahkemede Dava Açar

Davanın niteliğine göre Trabzon gayrimenkul avukatı tarafından, sulh hukuk mahkemesi, kadastro mahkemesi yada asliye hukuk mahkemesinde dava açılabilecektir.

Trabzon Gayrimenkul Avukatı Ücretini Kim Öder?

Trabzon gayrimenkul davası avukatı ücretini hem kendi müvekkilinden hem de karşı taraftan alabilecektir. Ancak bu durum davanın kazanılma yada kaybedilme durumuna göre değişecektir. Şöyle ki;

Avukatlık kanununa göre Trabzon gayrimenkul davası avukatı, davayı alırken asgari ücret tarifesinin altında kalmamak kaydıyla müvekkilinden ücret almalıdır. Burada geçen müvekkil vekalet ücretini her avukat almak zorundadır. Ayrıca avukatlık kanununa göre davanın kazanılması halinde Trabzon gayrimenkul davası avukatı lehine mahkemece vekalet ücretine hükmedilecektir. Bu ücret de Trabzon gayrimenkul davası avukatı tarafından karşı taraftan tahsil edilecektir.

Yani özetle; Trabzon gayrimenkul davası avukatı tarafından; davanın kazanılması halinde hem müvekkilden hem de karşı taraftan, davanın kaybedilmesi halinde ise sadece müvekkilden ücret alınabilecektir.

Trabzon Gayrimenkul Avukatı Yüzde Kaç Alır?

Daha önce de belirttiğimiz üzere Trabzon gayrimenkul davası avukatı, müvekkili ile davanın başında yada sonunda çıkacak tazminat üzerinden ücret konusunda anlaşabilir.

Eğer Trabzon gayrimenkul avukatı ile yapılan anlaşma gereğince davanın sonunda çıkan tazminattan pay alınacağı kararlaştırılmış ise Avukatlık kanununda yüzde kaç alınacağı düzenlenmiştir. Buna göre Trabzon gayrimenkul avukatı, %5 ila %25 arasında ücret talep etme hakkı vardır. %25 üzerinde yapılan ücret anlaşmaları avukatlık kanununa göre geçersiz olacaktır.

Trabzon Gayrimenkul Avukatı İletişim

Trabzon avukatı olarak tarafımıza; TEL: (0462) 261 29 61 veya Eposta: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. üzerinden ulaşabilirsiniz.

Giresun Boşanma Avukatı

Giresun Boşanma Avukatı olarak, Söz Hukuk & Arabuluculuk & Danışmanlık, Giresun'da  avukatlık hizmeti sunduğu uzmanlık alanlarından birisi de boşanma avukatlığıdır.

On yılı aşkın deneyimli avukatları ile boşanma davalarında önemli deneyimler kazanmıştır. Boşanma davalarının esasını etkileyen delilleri, etkin ve sistematik olarak boşanma davalarında kullanan Giresun boşanma avukatı kadrosu ile önemli başarılar elde etmiştir.

Bu makalemizde, Türkiye çağında baktığımız davalardan elde ettiğimiz bir kısım deneyimleri kısaca size aktarmaya çalışacağız. Giresun boşanma avukatı olarak, başta anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları olmak üzere, boşanma davasının ferisi niteliğindeki mal paylaşımı (eşler arasında mal rejimi tasfiyesi), velayet, maddi ve manevi tazminat, nafaka hususlarını ele alacağız. Ayrıca boşanma sürecini, süresini ve boşanma davası ile ilgili diğer hususlarla beraber ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi kanunu, “Boşanma Avukatı” nın önemi sizlere aktarmaya çalışacağız.

 

BOŞANMA NEDİR?

Türkiye’deki geleneklerimize göre evlilik, eşler arasında nişanlama sonucun resmi nitelikteki evlilik akdinin yapılması ile doğar.

Boşanma ise eşlerin, evlilik birliği içerisinde anlaşamamaları yada kanunda sayılan bazı sebeplerin meydana gelmesi sonucunda eşlerden birisinin boşanma avukatı aracılığıyla mahkemeye başvurması sonucu evlilik birliğinin sona erdirilmesi olarak tanımlanabilir.

Giresun boşanma avukatı olarak büromuz, aşağıda sayılan ve kanunda öngörülen tüm sebepler nedeniyle Aile Mahkemesi nezdinde boşanma davalarına bakmış olup, müvekkilimizin en uygun ve en kısa yoldan boşanmasını sağlamaktadır.

 

GIRESUN BOŞANMA AVUKATI İLE ANLAŞMALI BOŞANMA

Eşler, birbiri ile boşanma konusunda anlaşarak eşlerden birinin yerleşim yerindeki yada eşlerin son altı aydan beri oturduğu yerdeki, diğer bir ifade ile eşlerden biri Giresun'da yaşıyorsa Giresun boşanma avukat ile beraber Aile Mahkemesine başvurarak anlaşmalı boşanma davası açabilir. Bu davanın açılabilmesi maddi tazminat, manevi tazminat, çocukların velayeti, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, ortak alınan eşya malların paylaşımı hususunda anlaşmaları ve düzenleyecekleri protokole bunları yazmaları gerekmektir.

Bu davanın açılabilmesi için en önemli şart, evlilik tarihinden itibaren en az bir yıllık sürenin geçmesi zorunludur.

 

GIRESUN BOŞANMA AVUKATI İLE BOŞANMA SEBEPLERİ

  • Zina (Aldatma) Sebebiyle Boşanma

Ülkemizde zina nedeniyle boşanma davası, en çok başvurulan boşanma sebeplerinden birisidir. Kısaca Zina; eşlerden birinin, eşi dışındaki karşı cinsten biri ile kuruduğu cinsel ilişki olarak tanımlanır.

Zina nedeniyle boşanma davasının kazanılabilmesi için davayı açan eşin, eşinin karşı cinsiyetten biri ile zina ettiğini ispatlaması gerekmektedir.

Ancak zinayı öğrenmesine rağmen eş, evlilik birliğini sürdürmüşse artık affetmiş sayılacak ve zina nedeniyle boşanma davası açamayacaktır.

Bu davanın açılma süresi ise, zinanın öğrenilmesinden itibaren altı ay her halde zina eylemi öğrenilmese bile beş yıldır.

 

  • Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış

Eşlerden birinin, evlilik birliği içerisinde diğer biri eşi kasten öldürmeye çalışması yada eşe karşı hakaret etmesi, dövmesi, aç bırakması, psikolojik olarak işkence etmesi ve benzeri fiillerden herhangi birini gerçekleştirmesi halinde bu boşanma sebebine dayanılarak Giresun boşanma avukatı aracılığıyla dava açılabilmesi mümkündür.

Ancak zina da olduğu gibi boşanmaya sebebiyet veren fiili öğrenmesine rağmen eş, evlilik birliğini sürdürmüşse artık affetmiş sayılacak ve zina nedeniyle boşanma davası açamayacaktır.

Yine bu davanın açılma süresi ise, zinanın öğrenilmesinden itibaren altı ay her halde zina eylemi öğrenilmese bile beş yıldır.

 

  • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Davası

Eşlerden birinin yüz kızartıcı suçlardan birini işlemesi halinde bu sebebe dayanılarak Giresun boşanma avukatı aracılığıyla boşanma davası açması mümkündür.

Yüz kızartıcı suçlara örnek olarak, Hırsızlık, Dolandırıcılık, Uyuşturucu Madde Kullanmak veya ticaretini yapmak, Rüşvet almak vermek, Hileli İflas, İrtikap örnek gösterilebilir.

Diğer taraftan haysiyetiz hayat süren eşin, ailenin namus, şeref ve itibarını sarsması gerekmektedir. Örnek olarak eşin, devamlı pavyonlara, genelevlere gitmesi, devamlı kumar oynaması örnek olarak gösterilebilir.

 

  • Terk Nedeniyle Boşanma Davası

Eşlerden birinin, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini getirmemek amacıyla sürekli bir irade ile ailenin yaşadığı ortak konutu terk etmişse ve terk tarihinden itibaren en az dört ay geçmişse, bu durumda terk edilen eş, Giresun boşanma avukatı aracılığı ile ve noter kanalıyla eşin eve dönmesini istemelidir. Evi terk eden eş, bu ihtara rağmen aile konutuna geri dönmemiş ise bu durumda terk nedeniyle terk edilen eşin, boşanma davası açması mümkündür.

Ancak burada unutulmaması gereken husus evi terk eden eşin evi terk etmesinde haklı bir sebebinin olmaması gerektiğidir. Eğer evi terk eden eşin haklı bir sebebi varsa bu sebebe dayanılarak boşanma davası açamaz.

Ayrıca ortak konutu terke zorlayan eşin de bu davayı açması mümkün değildir.

Yukarıda yer verilen ihtarda evi terk eden eşe, Giresun boşanma avukatı aracılığıyla çekilecek ihtar ile en az iki aylık süre verilmelidir. İki ay içinde eşin eve dönmesi halinde bu davanın açılması mümkün değildir. Gerekli olması halinde belirtilen ihtarın ilan yoluyla da yapılması mümkündür.

 

  • Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası

Eşlerden birinin evliliğin devamı süresi içerisinde akıl hastalığına yakalanması ve bu akıl hastalığının geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık raporu ile tespit edilmesi halinde bu boşanma sebebine dayanılarak boşanma davası açılabilir.

Ancak akıl hastası olan eşin durumu evlilik birliğini çekilmez hale getirmiyorsa bu sebebe dayanılabilmesi mümkün değildir.

Aklı hastalığı sebebiyle boşanma davası Giresun boşanma avukatı ile herhangi bir süreye bağlı olmaksızın açılabilir.

 

  • Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Boşanma Davası

Giresun boşanma avukatı yukarıda sayılan özel boşanma sebeplerinden herhangi birine dayanarak boşanma davası açabilir. Ancak yukarıda yer alan sebeplerden herhangi biri yoksa yada var olmasına rağmen farklı boşanma sebepleri varsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açabilir.

Eşlerin birbiri ile sosyal, ekonomik, kültürel, dini ve kişisel farklılıkları olabilir. Bu durumda eşlerin aralarındaki bu sayılan farklılıklar nedeniyle devamlı tartışması bazen kaçınılmaz olur. Bu tartışmaların çekilmez olduğu yerde artık eşlerden biri, boşanmaya karar vererek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayanarak boşanma davası açabilecektir.

Yargıtay kararlarına göre aşağıda sayılan hareketler boşanma sebebi olarak sayılmıştır.

  • Eşin, cinsel ilişkiden devamlı kaçınması
  • Eşin, diğer eşin değer verdiği gün ve etkinliklere değer vermeyip iştirak etmemesi,
  • Eşlerden birinin ekonomik olarak aşırı borçlanması ve bunun sonucunda dava ve takiplere maruz kalması,
  • Eşin, ev işlerine veya çocuğun bakımı ve eğitimi ile ilgilenmemesi,
  • Aile içinde kalması gereken özel hususların üçüncü kişilere anlatılması,
  • Eşin diğer eşe kendisini sevmediğini söylemesi,
  • Eşin, diğer eşe ekonomik, duygusal veya psikolojik şiddet uygulaması,

Gibi bunlarla sınırlı olmamak üzere diğer sebepler genel boşanma sebepleri arasında sayılmıştır.

Tüm bu boşanma sebepleri birbiri içine geçmiş olması nedeniyle uzman boşanma avukatlarına başvurarak dava açılması daha sağlıklı olacaktır.

Ancak boşanma avukatı ile açılan boşanma davasının reddedilmesi halinde eşler, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl içinde tekrar bir araya gelemezlerse, eşlerden herhangi birinin uzman boşanma avukatı aracılığıyla talebi üzerine açılan davada evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kabul edecek ve boşanmaya karar verilecektir.

 

GIRESUN BOŞANMA AVUKATI İLE HANGİ NAFAKALAR TALEP EDİLEBİLİR?

Eşler, evlilik birliği içerisinde ekonomik olarak birbirine bağlı olabilir yada eşler birbirine bağlı olmasa bile boşanma halinde eşler evlilik birliği içindeki ekonomik seviyenin altına düşebilir. Bu durumlarda ekonomik olarak sıkıntıya düşen eşin, diğer eşten kendisi ve çocukları için Giresun boşanma avukatı aracılığıyla nafaka talep etme hakkı vardır.

  • İştirak Nafakası

Boşanma davasının açılması ile beraber yoksulluğa düşen eş, diğer eşin ekonomik gücünün daha iyi olduğuna yada ayrı yaşam sebebiyle yoksulluğa düştüğü gerekçesi ile mahkemeden iştirak nafakası talep edebilir. İştirak nafakası, hem eş hem de çocuk için talep edilebilir. Hakim vereceği karar ile beraber davanın açılış tarihinden itibaren işleyecek iştirak nafakasına hükmeder. Boşanma davası kesinleşince iştirak nafakası sona erer.

  • Yoksulluk Nafakası

Uzman Giresun boşanma avukatı ile açılan davalarda hakim, koşulları varsa, boşanma avukatı aracılığıyla talep edilen yoksulluk nafakasına hükmeder. Bu durumda kararın kesinleşmesinden itibaren uzman boşanma avukatı ile yapılacak icra takibiyle aylık işlemiş ve işleyecek nafakaların tahsili istenir. Yine bu nafaka çocuğun bakım ve eğitimi ve/veya eşin yoksulluğa düşeceği gerekçeleriyle istenebilir.

 

GIRESUN BOŞANMA AVUKATI İLE HANGİ TAZMİNATLAR TALEP EDİLEBİLİR?

Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi gereğince eşlerden birinin, mevcut veya beklenen bir menfaati nedeniyle boşanma yüzünden haleldar olmuşsa ve tazminat talep eden eş, kusursuz ya da daha az kusur ise maddi ve manevi tazminat talep edebilecektir.

Yargıtay kararlarına göre mahkemece eşlerin, sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak ekonomik olarak daha güçsüz eş lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.

 

GIRESUN BOŞANMA AVUKATI İLE VELAYET DAVASININ AÇILMASI

Çocukların velayeti yani çocukların kimde kalacağı hususu eşler arasındaki belki de en önemli hususlardandır. Türk medeni kanununa göre vekaletin kimde olacağı uyuşmazlığı kamu düzeninden olduğundan dolayı Hakim, tarafların isteklerine göre velayete hükmetmeyebilir. Mevzuatımıza göre çocuğun gelişimi ve yararına göre hakim velayet uyuşmazlığını çözümler. Eşlerden hangisi çocuğun sosyal, ekonomik ve kültürel olarak gelişimini daha rahat sağlayacaksa hakim velayeti o eşe verecektir.

Çocukların kavrama yaşı sekiz yaş olarak kabul edildiğinden dolayı hakim, sekiz yaş ve üstü çocukları bizzat dinleyecektir. Ayrıca yukarıda saydığımız diğer koşullar da göz önüne alınarak velayet uyuşmazlığı çözümlenecektir.

Velayet davasında eşlerin kusurlu olup olmaması önem taşımaz. Diğer bir ifade ile zina yapan eşin, Giresun boşanma avukatı aracılığıyla yukarıdaki koşullar göz önüne alınarak çocuklara daha iyi bakacağı tespit edilirse mahkeme, çocuğun velayetini zina yapan eşe verebilecektir. Bu hususta alınacak uzman raporu da önemlidir.

Gümüşhane Boşanma Avukatı

Gümüşhane Boşanma Avukatı olarak, Söz Hukuk & Arabuluculuk & Danışmanlık, Gümüşhane’de avukatlık hizmeti sunduğu uzmanlık alanlarından birisi de boşanma avukatlığıdır.

On yılı aşkın deneyimli avukatları ile boşanma davalarında önemli deneyimler kazanmıştır. Boşanma davalarının esasını etkileyen delilleri, etkin ve sistematik olarak boşanma davalarında kullanan Gümüşhane boşanma avukatı kadrosu ile önemli başarılar elde etmiştir.

Bu makalemizde, Türkiye çağında baktığımız davalardan elde ettiğimiz bir kısım deneyimleri kısaca size aktarmaya çalışacağız. Gümüşhane boşanma avukatı olarak, başta anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları olmak üzere, boşanma davasının ferisi niteliğindeki mal paylaşımı (eşler arasında mal rejimi tasfiyesi), velayet, maddi ve manevi tazminat, nafaka hususlarını ele alacağız. Ayrıca boşanma sürecini, süresini ve boşanma davası ile ilgili diğer hususlarla beraber ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi kanunu, “Boşanma Avukatı” nın önemi sizlere aktarmaya çalışacağız.

 

BOŞANMA NEDİR?

Türkiye’deki geleneklerimize göre evlilik, eşler arasında nişanlama sonucun resmi nitelikteki evlilik akdinin yapılması ile doğar.

Boşanma ise eşlerin, evlilik birliği içerisinde anlaşamamaları yada kanunda sayılan bazı sebeplerin meydana gelmesi sonucunda eşlerden birisinin boşanma avukatı aracılığıyla mahkemeye başvurması sonucu evlilik birliğinin sona erdirilmesi olarak tanımlanabilir.

Gümüşhane boşanma avukatı olarak büromuz, aşağıda sayılan ve kanunda öngörülen tüm sebepler nedeniyle Aile Mahkemesi nezdinde boşanma davalarına bakmış olup, müvekkilimizin en uygun ve en kısa yoldan boşanmasını sağlamaktadır.

 

GÜMÜŞHANE BOŞANMA AVUKATI İLE ANLAŞMALI BOŞANMA

Eşler, birbiri ile boşanma konusunda anlaşarak eşlerden birinin yerleşim yerindeki yada eşlerin son altı aydan beri oturduğu yerdeki, diğer bir ifade ile eşlerden biri Gümüşhane'de yaşıyorsa Gümüşhane boşanma avukat ile beraber Aile Mahkemesine başvurarak anlaşmalı boşanma davası açabilir. Bu davanın açılabilmesi maddi tazminat, manevi tazminat, çocukların velayeti, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, ortak alınan eşya malların paylaşımı hususunda anlaşmaları ve düzenleyecekleri protokole bunları yazmaları gerekmektir.

Bu davanın açılabilmesi için en önemli şart, evlilik tarihinden itibaren en az bir yıllık sürenin geçmesi zorunludur.

 

GÜMÜŞHANE BOŞANMA AVUKATI İLE BOŞANMA SEBEPLERİ

  • Zina (Aldatma) Sebebiyle Boşanma

Ülkemizde zina nedeniyle boşanma davası, en çok başvurulan boşanma sebeplerinden birisidir. Kısaca Zina; eşlerden birinin, eşi dışındaki karşı cinsten biri ile kuruduğu cinsel ilişki olarak tanımlanır.

Zina nedeniyle boşanma davasının kazanılabilmesi için davayı açan eşin, eşinin karşı cinsiyetten biri ile zina ettiğini ispatlaması gerekmektedir.

Ancak zinayı öğrenmesine rağmen eş, evlilik birliğini sürdürmüşse artık affetmiş sayılacak ve zina nedeniyle boşanma davası açamayacaktır.

Bu davanın açılma süresi ise, zinanın öğrenilmesinden itibaren altı ay her halde zina eylemi öğrenilmese bile beş yıldır.

 

  • Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış

Eşlerden birinin, evlilik birliği içerisinde diğer biri eşi kasten öldürmeye çalışması yada eşe karşı hakaret etmesi, dövmesi, aç bırakması, psikolojik olarak işkence etmesi ve benzeri fiillerden herhangi birini gerçekleştirmesi halinde bu boşanma sebebine dayanılarak Gümüşhane boşanma avukatı aracılığıyla dava açılabilmesi mümkündür.

Ancak zina da olduğu gibi boşanmaya sebebiyet veren fiili öğrenmesine rağmen eş, evlilik birliğini sürdürmüşse artık affetmiş sayılacak ve zina nedeniyle boşanma davası açamayacaktır.

Yine bu davanın açılma süresi ise, zinanın öğrenilmesinden itibaren altı ay her halde zina eylemi öğrenilmese bile beş yıldır.

 

  • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Davası

Eşlerden birinin yüz kızartıcı suçlardan birini işlemesi halinde bu sebebe dayanılarak Gümüşhane boşanma avukatı aracılığıyla boşanma davası açması mümkündür.

Yüz kızartıcı suçlara örnek olarak, Hırsızlık, Dolandırıcılık, Uyuşturucu Madde Kullanmak veya ticaretini yapmak, Rüşvet almak vermek, Hileli İflas, İrtikap örnek gösterilebilir.

Diğer taraftan haysiyetiz hayat süren eşin, ailenin namus, şeref ve itibarını sarsması gerekmektedir. Örnek olarak eşin, devamlı pavyonlara, genelevlere gitmesi, devamlı kumar oynaması örnek olarak gösterilebilir.

 

  • Terk Nedeniyle Boşanma Davası

Eşlerden birinin, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini getirmemek amacıyla sürekli bir irade ile ailenin yaşadığı ortak konutu terk etmişse ve terk tarihinden itibaren en az dört ay geçmişse, bu durumda terk edilen eş, Gümüşhane boşanma avukatı aracılığı ile ve noter kanalıyla eşin eve dönmesini istemelidir. Evi terk eden eş, bu ihtara rağmen aile konutuna geri dönmemiş ise bu durumda terk nedeniyle terk edilen eşin, boşanma davası açması mümkündür.

Ancak burada unutulmaması gereken husus evi terk eden eşin evi terk etmesinde haklı bir sebebinin olmaması gerektiğidir. Eğer evi terk eden eşin haklı bir sebebi varsa bu sebebe dayanılarak boşanma davası açamaz.

Ayrıca ortak konutu terke zorlayan eşin de bu davayı açması mümkün değildir.

Yukarıda yer verilen ihtarda evi terk eden eşe, Gümüşhane boşanma avukatı aracılığıyla çekilecek ihtar ile en az iki aylık süre verilmelidir. İki ay içinde eşin eve dönmesi halinde bu davanın açılması mümkün değildir. Gerekli olması halinde belirtilen ihtarın ilan yoluyla da yapılması mümkündür.

 

  • Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası

Eşlerden birinin evliliğin devamı süresi içerisinde akıl hastalığına yakalanması ve bu akıl hastalığının geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık raporu ile tespit edilmesi halinde bu boşanma sebebine dayanılarak boşanma davası açılabilir.

Ancak akıl hastası olan eşin durumu evlilik birliğini çekilmez hale getirmiyorsa bu sebebe dayanılabilmesi mümkün değildir.

Aklı hastalığı sebebiyle boşanma davası Gümüşhane boşanma avukatı ile herhangi bir süreye bağlı olmaksızın açılabilir.

 

  • Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Boşanma Davası

Gümüşhane boşanma avukatı yukarıda sayılan özel boşanma sebeplerinden herhangi birine dayanarak boşanma davası açabilir. Ancak yukarıda yer alan sebeplerden herhangi biri yoksa yada var olmasına rağmen farklı boşanma sebepleri varsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açabilir.

Eşlerin birbiri ile sosyal, ekonomik, kültürel, dini ve kişisel farklılıkları olabilir. Bu durumda eşlerin aralarındaki bu sayılan farklılıklar nedeniyle devamlı tartışması bazen kaçınılmaz olur. Bu tartışmaların çekilmez olduğu yerde artık eşlerden biri, boşanmaya karar vererek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayanarak boşanma davası açabilecektir.

Yargıtay kararlarına göre aşağıda sayılan hareketler boşanma sebebi olarak sayılmıştır.

  • Eşin, cinsel ilişkiden devamlı kaçınması
  • Eşin, diğer eşin değer verdiği gün ve etkinliklere değer vermeyip iştirak etmemesi,
  • Eşlerden birinin ekonomik olarak aşırı borçlanması ve bunun sonucunda dava ve takiplere maruz kalması,
  • Eşin, ev işlerine veya çocuğun bakımı ve eğitimi ile ilgilenmemesi,
  • Aile içinde kalması gereken özel hususların üçüncü kişilere anlatılması,
  • Eşin diğer eşe kendisini sevmediğini söylemesi,
  • Eşin, diğer eşe ekonomik, duygusal veya psikolojik şiddet uygulaması,

Gibi bunlarla sınırlı olmamak üzere diğer sebepler genel boşanma sebepleri arasında sayılmıştır.

Tüm bu boşanma sebepleri birbiri içine geçmiş olması nedeniyle uzman boşanma avukatlarına başvurarak dava açılması daha sağlıklı olacaktır.

Ancak boşanma avukatı ile açılan boşanma davasının reddedilmesi halinde eşler, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl içinde tekrar bir araya gelemezlerse, eşlerden herhangi birinin uzman boşanma avukatı aracılığıyla talebi üzerine açılan davada evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kabul edecek ve boşanmaya karar verilecektir.

 

GÜMÜŞHANE BOŞANMA AVUKATI İLE HANGİ NAFAKALAR TALEP EDİLEBİLİR?

Eşler, evlilik birliği içerisinde ekonomik olarak birbirine bağlı olabilir yada eşler birbirine bağlı olmasa bile boşanma halinde eşler evlilik birliği içindeki ekonomik seviyenin altına düşebilir. Bu durumlarda ekonomik olarak sıkıntıya düşen eşin, diğer eşten kendisi ve çocukları için Gümüşhane boşanma avukatı aracılığıyla nafaka talep etme hakkı vardır.

  • İştirak Nafakası

Boşanma davasının açılması ile beraber yoksulluğa düşen eş, diğer eşin ekonomik gücünün daha iyi olduğuna yada ayrı yaşam sebebiyle yoksulluğa düştüğü gerekçesi ile mahkemeden iştirak nafakası talep edebilir. İştirak nafakası, hem eş hem de çocuk için talep edilebilir. Hakim vereceği karar ile beraber davanın açılış tarihinden itibaren işleyecek iştirak nafakasına hükmeder. Boşanma davası kesinleşince iştirak nafakası sona erer.

  • Yoksulluk Nafakası

Uzman Gümüşhane boşanma avukatı ile açılan davalarda hakim, koşulları varsa, boşanma avukatı aracılığıyla talep edilen yoksulluk nafakasına hükmeder. Bu durumda kararın kesinleşmesinden itibaren uzman boşanma avukatı ile yapılacak icra takibiyle aylık işlemiş ve işleyecek nafakaların tahsili istenir. Yine bu nafaka çocuğun bakım ve eğitimi ve/veya eşin yoksulluğa düşeceği gerekçeleriyle istenebilir.

 

GÜMÜŞHANE BOŞANMA AVUKATI İLE HANGİ TAZMİNATLAR TALEP EDİLEBİLİR?

Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi gereğince eşlerden birinin, mevcut veya beklenen bir menfaati nedeniyle boşanma yüzünden haleldar olmuşsa ve tazminat talep eden eş, kusursuz ya da daha az kusur ise maddi ve manevi tazminat talep edebilecektir.

Yargıtay kararlarına göre mahkemece eşlerin, sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak ekonomik olarak daha güçsüz eş lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.

 

GÜMÜŞHANE BOŞANMA AVUKATI İLE VELAYET DAVASININ AÇILMASI

Çocukların velayeti yani çocukların kimde kalacağı hususu eşler arasındaki belki de en önemli hususlardandır. Türk medeni kanununa göre vekaletin kimde olacağı uyuşmazlığı kamu düzeninden olduğundan dolayı Hakim, tarafların isteklerine göre velayete hükmetmeyebilir. Mevzuatımıza göre çocuğun gelişimi ve yararına göre hakim velayet uyuşmazlığını çözümler. Eşlerden hangisi çocuğun sosyal, ekonomik ve kültürel olarak gelişimini daha rahat sağlayacaksa hakim velayeti o eşe verecektir.

Çocukların kavrama yaşı sekiz yaş olarak kabul edildiğinden dolayı hakim, sekiz yaş ve üstü çocukları bizzat dinleyecektir. Ayrıca yukarıda saydığımız diğer koşullar da göz önüne alınarak velayet uyuşmazlığı çözümlenecektir.

Velayet davasında eşlerin kusurlu olup olmaması önem taşımaz. Diğer bir ifade ile zina yapan eşin, Gümüşhane boşanma avukatı aracılığıyla yukarıdaki koşullar göz önüne alınarak çocuklara daha iyi bakacağı tespit edilirse mahkeme, çocuğun velayetini zina yapan eşe verebilecektir. Bu hususta alınacak uzman raporu da önemlidir.

Rize Boşanma Avukatı

Rize boşanma avukatı olarak, Söz Hukuk & Arabuluculuk & Danışmanlık, Rize’de avukatlık hizmeti sunduğu uzmanlık alanlarından birisi de boşanma avukatlığıdır.

On yılı aşkın deneyimli avukatları ile boşanma davalarında önemli deneyimler kazanmıştır. Boşanma davalarının esasını etkileyen delilleri, etkin ve sistematik olarak boşanma davalarında kullanan Rize boşanma avukatı kadrosu ile önemli başarılar elde etmiştir.

Bu makalemizde, Türkiye çağında baktığımız davalardan elde ettiğimiz bir kısım deneyimleri kısaca size aktarmaya çalışacağız. Rize boşanma avukatı olarak, başta anlaşmalı ve çekişmeli boşanma davaları olmak üzere, boşanma davasının ferisi niteliğindeki mal paylaşımı (eşler arasında mal rejimi tasfiyesi), velayet, maddi ve manevi tazminat, nafaka hususlarını ele alacağız. Ayrıca boşanma sürecini, süresini ve boşanma davası ile ilgili diğer hususlarla beraber ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi kanunu, “Boşanma Avukatı” nın önemi sizlere aktarmaya çalışacağız.

 

BOŞANMA NEDİR?

Türkiye’deki geleneklerimize göre evlilik, eşler arasında nişanlama sonucun resmi nitelikteki evlilik akdinin yapılması ile doğar.

Boşanma ise eşlerin, evlilik birliği içerisinde anlaşamamaları yada kanunda sayılan bazı sebeplerin meydana gelmesi sonucunda eşlerden birisinin boşanma avukatı aracılığıyla mahkemeye başvurması sonucu evlilik birliğinin sona erdirilmesi olarak tanımlanabilir.

Rize boşanma avukatı olarak büromuz, aşağıda sayılan ve kanunda öngörülen tüm sebepler nedeniyle Aile Mahkemesi nezdinde boşanma davalarına bakmış olup, müvekkilimizin en uygun ve en kısa yoldan boşanmasını sağlamaktadır.

 

RIZE BOŞANMA AVUKATI İLE ANLAŞMALI BOŞANMA

Eşler, birbiri ile boşanma konusunda anlaşarak eşlerden birinin yerleşim yerindeki yada eşlerin son altı aydan beri oturduğu yerdeki, diğer bir ifade ile eşlerden biri Rize'de yaşıyorsa Rize boşanma avukat ile beraber Aile Mahkemesine başvurarak anlaşmalı boşanma davası açabilir. Bu davanın açılabilmesi maddi tazminat, manevi tazminat, çocukların velayeti, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, ortak alınan eşya malların paylaşımı hususunda anlaşmaları ve düzenleyecekleri protokole bunları yazmaları gerekmektir.

Bu davanın açılabilmesi için en önemli şart, evlilik tarihinden itibaren en az bir yıllık sürenin geçmesi zorunludur.

 

RIZE BOŞANMA AVUKATI İLE BOŞANMA SEBEPLERİ

  • Zina (Aldatma) Sebebiyle Boşanma

Ülkemizde zina nedeniyle boşanma davası, en çok başvurulan boşanma sebeplerinden birisidir. Kısaca Zina; eşlerden birinin, eşi dışındaki karşı cinsten biri ile kuruduğu cinsel ilişki olarak tanımlanır.

Zina nedeniyle boşanma davasının kazanılabilmesi için davayı açan eşin, eşinin karşı cinsiyetten biri ile zina ettiğini ispatlaması gerekmektedir.

Ancak zinayı öğrenmesine rağmen eş, evlilik birliğini sürdürmüşse artık affetmiş sayılacak ve zina nedeniyle boşanma davası açamayacaktır.

Bu davanın açılma süresi ise, zinanın öğrenilmesinden itibaren altı ay her halde zina eylemi öğrenilmese bile beş yıldır.

 

  • Hayata Kast, Pek Kötü Veya Onur Kırıcı Davranış

Eşlerden birinin, evlilik birliği içerisinde diğer biri eşi kasten öldürmeye çalışması yada eşe karşı hakaret etmesi, dövmesi, aç bırakması, psikolojik olarak işkence etmesi ve benzeri fiillerden herhangi birini gerçekleştirmesi halinde bu boşanma sebebine dayanılarak Rize boşanma avukatı aracılığıyla dava açılabilmesi mümkündür.

Ancak zina da olduğu gibi boşanmaya sebebiyet veren fiili öğrenmesine rağmen eş, evlilik birliğini sürdürmüşse artık affetmiş sayılacak ve zina nedeniyle boşanma davası açamayacaktır.

Yine bu davanın açılma süresi ise, zinanın öğrenilmesinden itibaren altı ay her halde zina eylemi öğrenilmese bile beş yıldır.

 

  • Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebebiyle Boşanma Davası

Eşlerden birinin yüz kızartıcı suçlardan birini işlemesi halinde bu sebebe dayanılarak Rize boşanma avukatı aracılığıyla boşanma davası açması mümkündür.

Yüz kızartıcı suçlara örnek olarak, Hırsızlık, Dolandırıcılık, Uyuşturucu Madde Kullanmak veya ticaretini yapmak, Rüşvet almak vermek, Hileli İflas, İrtikap örnek gösterilebilir.

Diğer taraftan haysiyetiz hayat süren eşin, ailenin namus, şeref ve itibarını sarsması gerekmektedir. Örnek olarak eşin, devamlı pavyonlara, genelevlere gitmesi, devamlı kumar oynaması örnek olarak gösterilebilir.

 

  • Terk Nedeniyle Boşanma Davası

Eşlerden birinin, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini getirmemek amacıyla sürekli bir irade ile ailenin yaşadığı ortak konutu terk etmişse ve terk tarihinden itibaren en az dört ay geçmişse, bu durumda terk edilen eş, Rize boşanma avukatı aracılığı ile ve noter kanalıyla eşin eve dönmesini istemelidir. Evi terk eden eş, bu ihtara rağmen aile konutuna geri dönmemiş ise bu durumda terk nedeniyle terk edilen eşin, boşanma davası açması mümkündür.

Ancak burada unutulmaması gereken husus evi terk eden eşin evi terk etmesinde haklı bir sebebinin olmaması gerektiğidir. Eğer evi terk eden eşin haklı bir sebebi varsa bu sebebe dayanılarak boşanma davası açamaz.

Ayrıca ortak konutu terke zorlayan eşin de bu davayı açması mümkün değildir.

Yukarıda yer verilen ihtarda evi terk eden eşe, Rize boşanma avukatı aracılığıyla çekilecek ihtar ile en az iki aylık süre verilmelidir. İki ay içinde eşin eve dönmesi halinde bu davanın açılması mümkün değildir. Gerekli olması halinde belirtilen ihtarın ilan yoluyla da yapılması mümkündür.

 

  • Akıl Hastalığı Nedeniyle Boşanma Davası

Eşlerden birinin evliliğin devamı süresi içerisinde akıl hastalığına yakalanması ve bu akıl hastalığının geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık raporu ile tespit edilmesi halinde bu boşanma sebebine dayanılarak boşanma davası açılabilir.

Ancak akıl hastası olan eşin durumu evlilik birliğini çekilmez hale getirmiyorsa bu sebebe dayanılabilmesi mümkün değildir.

Aklı hastalığı sebebiyle boşanma davası Rize boşanma avukatı ile herhangi bir süreye bağlı olmaksızın açılabilir.

 

  • Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeniyle Boşanma Davası

Rize boşanma avukatı yukarıda sayılan özel boşanma sebeplerinden herhangi birine dayanarak boşanma davası açabilir. Ancak yukarıda yer alan sebeplerden herhangi biri yoksa yada var olmasına rağmen farklı boşanma sebepleri varsa evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davası açabilir.

Eşlerin birbiri ile sosyal, ekonomik, kültürel, dini ve kişisel farklılıkları olabilir. Bu durumda eşlerin aralarındaki bu sayılan farklılıklar nedeniyle devamlı tartışması bazen kaçınılmaz olur. Bu tartışmaların çekilmez olduğu yerde artık eşlerden biri, boşanmaya karar vererek evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayanarak boşanma davası açabilecektir.

Yargıtay kararlarına göre aşağıda sayılan hareketler boşanma sebebi olarak sayılmıştır.

  • Eşin, cinsel ilişkiden devamlı kaçınması
  • Eşin, diğer eşin değer verdiği gün ve etkinliklere değer vermeyip iştirak etmemesi,
  • Eşlerden birinin ekonomik olarak aşırı borçlanması ve bunun sonucunda dava ve takiplere maruz kalması,
  • Eşin, ev işlerine veya çocuğun bakımı ve eğitimi ile ilgilenmemesi,
  • Aile içinde kalması gereken özel hususların üçüncü kişilere anlatılması,
  • Eşin diğer eşe kendisini sevmediğini söylemesi,
  • Eşin, diğer eşe ekonomik, duygusal veya psikolojik şiddet uygulaması,

Gibi bunlarla sınırlı olmamak üzere diğer sebepler genel boşanma sebepleri arasında sayılmıştır.

Tüm bu boşanma sebepleri birbiri içine geçmiş olması nedeniyle uzman boşanma avukatlarına başvurarak dava açılması daha sağlıklı olacaktır.

Ancak boşanma avukatı ile açılan boşanma davasının reddedilmesi halinde eşler, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren üç yıl içinde tekrar bir araya gelemezlerse, eşlerden herhangi birinin uzman boşanma avukatı aracılığıyla talebi üzerine açılan davada evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını kabul edecek ve boşanmaya karar verilecektir.

 

RIZE BOŞANMA AVUKATI İLE HANGİ NAFAKALAR TALEP EDİLEBİLİR?

Eşler, evlilik birliği içerisinde ekonomik olarak birbirine bağlı olabilir yada eşler birbirine bağlı olmasa bile boşanma halinde eşler evlilik birliği içindeki ekonomik seviyenin altına düşebilir. Bu durumlarda ekonomik olarak sıkıntıya düşen eşin, diğer eşten kendisi ve çocukları için Rize boşanma avukatı aracılığıyla nafaka talep etme hakkı vardır.

  • İştirak Nafakası

Boşanma davasının açılması ile beraber yoksulluğa düşen eş, diğer eşin ekonomik gücünün daha iyi olduğuna yada ayrı yaşam sebebiyle yoksulluğa düştüğü gerekçesi ile mahkemeden iştirak nafakası talep edebilir. İştirak nafakası, hem eş hem de çocuk için talep edilebilir. Hakim vereceği karar ile beraber davanın açılış tarihinden itibaren işleyecek iştirak nafakasına hükmeder. Boşanma davası kesinleşince iştirak nafakası sona erer.

  • Yoksulluk Nafakası

Uzman Rize boşanma avukatı ile açılan davalarda hakim, koşulları varsa, boşanma avukatı aracılığıyla talep edilen yoksulluk nafakasına hükmeder. Bu durumda kararın kesinleşmesinden itibaren uzman boşanma avukatı ile yapılacak icra takibiyle aylık işlemiş ve işleyecek nafakaların tahsili istenir. Yine bu nafaka çocuğun bakım ve eğitimi ve/veya eşin yoksulluğa düşeceği gerekçeleriyle istenebilir.

 

RIZE BOŞANMA AVUKATI İLE HANGİ TAZMİNATLAR TALEP EDİLEBİLİR?

Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi gereğince eşlerden birinin, mevcut veya beklenen bir menfaati nedeniyle boşanma yüzünden haleldar olmuşsa ve tazminat talep eden eş, kusursuz ya da daha az kusur ise maddi ve manevi tazminat talep edebilecektir.

Yargıtay kararlarına göre mahkemece eşlerin, sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 52) dikkate alınarak ekonomik olarak daha güçsüz eş lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekmektedir.

 

RIZE BOŞANMA AVUKATI İLE VELAYET DAVASININ AÇILMASI

Çocukların velayeti yani çocukların kimde kalacağı hususu eşler arasındaki belki de en önemli hususlardandır. Türk medeni kanununa göre vekaletin kimde olacağı uyuşmazlığı kamu düzeninden olduğundan dolayı Hakim, tarafların isteklerine göre velayete hükmetmeyebilir. Mevzuatımıza göre çocuğun gelişimi ve yararına göre hakim velayet uyuşmazlığını çözümler. Eşlerden hangisi çocuğun sosyal, ekonomik ve kültürel olarak gelişimini daha rahat sağlayacaksa hakim velayeti o eşe verecektir.

Çocukların kavrama yaşı sekiz yaş olarak kabul edildiğinden dolayı hakim, sekiz yaş ve üstü çocukları bizzat dinleyecektir. Ayrıca yukarıda saydığımız diğer koşullar da göz önüne alınarak velayet uyuşmazlığı çözümlenecektir.

Velayet davasında eşlerin kusurlu olup olmaması önem taşımaz. Diğer bir ifade ile zina yapan eşin, Rize boşanma avukatı aracılığıyla yukarıdaki koşullar göz önüne alınarak çocuklara daha iyi bakacağı tespit edilirse mahkeme, çocuğun velayetini zina yapan eşe verebilecektir. Bu hususta alınacak uzman raporu da önemlidir.

Image

Ceza Hukuku, İcra Hukuku, Ticaret Hukuku, Şirketler Hukuku, İş Hukuku, Sigorta Hukuku, Basın Hukuku, İdare Hukuku, Aile Hukuku, Gayrimenkul ve İnşaat Hukuku, Miras Hukuku ve Tüketici Hukuku başta olmak üzere, çözüm ortaklarımızla birlikte ulusal ve uluslararası tüm mecralarda vekillik sıfatını başarıyla yerine getiren saygın ve kurumsal bir hukuk bürosudur.